Merhabalar.
Biraz geç döndüm sevgili blogum. Maalesef bu önümüzdeki haftalarda da biraz meşgulüm ondan sonra inşallah sık sık yazmaya yeniden başlayacağım.
Geçenlerde tencerelerime bakıyordum ilk nereden alındı, kaç yıldır kullanıyorum, hala taş gibi eskimeyecek mi falan filan işte diyordum ki sonradan hatırladığım bir konu bu tencerelerin aynısı Feyza'da da vardı.
Feyza kim mi?
Aman bi tanıdık eşimin arkadaşının daha doğrusu iş ortağının karısı.
Biz evlenirken onların bir kızı vardı sonradan bir kızları daha oldu.
Kocası da ben naaparsam, ne alırsam, aynısından Feyza'ya da alırdı.
Bizi elti gibi yarıştırırdı. Bu durum ne Feyza'nın ne de benim umurumuzdaydı.
Gerçi ben çalışıyordum Feyza ev hanımıydı ama olsundu illa kendi karısının benden üstün özellikleri var olduğuna inanmak isterdi belki de bilemiyorum.
Ben ehliyet aldığımda baya profesyonel kullanırdım arabayı Feyza'nın da ehliyeti var derdi.
İyi de sen arabanı vermiyorsun ki Feyza'ya dediğimde sinirli sinirli gitmişti dükkandan. :)))
Sonra tencerelere nereden mi bağlayacağım konuyu?
Çekiliş yapıyoruz çamaşır makinesi kazandınız ama önce şu çelik tencereleri de satın alın diyen eski zaman pazarlamacıları iki aileye bu tencereleri sözüm ona promosyon olarak ama senetler yaparak bırakmış gitmişler.
Alan kişiler de sonradan kazıklandıklarına uyanıp bu tencereleri bizimkilere satmışlar.
Markası çok belli değil yıllardır kullanıyorum aklımda bile değil.
Sarı altın rengi sapları, kapakları cam ama ortadaki tutamacı da altın rengi olan o zamanın gösterişli çelik tencereleri işte.
Geçenlerde sürekli kullandığımın sapı küt diye çıktı. Kaldı tek sapla sanki dünyaya meydan okurcasına, bulunduğu duruma isyan edercesine. O halde kullanıyorum ne zamandır.
Tabii biz yaklaşık 25 yıl önce ortağımızdan ayrıldık herkes kendi yoluna dedik ilgimiz, bağımız kesildi haliyle. Yaklaşık 1 ay önce duydum ki Seyfettin efendi (Feyza'nın kocası) Feyza'dan ayrılmış, dükkanda çalışan kıza nikah kıymış...
Feyza adına baya üzüldüm.
Sonra kendi halimi düşündüm biraz da kendime üzüldüm. Yemek yaparken bu tencerenin aynısından Feyza'nın da vardı naaptı ki attı mı ki derken tencerelerimi değiştirmeye karar verdim.
Tefal'in yer kaplamayan, sapı çıkabilip hem tepsi hem tencere olabilen setinden alıciim inşallah.
Pahalı mı pahalı ama 30 yıllık, üstelik bir tanesinin sapı isyan bayrağını açmış olan tencerelerimi elden çıkaracağımı düşünmek savurganlık olarak nitelenebilir şu ekonomik durumda ama olsun ne var?
Bir çelik tencereden nerelere gelmişim yine vay efendim taş gibi tencere değişir miymiş, yazık günah değil miymiş, peki taş gibi hatunların bozuk para gibi harcandığı günümüzde biz tencereleri harcamışız çok mu?
İşte bu kafamda pırıltılı bir ampul yanmasına sebep olan fikir hoşuma gitti. Gücüm yettikçe yenileyeceğim her şeyi yeter ve de YETER artık...
Ve Feyza da atmıştır o tencereleri, elden çıkarmıştır umarım.
Selam ve muhabbetle...