11 Aralık 2013 Çarşamba

İlk İşim Hakkında Yazdıklarım.

Blog Fırtınası' nın 11. gün etkinliğinin konusu şöyle:
Bakalım beğenecek misiniz?

11. Gün: İlk işiniz hakkında yazın.
...
Çok güzel bir konu olmuş bunu çok sevdim...
...

Benim ilk işim babamın dükkanında çıraklık yapmaktı. Öyle eni konu bir çıraklık değil sadece kendisi dışarı gittiğinde ben dururdum. Emekli olduktan sonra açmıştı o dükkanı.
Esnaflık yapmak daha o günlerde bile beceri alanıma girmediği için o zaman da beceriksizlikler yapan bir çıraktım. :))))))
Yeğenimin adını taşıyan "Gıda Pazarı" adı altında büyükçe bir bakkal dükkanıydı.
Çok severek hevesle açmıştık o dükkanı biz. Buzdolaplı vitrini olan, renkli lambalarıyla ışıl ışıl, şık görünümlü, temiz, cici bir dükkandı işte. Rahmetli yıllarca idarecilik yapıp emrinde çalışan elemanlardan sonra bir çocuğun gelip sakız istemesiyle yerinden hemen kalkar büyük küçük herkese aynı özeni gösterirdi. Kravatını boynundan hiç çıkarmayan bir bakkaldı benim babam.
Bana verdiği ilk dersi hiç unutmadım.
-Kızım dükkanda olmayan bir şey istendiğinde 'yok' demeyeceksin 'kalmadı' diyeceksin.
Ahahahaa...
-E baba o bizde hiç yok ki kalmadı niye diyelim?
-Müşterinin istediğini dükkanda bulundurmalıyız ki bir daha ihtiyaç olduğunda gelsin. Sen yok dersen, orada yoktur diye gelmez. Kalmadı dersen belki gelmiştir diye gelir. 
Güzel bir dersti...:)
Yine bir gün babam mal almak için gittiğinde o muhitte oturan bir amca geldi.
-Kızım... dedi.
-Düğünümüz var üç otobüs dolusu akrabayla birlikte gelin almak için yola gideceğiz.
Ben bakıyorum şaşkın şaşkın acaba ben bu üç otobüs dolusu halka ne satacağım? diye.
-Bu iki litrelik kolalardan kaç bardak çıkar...
:))))))))))))))))
-Amcacım koyacağınız bardağa bağlı büyük mü bardak, küçük mü?
-Aman ne bileyim işte şu kadar diye orada bulunan su bardağını gösterdi bana.
Bilmiş bilmiş
-Altı bardak çıkar amca... Diyiverdim...
Diyiverdim ama ne ölçtüm ne tarttım... Sadece göz kararı söyledim o rakamı.
-Ver o zaman sen ordan onbeş tane iki litrelik kola...
Ahahaaaaaaa...
İyi ve karlı bir satış yapmıştım. Babam geldiğinde hemen müjdelemiştim. Meğer on bardak çıkıyormuş o bardakla.:)))))))))))
Babam da bana tembih etmişti bir daha bilmeden miktar söyleme diye. :)))))))))
Çıraklık yorucu değildi aslında. İşim gelen müşteriyle ilgilenmek, aradığını kolayca bulmasına yardımcı olmak, temiz ve düzgün bir ortam sağlamaktı.
Tahta kaplı olduğu için yerleri sık sık suyla ıslatmayı çok severdim. Dükkanın önünde bulunan topları, içecek buzdolabını içeri taşımak zor gelmezdi hiç. :))) Duvarların tümü raf döşeliydi. Ve gelen kolileri boşaltıp  raflara sıralamak zevkliydi. Paketlerin düzgün ve aynı yönde olması için özen gösterirdim. En güzeli de oradaki çekirdek çuvalından bir kase dolusu aldığım Kıbrıs çekirdeği eşliğinde kitap okumanın tadını veren hiç bir şey yoktu. :)))) Ben başarılı bir çıraktımmm... Babamın çırağı...

:)))))))))))))))))))))...


2 yorum:

Evde Yazar dedi ki...

Keyifli bir hikaye ve güzel bir iş deneyimiymiş.
Nerede şimdi babanız gibi dürüst esnaflık yapanlar..
Bir şişeden 6 değil, 10 bardak çıkar diye sizi uyarması ne de güzel bie hayat dersiymiş:)

eratasarim2012@gmail.com dedi ki...

Hayır o değil de adamcağız dükkana geldiğinde ben yüzüne bakamamıştım. :)))))))))))))