Nil’i ırmağına Leylî’ yi çölüne. Emaneti yerli yerine.
Bileğimdeki yaşam bağı kopmak üzere. Saçlarımın arası kum sızısı, ağzım dilim, gözüm kulağım kum dolu. Yeni yeni anladım bir ırmakta akıyorum zannederken çöl olduğumu. Doğruymuş dara düşenin kendisini çöllere vurduğu ve çölün, ismine açılan yepyeni bir defterde durduğu..................................................
En güzel en derin en mavi en yeşil nehrin üzerindeyim şimdi. Taştan değil gemim savrulmuyorum. Sazdan bir sal üzerinde ışıklar içinde yüzüyorum. Dilim tutulmuş çoktan, yalnızca seyrediyorum. Binlerce yıl kum altında kalmış ol sebepten bozulmamış onca duvar resmi arasında benim de bıraktığım bir resim olmalı, onu arıyorum. Rüyası görülmüş, tabiri birkaç kez yanılmalı olsa da nihayette yapılmış. Şimdi geriye gerçekleşmesi kalmış. O rüyayı görene bu hatıra verilmez mi? Kim bulabilir bundan böyle beni?
....................................
14 Şubat 2010,Pazar
nazan bekiroğlu yazıları
Beynimdeki İnciler:
Çöle dönmüş hayatlar çölü kıskanmış insanlar...
Nesi var nesi yok bir anda kaybedilmiş bir dünyanın dışından bakan gözler.
Çöl üzerine yazılan en güzel yazılardan biri daha...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder