31 Mayıs 2015 Pazar

Bebe - Mi Guapo

Bekir Sıtkı Erdoğan...

İlkin rüzgar değil sanki nefesti;
Bir kez başlayınca estikçe esti...
Sonra bir upuzun karanlık bastı;
Sürdü hep aynı düş hep aynı yorum
Şimdi duraklarda her akşam üstü
 Seni bulup bulup kaybediyorum.
Bekir Sıtkı Erdoğan

Behiye AKSOY - Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok


Behiye Aksoy' u da kaybetmişiz Allah rahmet eylesin...

Bedri Koraman...




Karikatürün babası Bedri Koraman dün yani 
30.05.2015 tarihinde hayatını kaybetti.
Sevenlerine başsağlığı dilerim.

Günaydın...


Mutlu Pazarlar hepimize...
Gün aydınlık olmasına rağmen bulutlu ve puslu.
Ama huzur dolu güzel bir gün.
:)

Kulağımızı ve beynimizi yormayan güzel bir müzik de paylaştık mı tamamdır.


Ezginin Günlüğü' nden dinleyelim...
"Eksik bir şey mi var?..."
Hüsnü Arkan' ın eşsiz sesinden...
....................
.........
Yok hiç bir şey eksik değil...
:)
...................

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Kahve...

Artık yok...
Keyifli mis gibi kokan bu güzel tat artık bana yok.
Bazılarının dediği gibi dokanıyor.
Mis kokulu neskafe de yok.
Çay var Allah' tan ama o da çok fazla içmemek kaydıyla...
:/
Bu pek keyifli değil ama işte öyle...

nilufer hey gidi gunler ( Orijinal Klip ) Yuksek Kalite ses

Yağmur...


Bizde böyle...

Aynen Böyle...


Yağmurlu havalarda bir bitki çayı, bir kitap ve güzel bir battaniye...
:)))))
Grip mi daha geçmedi.
:))))))))))))))

Günaydın...

 

Kış aylarından kalma bir soğuk hava var dışarıda.
Dün gece bir ara kış aylarındaki gibi kalorifere dokunma ihtiyacı hissettim.
Bir de ne göreyim?
:))))
Sıcacık...
Daha akşam üzeri dokunduğumda buz gibi olan demirler o anda sıcacıktı.
Ohh dedim.
Üşümiycez.
Bu yemyeşil, ama yağmuru bol bir günün daha başlaması biraz ruh karartsa da...
Günaydın, neşe, huzur, sağlık ve mutluluk yağsın hepimizin ruhuna...
Diyorum.
Güzel günler efenim.


Zerrin Özer' e şifalar dilerim...
"Sevmek günahsa eğer..."
Diyor.
Dinleyelim...

29 Mayıs 2015 Cuma

Günaydınlar...


Sessiz, sakin, huzurlu bir koy...
Kim burada olmak istemez?
Elbette gençler.
Onlara çılgın müziklerin olduğu, insanların kalabalık olduğu ortamlar daha iyi geliyor.

***

Günaydınlar, mutlu sabahlar.


Emel Sayın...
"Kalamış" diyor...
"Bir tatlı huzur almaya geldik kalamıştan..."
Dinleyelim çok güzel söylemiş.


28 Mayıs 2015 Perşembe

Edip Cansever...

Nerdeyim
Kelebeklerden dokunuşlar alan bir yaprak gibi inceyim
Para bozduranların az çok bildiği
Adres soranların gene bildiği
Bir sokakta bir aşağı bir yukarı
Saatlerce dolaşanların hemen hemen bildiği
Amansız bir güceniğim.
Edip Cansever

28 Mayıs 1986 da kaybetmişiz.
Eşsiz dizelerinden birini paylaştım...
Rahmetle anıyorum...

Bu Aralar Yinee...


Yastıklarlayım...
:/
Grip sen noolur bi daha gelme bana yaaa...

Günaydınlar...


Dünkü yoğun yağmurlardan sonra yine bulutlu bir hava var ama gün güzel...
Hepimiz için huzurlu bir gün olsun.
Rekor kırdım bu yıl grip olma rekoru.
Nasıl bir öksürük, nasıl bir tıkanıklık.
Eh artık.
Beşinci kere grip oldum.
İnsaf artık.
Azıcık rüzgardan üşütüyorum heralde.
Neyse bakalım benim gibi olan herkese geçmiş olsun.
Güzel bir şarkı dinleyelim.


Nil Karaibrahimgil söylüyor...
"Kanatlarım var ruhumda..."

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Özdemir Asaf...

"Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya.
O geçen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan..
Seni gören ben değildim.
Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya..
Bunu bilen ben değildim."
Özdemir Asaf - Ben Değildim

Yağmurlu Bir Havada Merhaba...


Bugün sabahın erken saatlerinden beri bulutluydu.
Derken bir ara gözlerimi kapattığımda yağmakta olan yağmurun sesiyle uyandım.
Ne temiz, ne berrak, ne güzel bir kokudur bu ıslak toprak kokusu.
Tazeliğin hayata can katan güzelliğiyle.
Tekrar efenim...
Merhaba...


Artık o mis kokusunu şarkılarda yakalamaya çalışıyorum.
Miss gibi...
"Fincana kahve koydum gel..."
Hüsnü Arkan' dan dinliyoruz...

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Evine Gelebilmek...


Bugün sabahın en erken saatiyle evden çıkıp, 
akşama kadar sıkııcı, boğucu bir bekleyişten sonra 
eve gelebilmek büyük bir nimet benim için.
Öff Allahım insanın sabrının denendiği bir gündü.
Kuru kuruya bekliyorsun.
İnsanlar geliyor, gidiyor sıraya giriyorsun ve bekliyorsun.
Bugün çok sıkıldım.
Yağmur ve dolunun da etkisi sanırım gün berbattı umarım bundan sonraki gidişlerim daha iyi geçer...


Gökhan Türkmen...
Anladım Gidiyorsun...
Diyor dinleyelim...

24 Mayıs 2015 Pazar

DESPINA VANDI - A PA PA

Mutlu Pazarlar...


Bütün güzelliklerin bizleri bulduğu, taptaze ışıl ışıl bir pazar günü olsun.
Sevgi ve selamlarımla merhaba...

Hafta içi koşturmacası hafta sonuna bırakınca işleri böyle bu saatte gelebiliyor insan bloguna.
Müziğimize güzel ve sıcak bir çay eşlik etsin...


Gülben Ergen - Oğuzhan Koç birlikte söylemişler
"Aşkla aynı değil..."
İyi dinlemeler...

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Uykuuu...


Feci mi feciii geldin ama...
İyi geceler hepimizeee...

Kings Of Convenience - Know-How (lyrics)

Yok Artık...

Hatta yuh artık...
Almanya' da 65 yaşında bir kadın dördüz bebek sahibi olmuş...
:)
:)
Ayyyy... O bebekler büyüyecek de, yürüyecek de eheeeeyyy...
..............
O çocuklar büyüdüğünde on yaşına geldiğinde anne yetmiş beş yaşında olacak...
..............
:))))))))))))))))))))

Günaydınlar...


Mutlu, sevgi dolu, güzel bir Cumartesi bizi bekliyor.
Herşey gönlümüzce olsun.

***

Fotoğrafa da iki kelam etmeden geçemiycem.
Bu enstrumandan gelen ses nasıldır acaba.
Yani o anda icra edilen eseri merak ettim.
Adamcaazın yüzüne bakılırsa acıklı bir şeyler çalıyor.
E nasıl hüzünlenmesin?
Yapraklar sararmış, dökülmüş hüzün mevsimi sonbahar,
bir parkta oturmuş herkes o kadar kayıtsız ki geçip gidiyor.
Sokak çalgıcılarının dilenenler kadar itibar görmediği bir dünya burası bunu biliyoruz.
Ve sokakta herhangi bir enstrumanla eserler icra eden kişilerin
sadece elinizdeki paraya gözünü dikip, vicdan sorgulaması yaptırıp,
 bazen de dini sözlerle yanınıza yaklaşıp duygu sömürüsü yapan
bankalara yatırılmış milyonları olan, oturdukları evleri olan,
dilenenler kadar yüzsüz olmadığı bir dünya
Ey dertli enstruman sesinde neler var?
Hangi notaları çalıyorsun melodin nasıl?
:)

***

En iyisi güzel bir eser bulup paylaşmak...


Can You Feel the Love Tonight (cover) - Saksofon Altowy
Güzel bir çalışma dinleyelim...
Ben çayımı aldım bile elime...
:)

Haaa bir de bu var...


Careless Whisper...
George Michael...
Alto saksafon cover...
Bu da güzel bir şarkıdır bu hali daha güzel olmuş.
İyi dinlemeler...

22 Mayıs 2015 Cuma

Camille Claudel... Heykeltraş... Ömrünü Akıl Hastanesinde Geçirmiş Bir Kadın...


Camille02

Camille03

8 Aralık 1864 yılında doğan Fransız heykeltraş ve grafik sanatçısı. Auguste Rodin ile yaşadığı fırtınalı beraberliğin ardından ölünceye kadar akıl hastanesinde kapalı kaldı.
Fransa‘nın Aisne bölgesinde doğdu. Hali vakti yerinde bir ailenin ilk çocuğuydu. Babası Louis Prosper, bankacı, annesi Louise Athanaïse Cécile Cerveaux ise oldukça varlıklı katolik bir aileden geliyordu. Camille küçükken aile, Villeneuve-sur-Fere’ye taşındı. Küçük erkek kardeşi Paul Claudel 1866 yılında burada doğdu. Küçüklüğünden beri taş ve çamurla oynama merakı, geleceğin yetenekli heykeltraşının kaderini de belirledi. Annesi hiç bir zaman kızının sanat aşkını onaylamasa da babası maddi manevi hep Camille’nin en büyük destekçisi oldu. Heykel eğitimi alması için 1881 yılında Paris‘e taşındılar ve Academie Colarossi’de heykeltraş Alfred Boucher’den ders almaya başladı. O tarihte kadınların, büyük sanat akademilerinde eğitim alması yasaktı, kız öğrenciler büyük sanatçıların özel atölyelerinde ders alıyordu. Rodin’le de tanışması böyle oldu. Bir grup genç kadın sanatçıyla birlikte Rodin’in atölyesindeki heykel derslerine katılmaya başladı (1883). Camille’nin üstün yeteneği ve etkileyici kişiliği onu diğer öğrencilerden ayırdı ve Rodin’in gözdesi ve ilham kaynağı bu genç kadın bir süre sonra sevgilisi ve en büyük rakibi olacaktı.
Camille’yle ilişkisi başladığında Rodin, Rose Beuret’le yirmi yıllık evliydi. Evliliği pek iyi gitmiyordu. Camille’yle olan yakınlaşması ikisi içinde bir dönüm noktası oldu. Birlikte bir çok işe imza attılar. Rodin bu tarihlerde büyük eseri”Cehennemin Kapıları”nı yaptı. Camille’in etkileri açıkça gözlenen eserin büyük çoğunluğunun Camille’ye ait olduğu rivayet edilir. ”Cehennemin Kapıları” ilk değildir tabi, Rodin sanatçının bir çok eserini sahiplenmiştir. Bu süre zarfında yeteneği Rodin’den çok daha üstün olmasına rağmen hep onun gölgesi altında kalmış olan Camille, bir de gayrimeşru birlikteliğinden hamile kaldı. Ama geçirdiği bir kaza sonucu bebeğini kaybetti ve bu büyük depresyonlarının da başlangıcı oldu. Böyle bir yaşam tarzının hoş karşılanmadığı o tarihlerde annesi Camille’yi reddetti ve Camille evden ayrılmak zorunda kaldı. Zaten annesiyle arasında küçüklüğünden beri, Camille’nin sanat aşkı yüzünden çatışmalar vardı. Böylece Rodin’le birlikte yaşamaya başlayan Camille, 1898 yılına kadar Rodin’le fırtınalı aşk ve sanat yaşamına devam etti. Bu aşk tutkulu olduğu kadar da yıpratıcı oldu Camille için.
Yazının devamı aşağıdaki linkte...
http://dunyalilar.org/omrunun-30-yili-akil-hastanesinde-gecmis-bir-kadin-dahi-camille-claudel.html

Camille' in kardeşi Paul Claudel' e gönderdiği mektuplardan esinlenerek filmi de yapılmış ve acı içinde yaşayan ve sonu acı biten bir hayat anlatılmış...


 Isabelle AdjaniGérard Depardieu ' nun canlandırdığı film çok etkileyici.
"Bir Kadın Camille Claudel" diye aratırsanız izleyebilirsiniz.

Benim gibi altyazılı sevmeyenler için Türkçe dublajlısı da var...


Riff Cohen - Meshoch Be Gufi

Merhabalar Efenim...


Ben bu şemsiyelilere bayılldım...
Photoshop da olsa çok sevdim.
Hayal gücü işte neler yaptırıyor insana?
:)
...

Hayal gücü dedim de bizim kadınlar olarak ne çok hayallerimiz çöpe gitti.
Hepimiz de en güzelini yaparız, ederiz, çizeriz, dikeriz 
ama pek azımız başarabildi hayallerini gerçekleştirmeyi.

"Adaaammmm sende naapacaksın?...
Hırs iyi bir şey değildir.
Bu yaştan sonra...
Boşveeeerrrr..."

Ümitlerimizi kıran, elimizi manevi yönden bileklerimizden koparan, 
dilimizi yutturup içimizi karartan, 
susmanın da bir cevap olduğunu bize öğretip suskunlaştıran sözler bunlar.
Haaa bir de deneyimli lafı var...
Herkes deneyim aradığı için deneyim kazanamamayanlar susuyor haliyle.
Düşünüyor ama susuyor.
Bunu bile diyemiyorsun.
....

Biz kadınlar olarak öyle doluyuz ki bu konuda...
Yine en iyi yaptığımız şeyi susmayı tercih ettik...

....

Sağlıklı, mutlu, hayırlı Cumalar olsun.
Herşey gönlümüzce olsun...


Nim Sofyan' dan ilk kez dinlediğim bir müzik...
"Agora"
Dinleyelim...

21 Mayıs 2015 Perşembe

Merhabalaaarrr...


Selamlar, sevgiler hepimize mutlu sağlıklı günler...


Hindi Zahra...
Handmade diyor.
Melodisi güzel dinleyelim...

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Riff Cohen - A Paris - Official Video

Esbjörn Svensson Trio (Seven Days Of Falling/Elevation of Love)

Kolombiya' da Yetişen


Öpücük çiçeği...
:))))

Günaydınlar...


Ruhumun zerrelerine kadar ihtiyaç duyduğum tatil...
Geeeelll gelllll...
Bana gel.
:)
Ayakların kumlara bassın sonra denize...
Bir ilaç gibi o iyot kokusunu içine çek ve güneşin ışıltılarının parladığı denize atla...
:)
Amaaan huzur ve sağlık olsun da naapalım varsın tatil de olmasın.
:)
Günaydın.
Dingin, mavi, güzel bir gün olsun herşey gönlümüzce olsun.
Sevgiler, selamlar...


Aşkın Nur Yengi' nin o güzel sesinden dinleyelim...
"Unutulmuş muydum?..."
"Kimbilir kimler aklını çeldi gördüğüne sevinmedin beni..."

19 Mayıs 2015 Salı

Uyku Geldin mi Ya?...


İyi geceler hepimize...


Ölmeden Önce Son Pişmanlıklar...

Avusturyalı Bronnie Ware 8 yıl boyunca İngiltere’nin güneydoğusundaki bir kentte, palyatif bakım hemşiresi olarak çalışmış. Yani ölmek üzere olan hastaların son birkaç haftasına refakat etmiş. Ware bir anlamda, birçok insanın hayatının son faslına hangi duygu ve düşüncelerin damgasını vurduğuna uzun yıllar tanık olmuş. Bronnie Ware edindiği bu tecrübeleri, hastaları ile dertleşmelerinden çıkardığı sonuçları, bir kitapta derlemiş.
Hemşire Ware “Inspiration and Chai” adlı blokunda amacının ömrü önünde uzanan diğer insanlara ilham vermek olduğunu paylaşıyor. Şimdilik sadece İngilizce baskısı bulunan kitabın adı “The Top Five Regrets of Dying”. Ölmek üzere olanların en büyük beş pişmanlığı, sırasıyla şöyle:
1. “Keşke kendi hayatımı yaşama cesaretini gösterebilseydim”
“Hayatının noktalanmak üzere olduğunu anlayan insanın, birçok hayalinin gerçekleşmediğini görmesi kolaylaşıyor. Benim refakat ettiğim, ölmek üzere olan hastaların çoğu, hayallerinin yarısını bile gerçekleştirememişti ve hepsi bunun en büyük sorumlusunun kendisi olduğunun farkında olarak hayata veda etti. Çünkü her biri çeşitli nedenlerden ötürü, kendi istedikleri hayatı yaşayacakları yerde başkalarının onlardan beklediği hayatı yaşamıştı.”
2. “Keşke o kadar çok çalışmasaydım”
“Ölümüne refakat ettiğim bütün erkek hastalarımın pişman olduğu ortak şey vardı. Hepsi evlatlarının çocukluk dönemini kaçırdıkları ve karısına daha fazla zaman ayıramadığı için pişmanlık duyuyordu. Gerçi kadınlar da aynı pişmanlığı dile getiriyordu ama çoğu ileri yaşlarda olduğu için, bu kadınların çok azı hayatı boyunca tam mesaili bir işte çalışmıştı. Ama erkekler istisnasız, iş dünyasının tekdüzeliği içinde o kadar çok zaman geçirdiği için pişmandı.”
3. “Keşke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim”
“İlgilendiğim birçok kişi, hayatı boyunca durup dururken ‘ortamın ahengini bozmamak’ adına duygularını bastırmış. O nedenle de ortalama bir mutluluk yakalayabilmişler ama hiçbir zaman olmak istedikleri kişi olamamışlardı. Ve bence yakalandıkları birçok hastalığa da işte bu hayata küskünlük ve memnuniyetsizlik sebebiyet vermişti.”
4. ”Keşke arkadaşlarımla daha fazla görüşseydim”
“Hastalarımın büyük bir kısmı, hayatlarının son haftasında sahip oldukları arkadaşlıkların ne kadar değerli olduğunu anladılar. Ama hemen hepsinin hayatı o kadar yoğun bir tempo ile geçmişti ki arkadaşlarını yıllar boyunca ihmal etmiş ve çoğu ile iletişimi kaybetmişlerdi. Ve maalesef birçoğuna, hayatına nokta koymadan önce eski arkadaşlarına ulaşmak ve onları bir kez daha görmek kısmet olmadı. Tecrübelerime dayanarak şunu kesinlikle söyleyebilirim: Ölmek üzere olan her insan, eski arkadaşlarını özlüyor.”
5. “Keşke daha mutlu olmama izin verseydim”
“Birçok insan hayatının son evresinde aslında ‘mutluluk’un kişisel bir tercih olduğunun farkına varıyor. Oysa insanlar hayatları boyunca mutluluğu keşfetmek yerine, eski alışkanlık ve kalıpları devam ettirerek yaşıyor. Değişim korkusu insanları kendi kendilerini aldatmaya kadar götürüyor ve birçok kişi, sürdürdüğü hayattan mutlu olduğuna hem çevresini hem de kendini inandırıyor. Hem de içlerinde bir yerlerde, bütün kalbiyle gülmek ve yeniden hayattan tat almak için büyük bir özlem duymalarına rağmen.”

Bu Bu... Yaz Kokusu...

Çok güzel bir hava var dışarıda...
Güzel bir esinti ve bu taptaze yeşillik kokusu...
Bu yaz kokusu.
Bana neler neler hatırlattı...
..................................
.....................
.............................
........................
.......................................................
...........
.........................
..........
Geçti...

Sezen Aksu - Tutunamadım

Bugün 19 Mayıs... Günaydınlar...


Bugün Atatürk' ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı...
Atatürk' ün Samsun' a çıkışının 94. yılı.
Kutlu olsun hepimize.


Günaydınlar ışıl ışıl bir Mayıs sabahından hepimize enerji ve mutluluk gelsin.
Bugün tatil efenim yarın da gitmeyeceğim.bana da hastane tatili. :)))
Git-gel-beklelerden sıkılan bünyeye bu iki gün nasıl iyi gelecek anlatamam.


Bengü...
"Feveran" diyor.
Dinleyelim...

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Şiire Gazele (İzel)

Merhabalar...


İyi geceler hepimize...
Bugün kuzucuumun, teyzesinin bir tanesinin doğum günüydü.
Kuzum iyi ki doğdun, iyi ki varsın bebeğim...
E böyle olunca malum bloga da bu saatte gelmek nasip oldu.

***

İyi geceler, tatlı rüyalar hepimizeeee...

***


"Ah bu şarkıların gözü kör olsun..."
Bir de Ceyl'an Ertem ve Can Güngör' den dinleyelim.
Güzel söylemişler...

17 Mayıs 2015 Pazar

İyi Uykular...


Hepimizeeee...

Aşık Mahsuni Şerif - Merdo


17 Mayıs 2002 de kaybetmişiz.
Ölüm yıldönümü Allah rahmet eylesin.

İyi Akşamlar...


Akşamın bu saatinde ancak gelebildim bloguma...
Bir hafta sonunu daha bitirdik.
Bakalım yarın neler yaşayacağız?
Günümüz nasıl geçecek?
Benim malum hastane seferlerim yeniden başlayacak.
Biraz can sıkıcı ama sonuna kadar gitmek lazım.
Bu hastanenin uygulamalarını seviyorum aslında sorunları çöze çöze gidiyor.
Ama beklemek ve yarın gel, yarın da şunu yap sözü çok sıkıyor...
...
Naapalım başladık sonlandırmak lazım...
...
Hepimize iyi akşamlar o zaman...


Teoman ve Barış Manço' nun 
en güzel şarkılarından biri...
Unutamadım...
Dinleyelim.
Keyifli akşamlar olsun...

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Jin - Yagish Yagir

Jose Luis Encinas... Desierto


Günaydınlar...


Özgürlüğü simgeleyen bir fotoğraf buldum bugün.
Balonla yukarılara çıkarsın, yerdeyken sadece kısıtlı çevreni görebiliyorken
bir anda her yeri yukarıdan, çok yukarıdan izleyebilmek bir özgürlüktür mesela.
Nefes almak gibi bir şey...
İnsanın nefes alması ne kadar büyük bir nimet, 
hele yutkunabilmesi, normal normal herşeyi yapabilmesi...
 Hayatımızın akışı içinde biz bu nimeti nasıl da unutuyoruz çoğu zaman.
...
Kalbimizin atabilmesi mesela...
Ne hızlı hızlı bizi yormalı, ne de yavaş olup nefesimizi kesmeli.
Normalken kimse hissetmiyor ama bir anormal durumla karşılaşınca ne büyük bir nimete sahip olduğunu görüyor insan.
Normalliği kaybetmek, nefesi kaybetmek, hayatı kaybetmek...
...
Ve insan söz veriyor kendine ve kalbine.
Seni üzmeyeceğim söz, seni yormayacağım söz, seni kırmayacağım söz.
Ve bunları kimsenin yapmasına izin vermeyeceğim 
SÖZ...
:.)

Sevgi, sağlık ve mutluluk dolu bir hafta sonu olsun.


 Ajda Pekkan...
"Nasıl bir kalp bıraktın bilir misin ardında?..."
Diyor...
Eskilerden güzel bir şarkıdır dinleyelim...

15 Mayıs 2015 Cuma

Miraç Kandilimiz Mübarek Olsun...


Bu mübarek gecede yapacağımız tüm dualarımız kabul olsun.
İnşallah...

Günaydın...


Dünkü işlemlerden sonra gelebildim ve bloguma yazabiliyorum çok şükür.
Kendini kurbanlık koyun gibi hissetmek de kötü.
Kös kös gidip işlemden geçip akşam huzurla ve esenlikle, 
eski hastanelerden çıkarken yazılan "salah ile taburcu edildi" sözüne uyan bir halde 
gece eve döndüm.
İyiyim sükürler olsun.
İyiyim herşey yolunda.
:)

Sertab Erener...
Yanarım.
Dinleyelim çok  güzel...

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Bugün Günlerden Soma...


Canlardan can gideli, insanların içini yakalı tam 1 yıl oldu.
Tekmeler, tokatlar ve 301 can kaldı akıllarda.
Ne değişti, ne bitti, ne oldu?
Hepsi de muamma...
Mağdurum diyen iş adamları,
Çekim yapamazsınız diyen ceberutluk...
Lüzumsuz bir sürü insan.
.......................................
Yazacak, söyleyecek çok şey var ama...
Ateş düştüğü yeri yakar...
Allah geride kalanlara sabır ve dayanma gücü versin inşallah...

Merhabalar...


Gelebildim nihayet.
Yorgun, argın, suskun, hemen yarın olmasaydı işlemler iyiydi ama işte...
Öyle uygun gördüler, öyle de yapacaklar...
Galiba öbür gün buluşabileceğiz tekrar.
Ama fırsat varken bugünün kıymetini bilip bulunayım bulunabildiğim kadar...

12 Mayıs 2015 Salı

Bir Kadın...

Cem Özdemir
senin adınla başlayan dualar... ve biten senin adınla... onu susturma!
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez... yalnız genç adam, kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,
Seni seven bir kadın, sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.
Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini, onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,
İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla!
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu...
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,
Beklemekten,
Özlemekten,
Hatta dua etmekten...
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam... Yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Bak oğlum!
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla...
Falan filan sonra,
Bilirsin ya...
Sen sen ol, o kadını satma!
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu, bir zamanlar seni gökyüzü ilan etm
iş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın...

BILJA KRSTIĆ - Purim purim

Merhabalar...


Selamlar, sevgiler, mutlu akşamüstülerimiz olsun...
Yorgunlukta bitmiş bir Betül sizi selamlar efenim.
Daha da yorulacağından başka.
Bilmem kaç kilometre alanda git gel.
İşim bu.
Bu aralar.
Bir kulp takacağız el birliğiyle bana da bulamadık bir türlü.
Sen şu hastasısın diyecekler ama tetkikler bitemiyor bi türlü.


Funda Arar' dan 
Yediverenim' i dinleyelim...

11 Mayıs 2015 Pazartesi

İyi Geceler...

İngiliz chinchilla, Britanya ile ilgili stenografi, yavru kedi, uyku vektör

Yorgunluk yüzünden hep bunlar...

İyi Akşamlar Yine...


Gün boyu hastanede olup da akşam üzeri eve gelince bu saati buluyor bloguma gelişim.
Herşeyin gönlümüzce olduğu güzel bir hafta olsun...
Sevgi ve selamlarımla.
Hastanede beklemeye de alıştım sonunda kimseyle konuşmadım bugün.
Hastanenin bahçe kafe sini keşfedip bolca çay içtim.
Neyse bakalım gidip, bekleyip geliyoruz.


Phill Collins...
"Enother Day In Paradise..."
Dinleyelim, dinlerken dinlenelim...

10 Mayıs 2015 Pazar

İyi Akşamlar...

 

Bu saat olmuş daha yeni gelebilmişim bloguma...
Amaaan bugün ne güzeldi öyle...


Kuzularım ve ben ne güzel bi gün geçirdik...
Anne sen nereye istersen oraya gidelim diyince de soluğu Hamamönü' nde aldık.
Güneş biraz fazlaydı ama harika geçti.
Teşekkür ederim kuzularım...
İyi ki varsınız.
İyi ki sizin annenizim.
Şeyyyy...
Bir de Gürgenin.
:)
:.)


Ve Ajda Pekkan' dan dinleyelim...
"Ağlama Anne..."

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Sertab Erener - Bu Böyle

Günaydınlar...


Güzel bir Cumartesi olsun hepimiz için huzurlu geçsin...
Bugün bi hayli yorgun ve de bıkkın oturdum bilgisayarın başına.
Biraz dinlenelim en iyisi...


Göksel Baktagir' in eşsiz müziği...
Kar Tanem
Dinleyip dinlenelim
:)

8 Mayıs 2015 Cuma

Uykuuu...


Geldi fena iyi geceler hepimizeeee...

Yorulmak...


Parti Parti...

Özellikle öğlen saatlerinde mutlu mesut parti arabaları, kocaman hoparlörlü otobüsler, üzerinde en mutlu insan benim oyunuzu verin azıcık daha mutlu olayım pozunu vermiş adayların fotoğraflarıyla bangır bangır bağıra bağıra caddemizden, sokağımızdan geçti diye kim oy verir Allah aşkına...

Kubat - Yas ( Ötme Bülbül )

Hastanede Beklerken...

Efendim malumunuz üzre bu aralar çeşitli sağlık sorunları nedeniyle check-up için gittiğim, oradan oraya süründüğüm hastane ile ilgili yakınmalarımı yazıyorum ne zamandır...
Bugün biraz da yakınmayayım diy mi?
Komik şeyler de oluyor.
Çok fazla bekletiyorlar saatler boyu sabah 08:00 gibi orada olup 16:00 gibi eve dönmek benim hiiiç alışık olmadığım bir duygu.
İçtiğim ilaçlar da çeneme mi vurdu nedir?
Beklerken sağımdakiyle, solumdakiyle konuşmaya başladım.
Öğlen arası da orada olmak sıktı heralde ki galiba biraz kafayı sıyırma derecesi de diyebiliriz bu tür konuşma hallerine.
O kadar güzel güzel atmosferi olan, koltukları iç mekanı şıkır şıkır insana beş yıldızlı otel hissi veren o güzelim özel hastanede beklesem neyse. Bir koltuktan diğerine otur ev rahatlığı, dergiler falan can sıkılmaz ama oralarda da hiç bekletmezler ha... Beş dakikada güle güle işin bitti git.
Beklediğim yer ise aynen şöyle:
Yerler mozaik taş, duvarlar eldeğme yerleri yağlı boya ile boyanmış, oturduğumuz koltuğumsu şeyler de koyu mavi tonunda buz gibi demir, yukarıda beyaz ışıklı zerafetten uzak bir florasan lamba. Ortam bu.
Yalnız girişinde Hitit desenlerinden esinlenilmiş fena acemice yapılmış o modası geçmiş seramikler olanca haşmetiyle duvarda duruyor. Hatta hemen her geçtiğim koridorda karşıma çıkıyor.
Neyse benim hikayeme dekorasyon karıştı bugünkü komik olayı anlatacaktım.

Kimse yok diye dipte bulduğum bir koltuğa oturdum. Zaten saatlerce bekliyoruz bir de gürültü çekilmez kılıyor durumu.
Karşıdan iki yanına sallana, sallana çok çok olabildiğine şişman zar zor yürüyen bir teyze geldi.
Çok yaşlı değil ama zor hareket ediyor.
Bugün yağan feci yağmurla birlikte sırıl sıklam olmuş.
Epeyce de söylendi kendine 'ince giyinmişim, şemsiye almamışım...'
:)
Önce tarağını çıkardı bir güzel saçlarını taradı. Çantasından çıkardığı mendillerle saçını başını ensesini kuruladı sadece de ikimiz varız koridorda.
Sonra sırtından çıkardığı ceketi ben koltuğun birine astım ki kurusun.

Teyzeyle aman efendim bir sohbet, bir sohbet biz bir kaptırmışız bir tek çayımız kekimiz eksik.
Ben bu arada sıra alma yerinden uzak olduğum için araya 18 kişi birden girmiş.
Teyze anlatıyor, ben anlatıyorum birbirimize içimizi fena halde döktük.
Ne birbirimizin adını sorduk...
Ne nereden, kimlerden, ne iş yapanlardan, nerede gezenlerden hakkımızda bilgiye dair hiç bir konuya girmeden öyle bir sohbet etmişiz ki ...
:)
Ayrıldıktan sonra gülümseyen bir yüzle yürüdüğümü fark ettim.
:)))))))))))))))))))

İşte böyle kim olduğumuz pek ilgilendirmedi ikimizi de, nereden geldiğimiz ya da.
Ama o andaki konularımız birbirine yakın çıktı, bir çok yerinde de aynı şeyleri yaşamışız.
Konuştuk da konuştuk...

Oh beee...
:))))))))))))))))))))
Tavsiye ederim sıkıldınız mı arada bir gidin birine anlatın anlatın dönün evinize.
:)))))))))))))))))))))))))
Haaa bu arada güzel bir şey de oldu doktorum beni yaşımdan bu halime rağmen genç buldu...
:D :D
:)))))))))))))))))))))))))))))))))