30 Aralık 2015 Çarşamba

Offff... Ne yazacağımı...

Ne yapacağımı bilemedim şu an.
Ama ne var ki hayat devam ediyor.
İyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla...
Kar yağıyor, yağmur yağıyor, güneş içimizi ısıtıyor.
Yaşamın ta kendisi bu.
Bizler için.
Kavga edenler de var, neşe ile birbirine koşanlar da...
Yemeğin altını açık unutup yakanlar da...

Ne diyelim...
Hayat devam ediyor hem de tüm haşmeti, vahşeti ve şiddetiyle...


Acı Bir Haber...

Takip ettiğim eşsiz güzellikteki el emeklerinin olduğu bir blog sahibi vefat etmiş...
Ne çok üzüldüm üstelik 7 ay olmuş vefat edeli ve ben yeni görmüşüm.
Kızını kaybetmenin acısı yüreğinde mühürlü dışarıya karşı hep huzur aşılayan bir anne.

Ne yazık ki yeni yazabildim başsağlığı mesajımı...

"Ne çok geç kalmışım bu acı haberi öğrenmeye.
İçimi huzurun kapladığı, cıvıl cıvıl çalışmaların olduğu bu bahçeyi hep gezeceğim.
Şimdi biraz buruk, üzgün ağlamaklı olacak bu gezmelerim. 
Kızına kavuşan bir annenin bahçesi burası.
Tanımadan çok sevmiştim güzel yürekli, nadide, zarif Cihan Hanımı...
Bahçesi gibi bizler de öksüz kaldık ne diyelim.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın."



Gezmek isteyenlere güzel bir bahçe...

Eleni Vitali - Gramma Kai Grafi

Dem Ferde - Çöl

Merhabalar...


Mutlu günler dileklerimle.
Yeni bir gün, yeni bir yıla hazırlıkla geçiyor.
Hatmi çiçeğinin çayı enfes olur ve faydası saymakla bitmez bu soğuk havada öneririm efenim.
Lezzeti, şifası çok yerinde.

***


Deniz Seki...
Dinleyelim...

29 Aralık 2015 Salı

Bugün Yine...


Kurs günümüzdü.
Yeni yıl kutlamamızı yaptık. 
Neşeli, lezzetli bir yıl bize gelsin umuduyla açık büfemizin küçük bir kısmının fotoğrafını paylaştım.
2016 yılı herkese sevgi, mutluluk ve güzellik getirsin dileklerimle...

İyi Akşamlar...


Kar bize yağamayacak maalesef ama, İstanbul' a şiddetle geliyormuş.
Umarım eğlenceli yönleri olur hep.
Güzel, umutlu ve neşeli günler, geceler dilerim.


Gülben Ergen ve Bora Duran söylüyor...
"Kalbimi Koydum..."
Dinleyelim...

28 Aralık 2015 Pazartesi

İyi Akşamlar...

Yine blogumu ihmal ettim bu aralar.
Bunun tek sebebi bilgisayarımı sabitleyeceğim bir yer oluşturamadım daha onun için.
Sevgi, selam ve muhabbetle merhabalar efenim...
Güzellikler bizimle olsun.

27 Aralık 2015 Pazar

Riff Cohen - Dans Mon Quartier (tr altyazı)

Düğün Dernek 2 Sünnet - Fragman


Müsaitseniz ve gülmek istiyorsanız izleyin...
Çok eğlenicüüükkk...
:)

Günaydınlarrr...


Mutluluğun ve huzurun hiç eksik olmayacağı günler dileklerimle.
Dünün yorgunluğu diye birşey kalmadı bende.
Sabahın 09:00 unda yola çık, 17:00 de havaalanında ol oğlucuuunu kaptığın gibi yeniden eve dön.
Saat 01:00 gibi yeniden evde ol. 
Ooolummm gelmiş hiç yorgunluk da söz konusu olabilir mi?
:)))
Mutluyum çok şükür. 
Sömestr tatili için burada sonra ikinci dönem için tekrar gidecek yeniden özleyeceğiz...

Olsun artık o da, biz de alıştık bu duruma...

Güzel bir şarkı dinleyelim.


Dilek Türkan...
"Aşk Mevsimi..." Diyor dinleyelim...

Ve Pazar sabahına yakışan bir simitle günümüze devam edelim...


Mmmmmmh... mis mis...
:))))))))))))
Afiyetle...

22 Aralık 2015 Salı

İyi Akşamlar...


Bu gece yapacağımız bütün ibadetlerimizin kabul olması dileğimle iyi geceler...

21 Aralık 2015 Pazartesi

Özdemir Erdoğan - Seni ne çok sevdiğimi


Özdemir Erdoğan' ın şarkıları bir başladım mı bırakamam...
Sanki çok lezzetli, çok güzel kokan kavrulmuş bir tuzlu çekirdek gibi.
:)

Merhabalar, Selamlar Sevgiler Efeniiimmmm...


Ayyyy bu ne sevimlilik böyleeee?
Ama canlısını görsek bu kadar sever miyim bilemiyorum.
:)))
Yeni bir haftaya başlarken kazançlı, bol bereketli günler dilerim hepimize.
Ama her işin başı sağlık ve insanlık gerisi ayrıntı...


"Paranın ne önemi var mühim olan insanlık..."
Özdemir Erdoğan' dan dinliyoruz...

20 Aralık 2015 Pazar

Akşam Akşam...

Sis iyiden bastırdı Ankara çok puslu Allah yolculuk yapanlara yardım etsin inşallah...

Sezen AKSU - Seyirlik Değil Ömürlük Olsun

Günaydınlar... Mutlu Pazarlar...


"Her Pazar sabahı uyanınca aklıma gelenleri, içimden geçenleri yazsam,
 okunması çok güç, anlaşılması imkansız bir kitap olur..."
Demiş yazar.
"Onun için bırakayım onları içime, aklımın bir yerlerine nefesimizi sorunsuzca aldığımız aana odaklanalım ve şükredelim yaşadığımıza, gördüğümüz yağmura..."

***

Eveeettt Günaydın mutlu pazarlar olsun hepimize tüm iyi duygularımla, sevgi ve neşeyle tekrar günaydınlar efenim...
Şu anda bloguma yazacaklarımı tasarlamadan oturmuş olmanın tedirginliği içindeyim.
Bir şarkı bile yok daha aklımda.
Ama bu sisli sabaha yakışan mis gibi kokulu kök çayı olduğunu biliyorum ve sağlıklı bir kahvaltı.

:)


Afiyet olsun hepimize işte huzur...


Sezen Aksu söylüyor...
"Gün ağarınca boynum bükülür..."
Pazar sabahının dinginliğine çok yakışan bir şarkı bu.
İnsanın içine içine işler.
Dinleyelim...

19 Aralık 2015 Cumartesi

Şaka Değil...



8 ayda 33 kilo ohh ne güzelllll...
:))))

رشيد طه - يا رايح وين مسافر \ rachid taha- ya rayeh

Yalnız İnsanlar Sokağı' ndan...


Souad Massi - Ghir Enta (سعاد ماسي - غير انت )

Bir Zamanlar...


Misss gibi kahvelerim vardı.
Şimdi artık yok. Ama fotoğrafını paylaşmak da mı yok Allasen.
:))))))))))))))))
İçebilenlere afiyet olsun.
Ohh misss.
:)
:P

Azzddine - Takassim (Harissa Mix)

Muhteşemmmm Yüzyıl... Kösem...


Zevklerin ve renklerin tartışılamayacağı gibi bir konu bu.
İzleyenler kadar izlemeyenlerin de hatta nefret edenlerin de çok olduğu bir dizi. Ben genellikle boncuklarımın içine gömüldüğüm için dinliyorum daha çok.
En çok dikkatimi çeken ses Derviş Mustafa yani Mehmet Kurtuluş' a ait olan ses tonu.
Ve Mete Horozoğlu' nun cevval rolü.

Roller güzel oynanıyor. Herkes elinden geleni yapıyor.
Ama bazen Hülya Ayşar' ın sesini duyunca kafamı gömdüğüm boncukların içinden çıkarıp bakıyorum. Gözüme zaman zaman çok güzel, zaman zaman çok çirkin gelen bir sanatçıdır Hülya Avşar. Ama bu dizide hakikaten çok güzel olmuş.
Heralde kullandığı taçlar,takılar, giysilerin de etkisi var bu görünümde. Ama konuştuğu zaman çoğul cümleler kurması sürekli biz biz demesi biraz garip olmuş. Ve asıl sorun sürekli bir ressama canlı mankenlik yapıyormuş gibi çok fazla kasılarak durması, konuşması. Bunun dışında Safiye Sultan rolü çok yakışmış.
Ve bir de Halime Sultan mıydı Şehzade Mustafa' nın annesi rolünü oynayan sanatçı "Aslanım demek yerine Arslanım" diyor ya o da dikkatimi çekiyor ne zamandır. Ohh dedim kurtuldum. :))))

Her ne kadar bazıları karşı çıkıp bu bizim tarihimiz değil, hiç de böyle değiliz diyorsa da haklılık payı var ya da yok onu bilemem ama bildiğim ve gördüğüm bir şey var ki Devlet-i Aali Osmanlı' nın çöküşünde annelerin hırsları da çok rol oynamış. Bu da inkar edilemez sanırım.

Neyse güzel bir masal dünyası gibi algılayıp izlemeye pardon dinlemeye devam...
:))))
Ben de boncuklarıma...
:))))

Nilüfer... Böyle Ayrılık Olmaz...


Nilüfer' in naif duruşu ve sesi ne güzeldir.
Dinleyelim.

Sabah Sabah...

Burada olmak, blogumda özgürce dolaşmak ne güzelmiş böyle.
İyi ki bir blogum olmuş.
İyi ki ailem olmuş demek gibi birşey bu.
İçimi, beynimi tümüyle aktardığım canım blogum seni özlemişim.
Yeniden bağlanabildiğim için mutluyum.
Duygularımı belirteyim istedim...
:)))
Sanırım bloguna karşı bir kişiliği varmış gibi konuşan tek kişiyim.
:P


Nilüfer - Seni Beklerim Öptüğün Yerde ( 1987 )

Günaydınlar...


Ne güzeldir karların içinden çıkan güzel bir çiçek...
Ben çiçeklerin görkemine hayranım. Onların narin ve enfes güzellikteki renklerine...
Çalışmalarımın çoğunda çiçek görseli hakim. 

Bir çiçekçinin önünden geçerken ıslak ve bayat lağım kokusuna benzeyen tuhaf kokuların yerine o çiçeklerin eşsiz kokularını koklayabilsek ne güzel olurdu.

Ama zamanımızın sanallığı sanki doğamızı mahfediyor ve çiçeklerimizin kokularını bile alıp götürüyor.
Çiçek kokularının eksik olmadığı günler dilerim.
İyi bir hafta sonu olsun hepimize.


İlhan İrem...
"Boşver Arkadaş..." Diyor.
Biraz nostaljik olsun bu sabah.
İyi dinlemeler.

18 Aralık 2015 Cuma

...Kombili Kombili Kom Kooom, Kombili Kombili Kom...



-Nasıl yeni ev güzel bir yerde mi?
-Evet yol ağzında biraz küçük ama tam istediğim gibi hem yolu görüyor, hem de alışveriş merkezlerine yakın. Biliyorsun burada otururken en yakın market 500 metre ötede.
-Haa iyi o zaman. Isınması nasıl, merkezi mi?
-Hıııı? Yook değil KOMBİLİ...
-Eeee peki sen idare edebilecek misin kombiyi zor olmasın?
-Yaa ben yeri görünce bu hiç aklıma gelmediii...
  Amaaan millet nasıl yapıyor ben de idare ederim heralde.
....

Evet bu konuşmadan sonra aldı mı beni bir telaş?
Ya ısınamazsak, ya çok yakarsak, ya şu... ya buuu...
Ama ev güzel yaa dediğim gibi millet nasıl yapıyor ben de yaparım bir şekilde şimdi bi kombi yüzünden gül gibi evi mi kaçıralım?
Başlarda baya mesafeliydik birbirimize hava bu kadar sert ayaz değildi.
Biraz zaman geçip de hava soğuyunca yakıyorum sıcak oldu diyip kısıyorum.
Kısınca yok soğuk oldu diyip yakıyorum.
Aaaaa kapıcıyı çağırıp "-yakın şu kaloriferleri hava çok soğuk!..." deme gibi bir zorunluluk yok artık.
:)))
Bu iyi bişeymiş yaaaa...
Kontrol bende.
Oyuncak gibi bir kıs bir aç.
Taa ki bu mutlu balayı günleri bir gece üşüyüp de uyanmamla birlikte kabusa dönüştü. Yok canım o kadar da abartmayayım sadece üşüdük. Kombinin verdiği E 10 uyarısıyla gözgöze geldim.
Telefonumun kotası yettiği kadar internetten aramaya başladım nedir bu E 10 uyarısı diye?
Meğer su basıncı düşmüş.
Allah Allah su basıncı da mı varmış bu merette ?
Niye hiç kimse bana böyle birşey demedi?
İzlediğim bütün videolarda su basıncını ayarlamak çok kolaymış da ben bilemedim bi türlü.
Sonunda bir mahalle servisine telefon açtım. Modelini söyledim E 10 uyarısı veriyor dedim ben kombili bir hayata başlayalı daha 20 gün oldu dedim. Hani böh deseler ağlayacağım.
Nerede o başta ben yaparım diyen Betüüüül, nerede bu ağlamaklı kombiden şikayet eden Betül?
:))
-Hanfendi su basıncı düşmüş su basmanız lazım. Çok basit bir iş.
-Yaa evet de nasıl neresinden bilemedim ki?
-Kombinin altında basınç göstergesi var.
-Evet görüyorum.

"Gerçi görünceye kadar çaba sarfetmek gerekiyor kombiler şık dursun diye midir nedir en alta resmen saklamışlar. Daha küçük yapsaymışsınız da görmeseymişiz. Te Allah ım yaaa...Benim gibi gözlük kullananlar için bile zor bir görüş mesafesi."

-Onun altında vana var.
-Tamam onu da gördüm onu mu açıcam?
-Yok hayır.
-E sağda var, solda var vana altta iki tane daha var hangisi?
Çıldıracağım. Şu mu bu mu derken hepsine hayır diyor tamirci.
-E kardeşim bi gelseniz de hem gösterseniz hem de bi küçük çaplı bilgilendirme yapsanız?
Çünkü ben daha 20 gün oldu bir kombiyle yaşamaya başlayalı su basıncını bile bilmiyordum ki.
Bu tür kulis işleriyle sitenin kapıcısı ilgilenirdi.
-Tamam efendim gelirim ama servis ücreti alırım...

Sıkı durun tamir değil, parça değişimi değil, sadece su basacak ve 50 lira alacak...
- Niye böyle? Yani sadece su basacaksınız ve basit olduğunu siz kendiniz söylediniz.
- Servis ücretimiz bu, benim dükkanı kapatıp gelmem gerekiyor.

Hey Allah ım dükkanı kapatıp bize gelince sanki kapısında kuyruğa giriyor müşteriler...
Hani elbette bedavaya gelmeyecek ama bu da insafsızlık artık.
Mecburen gelin dedim.
Ve geldi, vana dediği şey küçük mavi bir düğme. Onu açma yönünde çevirip basınç göstergesinde  1,5 - 2 yi geçirmemek gerekiyormuş.
-E hani vana demiştiniz bu kapak gibi birşey.
-Yok hanfendi bu bir vanadır.
"Yok yaaa... Senin karşında gördüğün tecrübesiz bir kombi kullanıcısı olabilir ama bugüne bugün 4 aylık bir tadilat sonucu 180 metrekare evi baştan aşağı yenileten bir kadın. Vana ne, buvat ne, mala ne, alçı ne hepsini bilir..."
Bunları demedim tabii sadece içimden yüzüne karşı dedim.
50 TL yi alıp giderken son derece huzurluydu ama ben helal ettim mi?
O da bana kalsın.
Kombiyle yaşadığımız ilk kırgınlık buydu...
Daha alışacağız birbirimize.
İkincisi de mi var demeyin.
Evet ikincisi de var onu da başka bir yazıda anlatayım artık.
Şimdilik bu kadar...
Sevgiler efenim...

Günaydın...


Hayırlı Cumalar, mutlu sabahlar kendimizi iyi hissedeceğimiz bir gün dileklerimle günaydın hepimize...
Şimdi diyeceksiniz ki bu soğuk buz gibi donduran havada ne işi var bu çiçek fotoğrafının?
Haklısınız ama biraz içimiz açılsın istedim.
Malum bende bi terslik var sıcacık yaz mevsiminde karlı fotoğraflar paylaşmayı sevdiğim gibi buz gibi havada da çiçek fotoğrafı paylaşmak geldi içimden.
Sevgiyi, neşeyi ve en önemlisi kendimizi ön plana aldığımız bir hayatımız olsun artık.
Geç kalmış sayılmayız mutlu olmak için...
 "Aldığımız her nefes bayramdır mesela..."
Diye başlayan dizeler geldi aklıma.
Hakikaten de sağlıkla aldığımız nefesimiz olduğu sürece bir yerlerde hep bir umut, hep bir güzellik vardır...


Ne güzel söylüyor ilk kez dinlediğim an çok komikti.
Taşınmanın verdiği yorgunlukla koltuğun üzerine yığılmış kalmışım hatta uyuklamışım.
O arada televizyon açık ve uykumun arasında bu şarkı kulaklarımda çınlıyor.
Meğer bir programda bu şarkı söyleniyormuş.
Tekerleme gibi...
:)
Ses de güzel ama kabul etmek lazım.
Neyse iyi dinlemeler...

17 Aralık 2015 Perşembe

Merhabalarrrr...


Selamlar, sevgiler, güzel günler hepimize...
Arada sırada uğramak dışında yaklaşık 1,5 - 2 aylık bir aradan sonra bloguma gelip
doya doya yazmak ne güzelmiş böyle.
Dün itibariyle bağlanan internetimiz çok şükür çalışmaya başladı.
Yeni evimizden yazıyorum şu an.
Küçük ve sevimli, kutu gibi güzel kullanışlı bir eve taşındık.
Eşyaları sadeleştirmek, taşındıktan sonra yerleşmek biraz yorucu olsa da iyi ki gelmişiz...
Eskilerin dediği gibi "Tebdil-i mekanda ferahlık varmış..."
Bu arada bazı ilkleri de yaşıyoruz tabii.
Daha önce hiç ilgilenmediğim, beni hiç yormayan ısınma işi biraz eziyetli ama kontrolün elimde olması hoşuma gitmedi desem yalan olur.
İlerleyen günlerde ayrıntılıca başıma gelenleri yazarım mutlaka.
Şimdilik yeniden görüşünceye kadar hoşçakal blogummm...


Dinlediğim ilk andan itibaren vuruldum sanki yüreğimden hem de...
Paylaşmak istedim.
İyi dinlemeler...

4 Aralık 2015 Cuma

Günaydınlar...

Kombimiz dün akşamdan beri bozuk. Servis yoğunluktan dolayı gelmedi. Ev buz gibi. Yine de herşeye rağmen güzel bir gün olsun hepimize.
Zaten daha internet bağlantımız da yok.
Yhaaaaaa diye bağırasım var.
Neyse...
Günaydın hepimize...

27 Kasım 2015 Cuma

Merhabalar...

İyi akşamlar hepimize...
Daha internetim bağlanamadı maalesef...
Onun için sınırlı gelip gitmelerim bloguma.
Yazacak, paylaşacak o kadar çok şey birikti ki.
Yeniden en kısa zamanda görüşmek ümidiyle...
Şimdilik hoşçakalın.

23 Kasım 2015 Pazartesi

21 Kasım 2015 Cumartesi

İnternetim...

Bağlanır bağlanmaz yeniden oturacağım bilgisayarımın başına.
Hepimize mutlu günler...

11 Kasım 2015 Çarşamba

Taşınmak...

Başlı başına yorucu, sevimsiz bir süreç zaten bir de wi-fi bağlantısı yoksa offf.
Arada sırada uğradığın blogun seni böyle üzgün, mutsuz, yalnız ve suyu çekilmiş değirmen gibi bekler durur.
:/
Zar zor telefonundan yazmaya çalışırsın.

***

Neyse efenim sağlık olsun diyip sevgi ve mutluluk dolu güzel günler hepimize gelsin.

:)

9 Kasım 2015 Pazartesi

İyi Akşamlar...


Yeni evimizin yeni manzarasıyla hepimize iyi akşamlar diliyorum.
Bundan sonrası için umutla, sevgi ve mutlulukla geçen güzel günler olsun...


31 Ekim 2015 Cumartesi

Bu Sabah...



Penceresinden yağmurun yağışını çektiğim,
yemyeşil bahçeli sitedeki evimizde son sabahımız.
İlk geldiğimiz günü hatırladım.
Tam tamına 7 sene önce. 
Çok zorlandığım halde nasıl da alışmışım.
Yeni bir ev, yeni bir hayat, yeni bir yol...
Acısıyla, tatlısıyla bir dönem daha sona eriyor.
Allah cümlemize hayırlar yazsın, hayırlar göstersin inşallah...
Gidiyoruz işte biraz sonra taşıyacak insanlar gelecek...
:)



29 Ekim 2015 Perşembe

Heeeyyy... Arkadaşlarrr!!! ...

Nooluyoruz?
1Kasım benim doğumgünüm...
Hiç bu kadar milletin dilinde olmamıştı o gün.
:))))

Türkiyemle ben aynı burçtanız.
İkimiz de Akrep burcuyuz.
Ne güzel...

Bugün Cumhuriyet Bayramı...


Nasıl da taşınma kargaşasına geldi öyle...
Neyse ki çok geç kalmış sayılmam...
:)
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Günaydınlar...


Sabah ezanlarının o eşsiz sedasıyla uyandığımız yeni bir güne daha merhaba...
Küçük bir mola verdiğim bloguma geri dönüp her şeyi baştan sona yazmak istiyorum.
Şu anda değişik yeni bir hayata daha başlamanın verdiği heyecan içindeyim.
Ev taşıma telaşı var.
Yerleştikten sonra inşallah yine eskisi gibi faal ve bol bol burada olacağım.
Yazın çektiğim bu fotoğraftaki narlar görüntü itibariyle çok etkileyici gelmişti bana.
Hayat dediğimiz o anlaşılmaz sert kabuğun altındaki güzelliğe ulaşmak biraz zaman alsa da umudumuzu kaybetmeyelim.
En güzel dileklerimle sabahımız hayrolsun mutluluk ve sevgi bizimle olsun.
Hadi bakalım yeni ev, yeni hayat seni bekliyoruz...


Zara ve Ekrem Düzgünoğlu söylüyor...
"Sabahın seherinde ötüyor kuşlar..."
Ne güzel söylemişler ses uyumu çok güzel olmuş...
Dinleyelim.



22 Ekim 2015 Perşembe

Günaydınlar...


Herşeyin gönlümüzce olduğu güzel sabahlar...
:)


Sabah neşesi radyomu açtım dinliyorum.
:)

Ayça ve Toni Enişte harikalar.
Dinleyin tavsiye ederim.

20 Ekim 2015 Salı

Sezen Aksu - Gidemem

لا  تحزن - Senai Demirci - Üzülme


Lâ tahzen...

Üzülme! Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.
Üzülme!

Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!

Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...

Üzülme!

Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!

Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

Üzülme!

Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.

Üzülme!

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!

Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

Üzülme!

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."


08 Mart 2009

Dua...


İyilik ettin...

Sabahın Hayrı... Akşamın Şerri...


Lanet olası kör şeytan sana yenilmeyeceğim...
Allah' ıma isyan etmeyeceğim bizleri yaratan Rabbim elbet ışığa ulaştıracaktır.



19 Ekim 2015 Pazartesi

İyi Geceler...


Hepimizeee...

Sâmiha Ayverdi...

"...Kapını aç, kapını aç...Sana geldim, kapını aç...
Bu dünyadan o dünyâdan, aldım boyum ölçüsünü...
Ezel, ebed arasında, nice eyyâm gezip tozdum...
Sığamadım dü-âleme, sana geldim, kapını aç...
Yoldaşım var, çift kişiyim, günâh benden hiç ayrılmaz.
Tek değilsem N’olur sanki? Yer gök sığmış o kapıya...
Bizi de al kapına aç, kapını aç....kapını aç...”
Hancı’dan

Oktay Rifat...

" Ama ben eski zaman âşığıyım;
sevmek kadar katlanmak da gelir elimden."


Oktay Rifat

Anacııımdan İnciler...

Haberleri izledikten sonra ciddi ciddi konuşan annem bana şunu söyledi:
-Kırmızı GÜLTEN çıkmış hakkında...
:)))))))))))))

***

Bu kez biraz daha farklı bir haber izledi ve yine bütün ciddiyetiyle bana dönüp:
-Bu adam pis.
-Nereden çıktı anne şimdi bu?
-FORMO film mi ne onu çevirmiş.
:))))))))))))))

Gülme de dur.
:))))))))))))))))))

Yeni Haftaya Günaydın...


Hepimiz için güzel, bereketi bol huzurlu bir hafta olsun.
Kötü havalar yüzünden üşümediğimiz, 
kötü haberlerle mutsuz olmadığımız bir hafta dileyelim birbirimize.

***

Ankaralı Namık intihar etti

Hoplaya zıplaya, neşeli, neşeli, güler yüzle türküler söylerdin sen.
Ne ara mutsuzluk ve umutsuzluk bu kadar kapladı seni ki intihar ettin?
Allah sevenlerine ve ailesine sabırlar versin.
Allah rahmet eylesin.
Ölümüyle dalga geçenlere de Allah akıl fikir versin karşınızdaki kişi 39 yaşındaydı.

Ve her ünlü ölümüyle Münir Özkul' a laf söyleyen güruh:
 Allah' ın dediği olur sen mi biçeceksin ömrünü terbiyesiz.

***


"Şu Kışlanın Kapısına..."
Dinleyelim...

18 Ekim 2015 Pazar

Atini nay wa ghanni - Dorsaf Hamdani - Barbara Fairouz

Al Bint El Chalabeya - Dorsaf Hamdani - Barbara Fairouz

SOBALI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUK... Naşide Beşoluk...


SOBALI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUK
Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...
Sobalı Evde Büyüyen Çocuk
Kış sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma kabuklarının kokusunu tanıyan seven bahçede karda oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayı seven sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur...
Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli veya kombili bir evde bile halen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır...
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur...
Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır...
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına ve her mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk...
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyerek soyut sanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku fark edilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam eden çocuktur...
Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş çocuktur...
Yün çoraplarını sobaya dayayarak ayaklarını ısıtmıştır bu çocuk....
Geceleyin atesin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...
Sobanın kenarına pısıp dakikalarca ısınan sonra koşarak aynaya bakan ve kıpkırmızı yanakları görünce kendini beğenen bundan zevk alan çocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasının ışığı yerine sobanın alevlerine bakarak uyuyan çocuktur...
Soba tütünce tırsmış çocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp sonra afiyetle yiyen çocuktur...
Sobanın önünde mavi leğen içinde banyo yapmış çocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya uçurma macerasını yaşamış çocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur...
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...
Özellikle de hasta olmayı çok iyi bilen çocuktur...

#NaşideBeşoluk

İstifa...

Cahillik...

KAZIM KOYUNCU & ŞEVVAL SAM KOYVERDİN GİTTİN BENİ

Paulo Coelho...

Saldırıyı İlk Defa Anlattı...

Ahmet Hakan başına gelen saldırı olayını ilk defa anlatmış.
Hem güldüm, hem okudum tövbe tövbe yaaa.
Çok komik...



http://www.internethaber.com/ahmet-hakan-saldiriyi-ilk-kez-anlatti-1479420h.htm

Muhammed İkbal...

Yeryüzü Kimindir

toprağın derinliğinde tohuma can veren kim
deniz dalgalarından bulutları göğerten kim

ufuklardan bitkilere yaşam sunan rüzgârı estiren kim
yeryüzü kimindir, o baktığın güneşin ışığını gönderen kim

buğday başağının gözelerini inci ile dolduran kim
mevsimleri sırasıyla değişme özelliği veren kim

ey toprak ağası bu topraklara bir bak senin mi ki, değil
babanın tapulu malı değil, benim değil, bilirim kimdir kim
 
Muhammed İkbal

Günaydın...


Bir sonbahar sabahı Pazar gününden hepimize huzur ve esenlik diliyorum.
Sevgi dolu günler olsun.

***


Gülben Ergen ve Oğuzhan Koç...
"Aşkla Aynı Değil..."
Diyor dinleyelim...

17 Ekim 2015 Cumartesi

Sen Gelmez Oldun...


Yine Şehit Haberleri...

Şimdi de şehitlerimiz için yanıyoruz Allah'ım ülkemi selamete çıkar noolursun...

06 Indila - Run Run

Yemek Programları...

Biraz daha sağlıklı şeyler yapsa.
Hep hamur işi, bol kalorili, tereyağlı insanları rahatsız edecek tarifler var...
Kimse kilo almak istemiyor aksine herkes kilolarından kurtulmak istiyor hadi bakalım sevgili aşçılar:
Hem sağlıklı hem lezzetli yemeklerden yapsanıza.
İşte meydan size.
:))

Günaydınlar...


Herkese umut dolu, sevgi dolu güzel haftasonları dilerim...

***

Bugün şarkımız. 
Yağmur Ağlıyor.


Xumar Qedimova' dan
Ne güzel söylemiş dinleyelim...

16 Ekim 2015 Cuma

Uykuuu...


Bugün can sıkıntısı bir yandan, yorgunluk bir diğer yandan...
Uyumak belki de dinlenmenin en güzel yolu.
İyi geceler hepimizeeee...

Bakış Açısı...


Öffffffffffff...

Beynim hamur gibi oldu.
Ütülendi resmen...

Mis Gibi Kokulu...


Mandalina tadında bir gün olsun.
Kaç gündür tadım yok, mevsim geçişi midir, yoksa haftanın ikinci gününden midir bilemedim.
Şimdi diyeceksiniz ki haftanın ikinci günü nooldu?
Bir çok şey gibi o da bende kalsın. 
Ben insanları kırmamaya azami özen gösterdikçe karşınızdaki bir anda küüt diye ruhunuzun orta yerine baltayı saplayabiliyor.
Neyse insanın olduğu her yerde olur böyle şeyler büyütmeee!!!
Diyip geçelim.

Aslında uzun zamandır tadım yok, canım sıkkın, ruhumu hiç saymıyorum bile.
Yaldızları dökülen bir ayna misali her ne kadar dışıma belli etmemeye çalışsam da sanırım çökkünlük halim belli oluyor.

Bu da geçer diyip mutlu günler dileyeyim.
Herkese, hepimize mutlu günler...


Sezen Aksu' dan dinleyelim...
"Masum değiliz..."

15 Ekim 2015 Perşembe

Tamally Maak - Amr Diab تملى معاك - عمرو دياب

Sevemedim Gitti...

Şu hastaneyi Allah eksikliğini göstermesin de bu kadar sevimsiz ve sıkıcı olunur. Ne bir düzen, ne bir intizam ne insanların önceliğine saygı...
Bilemiyorum da her gidişimde ayrı bir sorun, ayrı bir sinir harbi.
Neyi bekliyoruz?
O kadar çok kişi niye bekliyoruz?
Verdiğimiz bir tüp kanın peşinde bir tam gün geçer mi?
Sonuç değerlendirmesi öğleden sonraymış.
Ne olur sanki saat onbir gibi sonuçlar çıkıyor ayırın bir doktoru o da o sonuçlara baksın.
Yok hayır öğleden sonra işi olan da bekliyor, olmayan da sonra da insanlar barut fıçısı gibi birbirine iki sıra önce girdi girmedinin hesabını yapıyor.
Gittikçe iyileşeceğiniz yerde gittikçe hastalanıyorsunuz.
E üniversite hastaneleri böyle demesin kimse. Her hastaneye yapılan düzenleme buraya da yapılamaz mı?
Yine çoook dolmuşum, yorulmuşum eve dönme umudumu kestiğim bir gün yaşamışım.
Şükürler olsun saat 17 gibi evde olabildim bu da iyi bir sonuç...

***

Bugünkü gittiğim hastane meşhur terör olayının olduğu yere çok yakın bir üniversite hastanesi.
Acilin yanındaki merdivenlerin bittiği yere bir sendika çay makinası ve kağıt bardak koymuş.
İyi dedim kapıda bekleyenler hiç değilse içlerini ısıtır.
Tam karşıda da on oniki nüfuslu kedi ailesi yaşıyor ben gittiğim zaman onlara iyi kötü elimden geldiğince yiyecek falan bırakıyorum. Bugün ayaklarıma dolananı mı ararsınız, patişlerini bana doğru uzatıp esneyenlerini mi?
Galiba hastaneye gitmenin tek sevimli yanı onlarla haşır neşir olmak.

***

Baya boğucu bir gün geçirmişim ki böyle bir anda kelimeler döküldü beynimden...

Azzddine - Takassim (Harissa Mix)

İyi Akşamlar...


Yine sıkıcı, boğucu, sevimsiz bir hastane gününden sonra hepimize mutlu akşamlar...

14 Ekim 2015 Çarşamba

Nejat İşler...

Bak oğlum !
Bu hayatta geri alamayacağın şeyler vardır, bunu unutma.Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma!
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma!Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma.
İlk darbede yere çakılma oğlum,İlk imtihanda sınıfta kalma!
Ve asla,
Ama asla !
Araya umutsuzluğu sokma.
Orasıdır kadının şah damarı, umudu..
Kesildiği an, vazgeçer kadın.
Sevmekten,Beklemekten,Özlemekten,Hatta dua etmekten…
Can havliyle, kaçar.
Yakalayamazsın.
Artık o kadını üstüne alınamazsın.
Sahip çıkamadığın kadına hesapta soramazsın.
Kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın.
Bak oğlum !
Bu hayatta herşeyi alırsın yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.
Seni herşeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla..
Falan filan sonra,
Bilirsin ya..
Sen sen ol o kadını satma !
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.
Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.
Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edinilemez olan maddelerinden biridir.
Kadın olmanın kuralıdır..
Bir şey daha vardır ki,
Kuştur kadın,
Ve bir gökyüzü vardır her kadının.
Öyle bir havan olmalı ki adamım,
Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın..
‪#‎nişler‬

Alfred'in Hikayesi...

-Canımı sıkan olaylar bir değil ki... Sayılamayacak kadar çok. Üzgünüm, mutsuzum,sıkıntılıyım,          hastayım Alfred.
-Umursamayın Efendim.
-Umursamamak mutluluk mudur Alfred?
-Peki umursayınca kimin haberi oluyor efendim?
-Tamam Alfred tamam... Umursamam ben de.

Alfred'in Hikayesi' nden alıntıdır...

Hata...

Günaydın...


Bu merdivenler sanki rüyamdaki merdivenler gibi.
Beni en çok yoran, korkutan, sıkılmama sebep olan.
Tepesinde kalakaldığım ne inebildiğim ne de çıkabildiğim...
Sıkıntı işte başka bir tabiri yok sanırım.
Güzel günler dileğimle günaydınlar...