26 Şubat 2015 Perşembe

Ahmet Murat Karaduman...

ŞİMDİ.....EVET ŞİMDİ....
Şimdi Karadeniz in sisli puslu ormanlarından kıyıya doğru yürüyüp, siyah lacivert dalgalarını izlemek, gürültülü hırçın seslerine kulak vermek lazım diyorum...Şimdi....
Bacakların kara gömülürken bata çıka ilerlemek, önünde serilen sonsuz maviliğin, koyu laciverte dönüşen renginde akşamüstü kocaman bir ateş yakıp, ayaz bir gecenin soğuğunda titremek....
Bir göz odasında bir ormanevinin şöminesi için küçücük bahçesinde, kocaman bir kütük üzerinde, keskin bir baltayla odun kırmak, şimdi....
Geçmiş geçmişte kalmış, gelecek gelecekte, ellerim kıpkırmızı olmuş üşümekten, çıtır çıtır yanan bir ateşin başında, şöminesinden yayılan ateşin ışığında uzayıp giden bir gölge olmak, sessiz sedasız, o ışığın içinde olmak, şimdi.......
Aklına bir şiir gelsin, içli bir türkü, geçmişten bir silüet, bir hayalle sarmaş dolaş olup, canlanıp boynuna dolanan kollar diyorum şimdi, evet şimdi....
Gerçek berbattır, hele yalın hali, hele çıplak hali, hele direkt hali...Berbat ve berbat...Bir yalan ol diyorum kendime, bir hiç, bir zerre, kaybolup dağıl git boşlukta, şimdi evet tam da şimdi....
Sessiz bir ses ol, bir sıcak tek nefes ol, bir buharda, bir zerre, yağmurda bir damla, bir çam ormanında, tek bir ağacın tek bir yaprağında, berrak, parıltılı, sade, tek bir damla, ay ışığı altında, gümüşi bir parıltıyla, parla diyorum sadece parla, şimdi evet şimdi...
Kaç git bu gürültüden, kaç git bu yapaylıklardan, boğulmuşluklardan, berbat iletişim ve ilişki taklitlerinden, saçmasapan yavanlıklardan, kaç git, git....şimdi....tam da şimdi....
Karadeniz de bir dalga ol, akşam üzeri sert bir rüzgar ol, yanan bir ocakta kıpkırmızı bir kor ol, bir köy evinin yanan bir ocağında tüten bir baca ol, savrulup giden bir duman ol, şimdi ol evet şimdi.....
Hatta bir türküde bir mısra ol, bir içli Karadeniz türküsünde tulumun o keskin ve acıklı sesinde bir mısra ol....sadece bir mısra ol....
Ve senin nefesinde bir nefes, senin sesinde bir ses olmak...Kollarımla değil ruhumla sarılmak bedenine, özleyip deliye döndüren o kokun zerre zere dolarken ciğerlerime, en keskin haliyle sessizliğimin, en yalın haliyle, erimek , sadece erimek gözlerinde.......şimdi......
Şimdi evet şimdi.......

Hiç yorum yok: