31 Temmuz 2014 Perşembe

Beklemek Sanatı...


ÇAĞLAR KUZLUKLUOĞLU' nun 23 Haziran Tarihli Yazısı...
“Yine de bir iştir beklemek. Bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.” Cesare Pavese
Benim gibi atari&bilgisayar neslinin ilk kuşakları aşinadır “loading”, “please wait” yazılarına. Oyuna kaldığı yerden devam etmek için ya da yeni bir oyuna başlayabilmek için duyulan heyecanı kat be kat yukarılara çıkaran o malum görüntülere alışıktır. Şimdiki gibi zırt diye başlamak mümkün mü Azizim ? Bekle Allah bekle …
Teneffüs zilinin çalmasını beklerdik olağanca hızımızla bahçeye koşmak için nedensiz, tatilin gelmesini, sınav sonucunun okunmasını, okulun bitmesini beklerdik, şimdi de bekliyoruz birşeyleri … Ben bu yazıyı yazarken, sizler bu yazıyı okurken bekliyoruz. Yeni birşeyler beklemek için şimdiki bekleyişimizin sona ermesini bekliyoruz. Ömrümüz bekleyerek mi geçiyor ne !
Ben hayatımın bir döneminden beridir mümkün olduğunca az uyumaya gayret ediyorum, ömrümün yüzde bilmem kaçı uyuyarak geçmesin diye. Lakin beklemek hadisesine bir çözüm getiremedim. Beklemeyi gerektirmeyen şeyler bulmayı denesem olmaz heralde ya da hiçbir şeyi beklememeye cüret etsem ? Yok olmuyor, hep düşündüm olmadı da … Mecbur icra edeceğiz beklemek sanatı’nı.
“Beklenmedik bir şey oldu” ifadesi ne kadarda yaygındır dillerde. Beklemek sanki çok güzel bir şeymiş gibi genelde kötü şeyler için kullanılır falan. Şimdi siz söyleyin “beklenen bir ölüm” mü sizi daha çok derinden etkiler “beklenmedik bir ölüm” mü ?
Peki fazla abarttım, ölümü bir yana bırakalım şu anda hayatınızda “mutluluk ve güzellik” ile andığınız şeylerin kaçı “beklerken” kaçı “beklenmedik bir anda” başınıza geldi?
Canınıza kastetmiyorum merak etmeyin ama aşk’ı ele alalım konu beklemek’ten açılmışken ! Bir yazar* diyor ki: ” Ne hoyrat ne ağır bedeldir beklemek, yine de bekle beni aşkı utandırmamak için, bekle, gelmesem de. ” Bu yazıyı okuyanların içinde “gelmeyecek olanı” beklememiş biri var mıdır? Haydi boşverin gelmeyecekleri, geleceğinden emin olduklarınızı beklemek hoşunuza gider mi?
Şimdi; ölüm ve aşk’ı sentezleyelim eski sevgililerden kalma bir Oruç Aruoba esintisiyle:
” Sana aldırmaz; öyle hemen de çıkıp gelmez sana, sen onu ne denli bekliyor olsan da.
Senin beklemen: bir boşunalık duygusudur yalnızca; gerçekler içinde hayallerin; olup bitenler içinde olamayacakların düşlenmesi, boyuna ve boşuna bir düşüş, oysa o gelişmektedir. Sana doğru. Sen hiç bilmeden beklerken bilmeden.
Senin beklediğindir o; ama sen bilmiyorsundur. Gelmeyeceğini sanarsın. Yıllar geçtikçe hiç gelmeyeceğini bildiğini sanarsın. Yıllar geçer emin olduğunu da sanarsın, artık hiç gelmeyeceğinden.
Senin beklemen: hüzünlü ama dingin bir umutsuzluktur; bir an önce bitirip gitme isteği çökmüştür üzerine. Hatta bitiremeyeceğini de bildiğin birçok şeye aldırmazca ve umarsızlıkla girişip , hepsini yarım bırakıp gitmek, bir ayartı kadar keskindir artık.
Yaşamının anlamı bulunamamıştır, bulunamayacaktır, o gelmeyecektir. Ya; sonuçsuz bir son olarak, ölüm gelebilir artık işte … ”
Kafa(n/m)ız karma karışık değil mi? Ömrümüz beklemek ile geçiyor evet. Peki bu iyi mi kötü mü? Bilmiyoru(m/z).
En nihayetinde son bulacak bir ömür, neleri beklemeye değer diye düşünüyor insan. Tuvalet kuyruğundaki bir bekleyişten söz etmiyorum, ki onlar bana sorarsanız olağan süreç’ler.
Voltaire birşeyler söylüyor zamanın derinliklerinden
” İnsan beklemeyi, umumiyetle, artık bekleyecek birşeyi kalmadığı zaman öğrenir. ”
Ne zaman “bekleyecek bir şeyimiz” olmayacak diye soruyor insan ister istemez.
Daha öğrenecek çok şeyimiz var.
Yazıyı bitirirken radyoda Nelly Furtado tümden renk katıyor bu kaotik satırlara:
” Day and night, day and night
You blow my mind, blow my mind
And I can’t help, help myself from falling
So I’m waiting for the night ”
*İmlada kastedilen Adem Özbay’dır.
Yazıyı Alıntıladığım Kaynak...

Hiç Kıyamam Ben Sana...


Güzel pisi sen kara da olsan başka renk de olsan senden güzeli var mı?
...

Şimdi bu güzel pisilere böyle "Kıyamamak" da nereden çıktı demeyin...
Ertuğrul Özkök' ün bugünkü yazısından alıntıladım...
Okuyun siz de aynı duyguları hissedecek misiniz bakalım?



İnsanlar...

Bayramda bir yere gitmeye de korktu artık.
Trafik içler acısı...
Yazık...

Nazan Bekiroğlu' ndan...

“Hesabı, bütün mazlumlar gibi hesap gününün sahibine havale etti.
Yetti bu kadarı! Mazlumdu. Âh’ı göklere çıktı.”


Lâ/ sonsuzluk hecesi 

Nazan Bekiroğlu' ndan...

"Kimse kimsenin yerine yanmıyor ve kimsenin yangını kimseye uymuyor." 


Mor Mürekkep

Yarayı Sevmek...


Ajda Pekkan-Eğlen güzelim

Tüünaydınlaaarrr...

Neşeli ve güzel günler dilerim herkese...


Bu akşam için güzel bir yemek...
Çok lezzetli görünüyor.
***
Anormal gündemlerle hergün televizyonlarda gördüğümüz ve ne yazık ki 
o anlık kahrolup bir sonraki haberde unutup gittiğimiz, artık kanıksamaya başladığımız
kucakta taşınan kan revan içindeki çocuk cenazeleri, 
tuhaf haberler, 
sabah-akşam günde üç öğün direk dansı yapan kadınlar, 
ahlaktan ve namustan bi-haber insanların ahlak dersi vermeye kalkışması, 
dünyanın en masum işi olan gülmek ve kahkaha atmanın çok kötü bir işmiş gibi gösterilmesi 
(geçen yıl da hamileler sokakta öyle göbeklerini gere gere geziyorlar çıkışması)...
Bütün garip olayların arkasında her nedense biz kadınlar varmışız gibi davranılması, 
üstüne üstlük blogumda takip edenlerin her nedense birden bire takip etmeyi bırakması, 
günlük izleme sayısının bile çok düşmesi, bunaltan sıcaklar, 
tatil özlemi, başka başka diyarlara üç günlüğüne bile gidemeyiş,
kaçıp gitmek istedikçe yerine daha da çakılış...
Derkeeennn...
Biraz üstünüze afiyet bunaldım galiba...
Ama olsun...
Yakında, pek yakında Oğlucuuma kavuşmak içimi biraz olsun ferahlatıyor...

***


"Bin keder yüklüyüm gülmedi yüzüm..."
***
Ben en iyisi bir kahve alayım...
Yanına da dumanlı hava saham olsa bu aralar çok özlüyorum...
Bu şarkı onunla dinlenir...
~:(~

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Bir Bayramı Daha...

Sonlandırdık...,
Kendimizle başbaşa kalıyoruz artık...
Güzel bir akşam olsun...

Jülide Özçelik - Yalan Dünya "Jazz Istanbul Vol. 1" + Lyrics in the Desc...

Herkes...

Mükemmel olacak diye bir kural yok ki...

Burcum...

AKREP (24 Ekim - 22 Kasım )
Sosyal hayatınızda belirgin bir canlanma olması mümkündür. Bu, dıştaki etkenlerden daha çok, sizin yalnızlığa göstereceğiniz dirençten kaynaklanacaktır. Arkadaşlarınızı yanınıza alıp kendinizi evin dışına atabilirsiniz.

Nereye atıyorsun nereye?...
Ahhh...
Ne dışarısı?...
Ama arkadaşlarımla olur bak...
:)))

29 Temmuz 2014 Salı

Dolapdere Bİg Gang - La İsla Bonita

Emel Sayın - AĞLAMA DEĞMEZ HAYAT

Kahveeeeeeeeee...


Ohhh... Miss kokusuyla...
Yanına da başka bir şey olmalı artık olmalı bence...
Bu kadar sinir harbine dayanamıyorum artık...

Ο Βασιλιάς (της Μοναξιάς) ∞ Χαμένες αγάπες

Hiç Yorum Yapılmadığı Gibi...

Bir de gidiyorlar...
Gelip buraya renk kattığınız için teşekkürler.
O teknoloji olsaydı çay, kahve her şey çıkardı ama maalesef icat etmemişler daha...
Ne yapalım 20 den 19 a düştüysek biz de kalanlarla devam ederiz...
:)

Giannis Ploutarxos - Monos Arga Mesanuxta

Model - Sen Ona Aşıksın (JoyTurk Akustik)

Yaşar - Hayırdır İnşallah

Aman Yaa... Naapalım?...

Ağlayalım mı?...
Allah her kesi güldürsün hem de kahkahayla...


Güzide KASACI-Daldan Dala Konarım Kahkahalar Atarım (Çalı Kuşu) (NİHAVEN...

Bir Günün Daha...


Ortasını geçmişiz...
Hayırlı ve mutlu günler dilerim efeniiim...
...
Bayramın ikinci gününde de hava sıcak ve fena sıcak...
Evin esen her yeriyle köşe kapmaca oynadım sabaha kadar.


Şimdi bir hayal kurayım diyorum acaba tatile gidebilecek olsam bu yukarıdaki gibi mi olsa?
Yoksa


Böyle güzel yerlerden biri mi olsa?
Ya da...


Bundan mı olsa?...
Biraz akılcı ve ihtiyatlı düşünmek lazım. 
Cruise turları ideal bir tatil için çok güzel ama şimdilik 
Ege kıyılarındaki güzel ilçelerimizden birindeki tatil de yetecek gibi.
Tabii olursa...
Hadi dua edelim hayırlısıysa olsun tatilimiz...
...
Müzik ne dinlesek acabaaa?...
Bir koşu dolaşıp geleyim bakalım ne bulacağım?...
:)))


Kan, Ter İçinde Uykularından Uyanıyorsan Eğer, 

Her gece.. 
Yalnızlık Sevgili Gibi Boylu boyunca Uzanıyorsa, 
Koynuna.. 
Olur Olmaz Yere Islanıyorsa Kipriklerin Artık, 
Herşeye.. 
Anneni Daha Sık Anımsıyorsan Hatta,

Anlıyorsan.. 

Kalbini Bir Mektup Gibi Buruşturulup Fırlatılmış, 
Kendini Kimsesiz ve Erken Unutulmuş Hissediyorsan, 
İçindeki Çocuğa Sarıl Sana İnsanı Anlatır..... 
Eller Günahkar! 
Diller Günahkar! 
Bir Çağ Yangını Bu Bütün, 
Dünya Günahkar! 
Masum Değiliz HİÇBİRİMİZ!..

Hadi dinleyelim hatta eşlik edelim...
:)))

Selami Şahin - Seni Sevmediğim Yalan / #akustikhane


Gece gece...
:)
Ulan İstanbul...
Sen çok yaşa reytingin bol, samimiyetin daim olsun...

Mutlu Bayramlar...


Ne güzel bir bayrama daha ulaştık...
:)

27 Temmuz 2014 Pazar

GECE ve KADIN!


GECENİN YAZARI CAN DÜNDAR! 

" GECE ve KADIN ! "
Zaten bir şehir hemen açmaz kendini size; keşfedilmeyi bekler, dirhemle sunar maharetini; kusurunu gizler. O yüzden aceleye gelmez bir şehri gezmek; bir kadını sevmeye benzer.
Telaşsız sohbetler ister, günü birlikte karşılayıp, birlikte uğurlamalar... Uzun yürüyüşler, keyifli molalar...
Haraptı şehirlerim; yoksul ve mutsuz; yarınından umutsuz.
Tanımak zordu ya acul gezmelerde; ben sevdim onları yine de...
Çünkü tıpkı bir kadın gibi, bir şehrin de sırrı, kuytularında gizlidir; çözmek, emek ister.
 * * *
 Lakin bir kez bağlandınız mı kokusuna, havasına, tadına, o, sevdanızın başkentidir artık...
Gecenin kollarına birlikte dalar, sabahı beraber karşılarsınız; Pazarları mahmur ve gergin Pazartesileri...
Bir kadınla birlikte uyanmaya benzer, bir şehri günün ilk ışığında görmek...
Sade, süssüz, tabiidir...
Ve hakikidir, yine de güzelse...
Bir şehre tutulmak, bir kadına bağlanmak gibidir; bir gün kopsanız da sızısı her daim asılı kalır yüreğinizde...
Nereye gitseniz, bağlandığınız şehri de götürürsünüz yanınızda; tıpkı sevdiğiniz kadını kalbinizde taşıyacağınız gibi... ölene kadar...
Bir kadını olduğu gibi, bir şehri de tanımak bir ömre sığmayabilir bazen... unutmak da...
Ve unutamadığınız şehirler, geri çağırır sizi bir gün... vazgeçemediğiniz kadınlar gibi...
* * *
Kahrolası bir telaşla, tanımadığım kadınlar sevdim ömrüm boyunca...
Ansızın, umulmadık ama hep bekleye geldiğim bir şey bulacakmışçasına yürüdüm onlarla, tarifsiz, arsız, mütemadi bir iştahla...
Sonra birine bağlandım.
Ve hep öyle kaldım.

Tam Bir Saat Sonra...

Ramazan sona eriyor.
Bu yıl da sıcaktı, uzun gündü derken geçti gitti...
Bundan sonrakilere elemsiz, kedersiz, sağlıkla erişelim inşallah...

Emel Sayın - GİDENLER DÖNMEZ

Susmak...


LOREENA MCKENNITT THE BOOK OF SECRETS

Mutlu Günler...


Hayallerimizin hiç sönmediği güzel günlerimiz olsun...
:)
Bugün Ramazan' ın son günü...
Tüm dualarımız ve dileklerimiz hayırlısıyla kabul olur inşallah...
:)


Arabic Rock...
Hareketli bir parça...
Niyyalak.
Değişik etnik müzik sevenlere gelsin...
:)))

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Biiitkinnn... Yorrrgunnn...

Bir ben var burada...
Umarım bu hallerim çabuk geçer...

Uykuuu...


Sanki geldin gibi ama şimdi uyumak olmaz...

Geç Çabuk Odana...


Beni kızdırma...

Kahraman Tazeoğlu' ndan...


Hasta Ooolummm...


:)))))))))))))))))))))))))
Ahahahaaaaa...



Kendinden Çalmamalı...


Attila İlhan...

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
sus deyip adınla başlıyorum 
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
hayır başka türlü olmayacak 
ben sana mecburum bilemezsin.

Attila İlhan

Blogum... Takılarım...

Zuhal Olcay - Neyse

Jadal - Iss (Instrumental)

Anjelika Akbar - Bir'den Bir'e

Sivri Sinekler!!!...

Neden ben?
Özellikle neden ben???...

Tuluyhan Uğurlu - İstanbul Kanatlarımın Altında

Dünyanın Müziği 18. Bölüm


TRT Türk' te yayınlanan Dünyanın Müziği programı izlemeye değer...
Harika eserler...

25 Temmuz 2014 Cuma

Hz. Mevlana' dan...


Sokak Hayvanları İçin Üretilmiş Geri Dönüşüm Kutusu Pugedon


Buna bayıldım...

E Bazen Öyle...

Tek bir şarkı, size öyle anılarınızı hatırlatır ki; kendinizi kızarmış gözlerinize hakim olmaya çalışırken bulursunuz. 

Better Things

Bunu Sık Sık Hatırlamak Lazım...

Çolpan İlhan...




Ben en çok o değişik ses tonunu severdim...
Rahmet ve sevgiyle anıyorum...

Birhan Keskin' den...

“O benim gözlerime
niye öyle,
neden öyle,
hangi öyle,
nasıl öyle
bakmıştı ki,
ben sağ elimle
kalbimi yoklamıştım.”

Birhan Keskin

Bu Akrep de Her Zamanki Klasik Olanı...

AKREP 
Sürpriz bir aşka başlayabilir, çevrenizdeki insanları şaşırtabilirsiniz. Sizin için alışkanlıklarınızdan vazgeçmek zor olsa da değişim iyi gelecek.

Ahahahaaa... Çok hoşsun Akrepçim ne çok güldürdün beni...

Kıraç... Bulamazsın Benim Gibi Seveni...


"Bulamazsın..."


Bu da Değişik Bir Akrep...


Alışılmadık kişiler veya olaylar dikkatinizi çekebilir. 
Bazı konularda yolunuzu çizmiş olsanız bile, bazı kişilerin fikirleri veya dikkat çektiği noktalar, harekete geçmeden önce ihtiyaç duyabileceğiniz türden. Sizden çok fazla talebi olan kişilerden uzak durun. Sizi çok fazla memnun etmeyen ya da tatminkar bulmadığınız ortamlara girmek yerine, birlikte olmaktan keyif aldığınız kişilere zaman ayırmalısınız. Tüm burçlar için gün geneli: Sanatsal, kişisel, ticari, profesyonel veya duygusal içerikli harika fikirleriniz olabilir. Bu fikirleri pratiğe dökmeniz durumunda hayranlık kazanacağınız veya takdir görebileceğiniz günlerdesiniz. Enerjinizi neler yapabileceğiniz üzerine konuşmaya harcamak yerine, neler yapabileceğinizi göstermeye harcamanız daha doğru olacaktır. Yapma ve ortaya koyma zamanı! Ancak, aceleci veya tahammülsüz olabiliriz. Karar alırken dikkatli tartmak gerekebilir. Yükselen burcunuzun günlük yorumunu da okumayı lütfen unutmayın. Hepinize keyifli günler, sağlık ve sevgi ile kalın… 


Uzuuun uzun yazmış ama benim yükselenimi bilmediğimden haberi yok daha...
:)))

Günaydınlar...


Hayırlı ve mutlu günler dilerim hepimiz için...
Ramazanın bitimine iki gün kaldı ve bayram yakın...
:)))


Toygar Işıklı "Hayat Gibi" diyor...

Sanki elimi hiç bırakmamışsın gibi
Yokluğunda kendi kendime inandım, dayandım.
Sanki kötü sonlu hiç hikaye yokmuş gibi
Sonumuzun iyi biteceğini varsaydım, yalandı.
Havalar da soğuk gidiyor
Bu aralar üşürsün sen bilirim.
Aman dikkat et, aklına yazları getir.
Ne olur ara sıra haberdar et
Pencerelerde bekletme
Hayatına elbet biri girecek
Mutlu ol onu ihmal etme.
Acımasızsın isyankarsın
Vefasızsın riyakarsın
Hem günahsız hem günahkarsın
Hayat gibi.
Ne güzel söylemiş dinleyelim...


23 Temmuz 2014 Çarşamba

Ve Umut...



Hatırlar mısınız bilmem.
Osmaniye' de ön patileri kesilmiş bulunan bu pisimiz 
Ankara' da Cat Hospital' da tedavi görüyordu...
Biraz araba tekerleriyle idare etti, bir ara protez takıldı şimdi ise koşabiliyor.
Mutlu ol pisicik...
Ona özveriyle yardımda bulunan herkese teşekkürler.

Şu An...

Sıcaklık gece gece 36 derece ve burası ANKARA...

Kaldı mı Sana?...


1 aydan az bir süre...
:))))
;)

Gelmedi mi Gözlerine...

O kara yaşlar...
Birikmedi mi hiç ağlamak boğazında...
Bekleme, bekleme hiç için kan ağlasa da olmaz artık...

Bu Gece Bin Aydan Hayırlı Gece...


Bu gecede yapacağımız tüm dualarımızın kabulü dileğimle...

22 Temmuz 2014 Salı

Vay... Vay... Vay... Vay...

Ohhhhooooo... Nasıl bir geçişti o öyle???... Öncüler,ardçılar... Vay vay vay vay...

Bugün de Bitmiş...

Bir günü daha bitirmek üzereyiz...
Soframız hazır, bekliyoruz.
:)

Gece Uyuyamayınca...


Gündüz uyuyorum...
Gündüz uyuyunca da gece uyuyamıyorum offf...
Bu bir kısır döngü...

Sertab Erener - Öyle De Güzel

Aret Vartanyan' dan...

Sana kızgın olduğum kadar kırgınım. 
Gel gör ki, kırılan yüreği toplamak çok zor. 
Bir yanım kalmak, bir yanım gitmek telaşında. 
Bir yanımda gururum bir yanımda duygularım ki onlar da karışık. 
Arafta kalmaktan daha zor. 
Bana dokunan ne biliyor musun? 
Ne seni ne de beni bu kadar kırmaya değmeyecek olanın tuzağına düşmendi ve bu sana hiç yakışmadı. 
Benim bildiğim sen de yakıştırmazdı. 
İnsanın elindekinin değerini kaybetmeden anlayabilmesi için kaç kez kaybetmesi gerekiyor? Küçük heyecanlar, kazançlar için aslolanı yitirdiğimiz gibi... 
En saf olanı kirletmeden duramadığımız gibi...

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Cancan' ın Reklamında...

Babaanne niye yok?
Gözlerim arıyor doğrusu...

Çok Kötü Çoook...

Haberler berbat, insanlar insanlıktan çıkmış, şeytanlaşmış durum vahim...
Allahım Gazze' ye yardım et Yarabbim...

Günaydın...


Dostluğun, kardeşliğin ve sevgi dolu bir kalbin yerini hiç bir şey tutamaz.
Hayırlı haftalar, hayırlı günler olsun.
Huzursuz insan çevresine de huzursuzluk kaynağı olur. 
Oysa yüreği insan sevgisi, hayvan sevgisi, canlı sevgisi ile doluysa bir insanın;
ruhu dinlenir, neşe ve sevinç içinde yaşar...
...


Ve Barış Manço' dan eski bir 45 lik...
"Urfa' nın Etrafı" diyor...
Dinleyelim.
.............
"Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar..."
...

20 Temmuz 2014 Pazar

Bilememek...

Çaresizce özlemini çekmenin, ne kadar korkunç bir şey olduğunu bilmiyorsun.

Fringe

"Yanarım" Karlos-Yaren

Günaydınlar...


Sevgi ve mutluluk dolu nice günlerimiz olsun.
Bir Pazar gününe daha geldik.
Ramazanın da son on günü içindeyiz. 
Nasıl bu kadar çabuk geçiyor günler anlamıyorum.
Yaşadığımız anın değerini bilerek dünyayı kendimize zindan etmeden geçireceğimiz bir dakikamızı bile boşa harcamayacağımız günler olmalı bugünler...


Ruh dinlendiren bir grup
"AN' dan İçeru"
dinleyelim...
Güzel söylemişler...


19 Temmuz 2014 Cumartesi

17 Temmuz 2014 Perşembe

Akrep...

AKREP (24 Ekim - 22 Kasım )
Yakın aile çevresindeki faaliyetlerin artmaya başlayacağı bir dönemin başında olabilirsiniz. Aile toplantıları, birlikte katılacağınız sosyal ortamlar veya aktiviteler önümüzdeki günlerde programınızda daha fazla yer alabilir. Uzaklardan gelecek bir misafir ile ilgili haber alabilirsiniz.

Misafir değil o Oolucuumm kuzummm...

Akşama Hazırıııızzzz...

Diyelim ve çekilelim boncuklarımızaaa...
:)))
Yeni modeller yakında...

Tünaydınlar...


Bu aralar duyduğum en güzel söz "Yaz Ramazanı" sözü.
Sanki geceleri ılık ılık esen bir rüzgar var ve kimse uyumuyor.
Herkes bir arada...
Birlikte yemiş, içmişsin, ibadetini, sohbetini yapmışsın ve sabah saatlerinde herkes evine çekilmiş dinleniyor.
Bu ramazan benim için zorunlu nedenlerle dışarıya çıkmamışsam eğer hep evde bütün pencereler açık evin içinde hafiften rüzgar olan ve güneşin içeri girmesini engelleyen koyu renk perdeler yüzünden loşlukla geçiyor. Hafiften tavuk durumu...
Onun için de ibadet arası verip uyumak kaçınılmaz oluyor. Bu da bazılarının dediği gibi ramazan orucunu yatağa tutturmak gibi bir şey oluyor ama başka da zaman geçmiyor.
:)
Günler uzun, hava sıcak ve şurada kalmış on gün derken bu ay da geçip gidecek işte...
:)
Ben küçükken yaşamıştık bir de "Yaz Ramazanını..."
Babacıııım rahmetli ne çok etkilenirdi.
En sıcak günlerde iş yerini erkenden kapatır bana da
"-Betül kızım hadi susam külahıyla bir tane yumurta al gel evden de fırına gideyim." Derdi.
Ben koşa koşa eve gider - ki o zamanlar annem tarafından oruç tutmam yasaklıydı nedeni de dayanamazmışım- evden susam külahını ve yumurtayı alır dönerdim yanına.
Daha ramazanın ilk günü eve kiloyla getirilen susamı babam özenle saatli maarif takvim yapraklarından yaptığı minik külahlara paylaştırır her gün bir tanesini kullanırdı.
Cebine attığı bir külah susam ve yumurta ile çarşıdaki fırına gider ve kucak dolusu sıcacık, incecik susamlı, yumurtalı pideyle eve gelişini izlerdim.
Gazeteye sarılırdı o zamanlar pideler... Ne lezzetinde bir kayıp, ne de gazeteden bir koku hissedilirdi.
Hiç biri olmazdı.
Zaman zaman sıcaktan ne yapacağını şaşıran (canım benim nur içinde yat canım babam) eve gelir, biraz uyur, sonra kalkar ve balkon yıkamaya girişirdi. İnce uzun bir balkonumuz vardı. Her ne kadar biz yıkamış olsak da babam illa ki hortumu alacak, balkonu yıkayacak, doldurduğu iki kovanın içine ayaklarını daldıracaktı. Annem her zaman itiraz ederdi.
-Aman ne olur şu paçalarını kıvır...
Babamın verdiği cevaba ise hep gülerdik.
-Hayır paçalarım ıslak olunca hemen kurumuyor serinliği devam ediyor...
...
Ne güzelmiş "Yaz Ramazanı" anı dolu...
Ama o yıllarda geçen ramazan ayındaki anıları saymakla bitmez...
Bir gün Rahmetli yine iş yerini erken kapatmış ve iftara yetişeceğini söyleyerek gitmişti. Bekle bekle gelmez, arayacak bir yer yok, iftar yaklaşmış şimdiki gibi anlık iletişim nerdeee...
Her neyse tam iftar öncesi çıkıp gelmişti.
Elinde bir torba dolusu turp canı istemiş almış gelmiş.
Arkadaşlarıyla şehre yakın bir pınar başında oturup ayaklarını suya sallamış ve gelirken de bu turplardan almış.
Hayır insanın canı tatlı ister, börek ister, güzel bir yemek ister ama benim Babacıımın canı turp istemiş...
Oyyyy... Daha neler neler bir keresinde de naylon gibi, keçe gibi, tuhaf dokunuşlu ve bırakın odayı bir camiyi döşeyeceğiniz büyüklükte bir Almanya halısı alıp gelmişti... Mavisi parlament tonunda ortasında turunculu sarılı bir göbek motif ve kalitesiyle!!! canımızdan bezdiren bu halıyı götürmesini ve bir daha kesinlikle getirmemesini söylemek işi yine anacıııma düşmüştü... :)))))))))))
Ahaaaa... Aslında "Yaz Ramazanı" hep eğlenceli geçen bir aktiviteydi benim için. Misafirler davet edilir, sahura kadar balkonda oturulur, eskiye dair anılar anlatılırdı.
Çoğunlukla misafirler gönderilmeyip sıcak sıcak sahura hazırlanan ocak bükmeleri, hamur işleri, vişne hoşaflarıyla tıka basa yenilirdi.
O neşe, o güzellikler galiba şimdi reklamlarda var sadece...

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Κατερίνα Παπαδοπούλου - Έρχομαι και συ κοιμάσαι

In a manner of speaking - Nouvelle Vague

Bertolt Brecht...

Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşini yakalayıp gözüne yerleştirmek için
Beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için gün batımına,
İyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa,
Demek ki hiçbir şey anlamadın.

Bertolt Brecht...


Sertab Erener - Kumsalda


Bu keyifli şarkı Sevgili Evde Yazar komşuma gelsin...
İyi tatiller.
Benim için de girin o güzel mavi sulara.
En güzel anıları ve yazıları bekliyorum yazmanızı...
Benim tatil için hiç bi umudum yok bu yıl...
Bir ay sonra kuzucuuma kavuşacağım heyecanlıyım...
:)))

Akrep' im Biçim Biçim...

AKREP (24 Ekim - 22 Kasım )
Yaşam enerjiniz bugün çok yükselebilir ve yeteneklerinizi gösterebileceğiniz fırsatları değerlendirebilirsiniz. Oldukça çekicisiniz ve romantik ilişkilerinizde keyifli zaman geçirebilirsiniz. Aslan burcuna geçen Jüpiter önümüzdeki dönemde kariyer hayatınızda önemli fırsatlar karşınıza çıkarabilir.

Akrep yine bugün günündesin ben nasıl çekiciyim lütfen bi açıkla...
Evet çile çekici, ağır olan ne varsa çekici, bütün olumsuzluk adına ne varsa üzerine çekici...
Tövbe tövbeeeee...

Tünaydınlar...


Bloga yeni gelmenin heyecanıyla merhabalar...
Son derece yorgun, bitkin, hayattan bezmiş halde eve gelip de bilgisayar başına oturunca 
bürün enerji geldi sanki...
:)))

15 Temmuz 2014 Salı

Boncuklarım...

Ve ben mutluyuzzz...
:)))
Yeni yeni modeller yakında...

Deniz Sipahi - Yağmurlar (Şebnem Ferah Cover) #akustikhane

Güzel Söz...


Her insan mutlu olamaz...
Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları...
Hakettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri...
Ve asla göremez yanıbaşındakileri...
...Leo Tolstoy...

Tünaydınlar...

Güzel, mutlu günler dilerim hepimize...
Bugün ilginç bir konu dikkatimi çekti. "Koleksiyon"
Evet nedir, ne değildir, nasıl yapılır, Türkiye' de hangi aşamadadır bir araştırayım dedim.
Tabii internet denizinde boğulmadan çıkabilirsem bu konuda bilgi sahibi olmak ve paylaşmak istiyorum...
...
Efendim "Koleksiyon" ne demektir? le başlayalım...
Koleksiyon: Toplanabilen yada biriktirilebilen nesnelerin bir araya getirilmesi, saklanması, gerekli durumlarda temizlenmesi ve sergilenmesi ile ilgili bir hobidir.
Bunu yapan kişilere de "Koleksiyoner" denilmektedir.
Sanatta, modada kullanılan koleksiyon kelimesi de özelliklerine göre ayırıp, bir arada bulundurma anlamında kullanılıyor.






Hepimizin küçükken amatörce uğraştığı peçete, pul, bozuk para gibi koleksiyonlarımz vardı.
O güzelim pullara elimizle dokunmadan küçük bir pul maşasıyla tutarak yerleştirmek,
 çok ciddi iş yapıyor havası verirdi. 
Ben peçetelerimi teneke kutuya koyar saklardım. 
Bir arkadaşım defter arasına saklamamı ve o peçeteyi ne zaman ve nereden aldığımı yazmamı önermişti. 
Keşke öyle yapsaymışım sonradan dağıldı gitti.
Galiba küçük yaşlardan itibaren meraklıydım ki ben davetiye ve kartpostal koleksiyonum da vardı.
Davetiyelerin daha sonra katalog adı altında matbaalarda olduğunu görünce ne kadar az olduklarını düşünmüştüm.




Bu konu biraz da merak ve hevesle ilgili. 
Tesbih biriktiren hatta bunu hobiden çok işi haline getiren boncuklarını kendi eliyle yapan, ipe kendi emeğiyle dizen pek çok kişi var. 
Ama satmaya kıyabiliyorlar mı bilmiyorum...




Kelebeklerin meraklısı olan onların kanatlarındaki güzelliklerin kaybolup gitmesine gönlü razı olmayan kelebek koleksiyonerleri de var. 
Pek çok tasarımcının ilhamı olarak görüyorum ben doğadaki güzellikleri...
Ve sergiliyorlar tüm bu meraklarını.
Bize de Allah' ın hikmetlerine bir kez daha şükrederek izlemek düşüyor...
Tablo, antika gibi konulara pek girmek istemedim bugün.
Bize küçük yaşlardan itibaren güzellikleri biriktirmemizi heveslendiren amatör bir uğraş olarak kalan kısmını araştırdım Koleksiyonerliğin.
 Açıkçası Türkiye' deki durumuyla ilgili pek bir ayrıntı bulamadım.
....
Küçük bir not: Türkiye' de ancak maddi imkanlar çerçevesinde koleksiyonculuk yapılabiliyor.
Sanat eseri ve antika sayılabilecek pek çok eser için sadece şu açıklamayı bulabildim paylaşmak istiyorum.
"Koleksiyonculuğu bir yatırım aracı olarak değerlendiren koleksiyoncular yaşanan ekonomik krizler sonunda bekledikleri başarıyı elde edemedikleri için piyasadan çekilmişlerdir. Bunun yanı sıra Sabancı, Eczacıbaşı ve Kıraç ailelerinin özel koleksiyonlarını müze açarak kurumsallaştırması, Taviloğlu ve Çağa gibi özel koleksiyonların kataloglarını çıkarması, özel koleksiyonculuğun gelişimi adına önemli girişimlerdir."
...
Güzellikleri biriktirmek ve biriktirdiklerimizin kıymetini bilerek yaşamak dileklerimle...