29 Aralık 2013 Pazar

Bazen Kaybediyor İnsan...

En yakın arkadaşını...
Ama her şeye rağmen bu hayat yaşanıyor ve zamanın nasıl bir ilaç olduğunu görüyor insan.
Hayır unutulmuyor da zamanla başka gaileler girince hayata öteleniyor diyelim...
...
İşe ilk başladığım günün sabahı daha ilk gördüğümde içime doğmuştu iyi arkadaş olacağımız.
Sarışın dalgalı saçlı, yemyeşil gözlü yüzü her daim gülen bir kızdı.
İkimiz aynı serviste işe başlamıştık. Şefimiz şöyle bir baştan ayağa süzdükten sonra
-Siz yeniler (18 kişi aynı anda başlayınca işe bizim adımız hep yeniler olarak kaldı.) ikinizi birden oturtacak ayrı ayrı masa yok!. Siz ikiniz aynı masada oturacaksınız.
Bir iş yeri ve biz... İki kişi aynı masada oturan çalışanlar. Dışarıdan nasıl görünüyordu bilmiyorum ama o ilk heyecan ve o ilk hevesle hemen oturmuştuk.
İki tane sandalye tek masa üst çekmecesini birimiz alttakini diğerimiz paylaşmıştık. Ne güzel günler geçmişti o tek masada. Fazladan masa gelip de gitmesi gerektiğinde yine sandalyesi hep yanımdaydı.
Bir gün farklı bölümden bir arkadaşla birbirlerini çok sevdiklerini söyledi. Canım arkadaşım çok mutluydu. Ama mutluluğu uzun sürmedi babası evlenmelerine bir türlü izin vermedi. Aksi gibi sevdiği gencin ailesi de istememişti onu...
Yanımdaki sandalyesine gelip oturur ağlar, ağlar...
Teselli etmeye çalışırdım nafile bir çaba içinde.
Derken bir gün bir Cumartesi günü son derece rahat ve gülümseyerek geldi işe...
Bana ve bir kaç arkadaşımıza çok gizli kalmak kaydıyla bir sır verdi. Pazartesi nikah kıyacaklardı... Ailesinden habersiz, herkesten habersiz sadece üç beş kişinin katılacağı bir nikahtı bu. Çok fazla ikna etmeye çalıştım ailesi olmadan en önemlisi de gelinliksiz bir nikahı nasıl içine sindireceğini sorguladım. Ben ne dersem boştu evlenecek ve mutlu olacaktı...
O Pazartesi sabahı erkenden işe gittim iki arkadaşımla şeflerimizden izin aldık ve çıktık nikaha gitmek üzere. Yol üzerinde gördüğüm çiçekçiden hiç değilse bir gelin çiçeği olsun elinde diye çiçek almıştım. Kıyamadım hiç arkadaşımın bu kadar mahzun evlenmesine ama kader bazen böyleydi işte. Sevdiği adamla mutlu olacaktı. Nikah dairesine gittiğimizde saçına güzel bir gelin çiçeği taktırmıştı. Üzerinde her zaman giydiği ceketi, eteği ile bekliyordu. Hemen evlendiler ve kısa süre içinde Alanya' ya gitmek üzere yola çıktılar. Bir an önce gitmeliydiler yokluklarını babası fark etmemeliydi. Küçücük bir çanta içine doldurduğu eşyasını da alıp gittiler. İş yerine döndüğümüzde olay duyulmuş hemen.
Etraftan özellikle şefimiz olacak kadından epeyce azar işitmiştim. Yok efendim o niye duymamışmış, saklı gizli iş çeviriyormuşuz o da bulunmak istermiş falan filan.
Ben zaten tuhaf duygular içindeydim hiç bir şey demeden donup, oturup kalmıştım.
Alanya' da tanıdıkları birinin yazlığında kalacaklardı. Kızı daha o yaz evlenmiş, gelinliğini de annesinin yazlığında bırakmış. Benim arkadaşıma o kişiler güzel bir tören yapmışlar. Deniz kenarında gelinlikli fotoğraflarını çekmişler. Gördüğümde çok sevinmiştim.
...
Kısa süre sonra hamile olduğunu söylediğinde de çok sevinmiştim.
Aradan geçen süre içinde annesi affetmiş, fakat babası hiç bir şekilde affetmemişti...
Annesiyle zaman zaman görüşürdü. İlk zamanlardaki gibi mutlu değildi bir takım problemler yaşamaya başlamıştı ve sorunlu bir hamilelik yaşıyordu hepsi üst üste gelince de zor bir hayat onu bekliyordu...
...
Doğum zamanı gelip çatmıştı.
Bizler ondan gelecek müjdeli haberi bekliyorduk...
Bir sabah işe gittiğimde arkadaşımdan bebeğini kaybettiğini ve kendisinin de komada olduğunu ve hemen daha kapsamlı bir hastaneye gönderildiğini duyduğumda dünya başıma yıkılmıştı sanki.
Üç gün komada kaldı ve benim canım arkadaşım üçüncü günün sonunda hayatını kaybetti.
Sık sık evini arıyordum bir haber varmı diye en son aradığımda ise öldüğünü söylediler. Önce inanamadım yok ben farklı bi yeri aradım heralde diye yeniden aradım hayır haber doğruydu...
6 ay aynı masada çalıştığım arkadaşımı kaybetmiştim...
Korkunçtu ve bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydi...
Biz hayırlı bir haber beklerken o önce bebeğini sonra da kendi hayatını kaybetmişti...
:..( ..........................................
Ben onun melek olduğuna inandım hep doğumda öldü ve melek oldu bebeğiyle bir yerlerde yaşıyor diye düşündüm...
Dile kolay 23 yıl geçmiş aradan...
Nur içinde yat canım meleğim...
:......(........................................
Gece gece nerden mi hatırladım?
Bazen geliyor böyle aklıma işte.
Dua istedi belkide...

Hiç yorum yok: