30 Nisan 2013 Salı

Akbil' inizi Hep Dolu Tutun!!!... :)))))))))))))))))


Biz kartımız yoksa adım atamayız Belediye otobüslerine.
Aynısı olabilir... :)))))))))))))))))))))))

Haber Kaynağı: gazeteoku.com

Böyle gelin damat görmediniz! foto galerisi 3 - 30 Nisan 2013 Salı


Ne korkunç olmuşlar daha neler göreceğiz bakalım. :/ 

Yüksekses...

Bazen tek düze sesler çok rahatsız eder. 
Bugünkü konuşma aman aman aman çok fenaydı...
Kafede oturamadım hemen arka masada olan bir kızcağız sanki çenesi otomatik bir makina misali öyle hızlı, seri ve yüksek sesle konuşuyordu ki... Bir şeyler yiyinceye kadar ben kızın bütün hayatını dinlemek zorunda kaldım. 
Sonra da hemen kaçtım oradan.

Aynı şeyi telefonla konuşanlar da yapıyor. 
Ne bu ama böyle hiç mi bir şey öğretilmedi bu insanlara. 
Bizler dinlemek zorunda mıyız başkalarının özelini, kavgasını, tartışmasını?

Herkes biraz dikkat etse keşke...
Ama nerdee.

Barış Manço... Benden Öte Benden Ziyade...

http://fizy.com/#s/1aj8v5

Çay Lütfen...


Bir insan efkarlıysa ve bunun üstüne bir de çay içiyorsa..
Sessizce terkedin orayı..
"Çay bulaşıcıdır, efkar da.."


Kim söylemişse güzel söylemiş...
Çay güzeldir.

Şükriye TUTKUN... Gücüm Yetene Kadar...

Birtek Dertleri Bu Sanki...


Sarı saç, kırmızı ruj YASAK...
Unutulmaması gereken yasaklar hep çeker insanı hatta "Yasak arzu uyandırır" derler noolcak şimdi?...

Haber Kaynağı: gazeteoku.com

OSHO... Wouvv güzel söz...

YALNIZLARIN DÜNYASI'nın fotoğrafı.

Ümit Sayın- İzel...

http://fizy.com/#s/2b7ldv

candan erçetin (oynatma listesi)


Buradaki bebek şimdi kaç yaşında acaba?...
Merak ettim...:)))))))))))))

Günaydınlar...



Hava çok güzel... Günaydınlaaaaarr...

29 Nisan 2013 Pazartesi

Haydi Abbas...Fatih Kısaparmak' ın Sesinden Cahit Sıtkı Tarancı' nın Muhteşem Şiiri...

Fatih Kısaparmak' ın sesinden Cahit sıtkı Tarancı'nın muhteşem şiiri:



Haydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. 
Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. 
Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. 
Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. 
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. 
Katıp tozu dumanı, Var git, Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan; 
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

İlk defa dinliyorum... Ne güzelmiş bu böyle...

Hımmm...

Unutkanlık Yaşlanmanın Değil, Hastalığın Belirtisi
Unutkanlık her yaştan insanın en sık yakınmasıdır ancak çoğunlukla bir hastalık belirtisi olarak görülmemektedir. Gençlere “bu yaşta unutkanlık olmaz” denirken, yaşlılara  “unutması normal” gözüyle bakılır. Oysa unutkanlık altta yatan bir hastalığın belirtisi olarak düşünülmeli ve uzman bir hekim tarafından araştırılmalıdır.

Unutkanlık kimi zaman depresyon, vitamin eksiklikleri, tiroid fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak görülebilir ve uygun tedavi ile tam şifa sağlanır. 

Kitap Okumak...


1-Kitap Okuma Bir İlaçtır.

2-Kitap Okuma Hayatı Sevdirir.


3-Kitap okuma düşünceleri olgunlaştırır okuma; düşünceyi besleyen, geliştiren ve çabuklaştıran ana kaynaklardan biridir.


4-Kitap okuma stresi azaltır.


5-Kitap okuma zihni açar, hantallıktan kurtarır.


6-Kitap okuma güzel görmemizi sağlar.

7-Kitap okuma bizi ‘Bir Bilen” yapar.


8-Kitap okuyanın güvenilir bir çevresi oluşur.


9-Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi zenginleştirir.


10-Anlama gücümüzü ve konuşma yeteneğimizi kuvvetlendirir.


11-Genel kültürümüzü artırır. Etkin ve etkili bir insan olmanın yollarını açar.


12-Meslek hayatımızdaki başarı düzeyimizi yükseltir.


13-Dünyaya bakış açımızı değiştirir.


14-Toplumsal ilişkilerimizin kalitesini artırır.

15-0kul hayatındaki başarıları pekiştirir.

16-Hayal gücümüzü geliştirir.


17-Okumak haz duymaya, zihnimizi süslemeye, karar verme yeteneklerimizi geliştirmeye yarar. İnsanı olgunlaştırır, erdemli kılar.

Gülmek Üzere...

Notre Dame' ın Kamburu...


ERDİNÇ AKKOYUNLU / eakkoyunlu@stargazete.com
Eğer hayatı öğrenmek için okunası gereken on roman listesi yapılırsa Notre-Dame’in Kamburu’nun mutlaka o sıralamada bulunması gerekir. Ailesi tarafından Notre- Dame’a kamburluğu ve çirkinliği nedeniyle bırakılan bebeğe, Başrahip Frollo sahip çıkar ve ona Fransızcada eksik, tamamlanmamış anlamına gelen Quasimodo adını verir. Quasimodo, başrahip tarafından kilisenin zangoçu (ibadet zamanlarında kilisenin çanını çalan kişi) olarak görevlendirilir.
Kilisede büyüyen, işi de kilisede olan ve fiziksel görüşünün toplumun geneline göre tuhaf algılanması nedeniyle de kimseyle ilişki kurmayan Quasimodo, iç dünyasında yaşamak zorunda kalır. Kambur doğan Ouasimodo, yüzünün çirkinliğinin yanında bir de ailesinin onu terk ettiği kilisede yazılan kaderi gereğince zangoçluk görevinde çan sesiyle günden güne sağır olur.
İDAM MAHKUMU ESMERALDA
Kambur, sağır, öksüz, zangoç Quasimodo, bir gün güzeller güzeli, çingene Esmeralda ile tanışır. Quasimodo “Esmeralda bana su verdi” cümlesiyle karşılıksız aşka başlarken rahip hayatı sürmekten sıkılan Frollo da Esmeralda’ ya aşık olur. Esmeralda ise o sırada çapkın bir şair olan Gringoire ile (yanlışlıkla çingeneler sokağına girdiği ve çingene kanunlarına göre o giren kişi ölüme mahkum edilmekten ancak evlenerek kurtulacağı için) hayat kurtarmak amacıyla evlidir. Aslında Esmeralda, çapkın subay Phoebus’a aşıktır; Phoebus da Esmeralda’ dan hoşlanmaktadır. Başrahip Frollo ise Esmeralda’ dan aşkına karşılık alamayınca ona tuzak kurar. Esmeralda’ nın aşığı Phoebus ile buluştuğu gece Phobus’ u Esmeralda’ nın bıçağı ile yaralar.
Rahip Frollo ile bencil Phoebus suçu Esmeralda’ nın işlediğini söyleyince toplum “Suçsuzum” diyen çingene yerine “Suçludur” diyen rahip ile subaya inanır. Bu sırada Frollo, onu kurtarabileceğini söyler ama Esmeralda aşık olduğu adam Phobeus’ un kendisini kurtaracağına inandığı için teklifi reddeder. Phobeus ise kendisi gibi bencil nişanlısı Fleur ancak Esmeralda ölürse onu bağışlayacağını söylediği için onun idama mahkumiyetine onay verir. Esmeralda’ yı kurtarmak isteyen çingeneler bunu Quasimodo’ nun yardımıyla başarır. Ancak Phobeus, çingene mahallesini askerleriyle basıp manevi ağabeyi Cloop’ ini öldürmesi üzerine Esmeralda sakladığı yerden ortaya çıkar ve idam edilir. Aşık olduğu kadın suçsuz yere idam edilen Quasimodo, buna sebep olan Rahip Frollo’ yu merdivenlerden iter ve ikisi de ölür. Esmeralda ile Quasimodo’ nun cesedi yıllar sonra birbirine karışmış halde bulunur. 
GÜZELLİK SORUSU ZOR MU?
Notre-Dame’ ın Kamburu yayınlandığında 19’uncu yüzyıl insanına şunu düşündürüyordu: Esmeralda gibi olağanüstü güzel bir kadının etrafını saran ve ölümüne neden olan aşk çemberinde gönlünü çalan da dahil, ona kendi ömrünü verebilecek kadar gerçekten aşık olan kimse yoktu. Esmeralda, aşığının kendisine yaptığı kötülükleri görünce pekala Qasimodo’ yu onun için ölümü göze aldığı andan çok daha önce, eş olarak iç güzelliği nedeniyle seçebilirdi. Peki, gerçekten seçebilir miydi? Günümüzdeki gibi dış görünüşün her şeyden önde tutulduğu bir çağda bu soru çok zor sınıfına terfi etmiş görünürken aslında insanoğlunun yeryüzü macerası başladığından beri bu soru en zor sınıfının birincisiydi; insanın güzelliğe tutkusu değişmediği sürece de öyle kalacak. Ama Quasimodo' ları ölmeden evvel değil de yaşarken de sevgiden hakkınca vermek insanın en erdemli davranışlarından olsa gerek.

Dünyanın En Uzak Mesafesi...

Mesafeler düşündükçe kabus...
Daha kabusu ...


En uzak mesafe ne Afrika’dır,
ne Çin, ne Hindistan, Ne seyyareler,
ne de geceleri ışıldayan yıldızlar.

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan.


Can Yücel...

Kings Of Convenience - Know How...

Kings Of Convenience - Know How...

http://fizy.com/#s/1j31xd


Bugün Biraz İşte...


Sabah Sabah Doğru Bir Söz...

Güzel Bir Günn...


Günaydınlaaaaaaaaaaaarrrr...

"Prensesler de Esner" ... Bir Masal Kitabı Tanıtımı...

Bu bir uyarıdır: Sabah sabah uykunuz açılmamışsa zor okursunuz çünkü esnersiniz. :)))))
Ama güzel bir masal, resimleri güzel okuyanlara iyi esnemeler...

Prensesler de esner
Bazı kitaplarda şeytan tüyü olur. Daha ilk gördüğünüz anda eliniz kitabın manyetik alanına kapılır ve bir bakarsınız ki kitap elinizde. Sonra okumaya doyamadan tekrar tekrar sayfalarına bakarsınız. “Bütün Gün Esneyen Prenses” de benim için öyle kitaplardan biri…

Masal “sarı bir sarayın, altın taçlı bir kralın ve bütün gün esneyen bir prensesin öyküsü”… Masalın başkahramanı prenses, sürekli ve sürekli olarak esner. Ağzı sürekli açık gezdiği için “avare gezinen birkaç sinek, yolunu şaşırmış bir sinekkuşu ve menekşe rengi bir kelebek” ağzına kaçar. O kadar esner ki, kendi esnediği yetmiyormuş gibi başkalarını da esnetir. Bilirsiniz, esneme bulaşıcıdır. Prenses esnedikçe bütün saray halkı da esner durur. Kral, kraliçe, bakanlar… Hatta bahçıvanın kedisi ve köpeği bile… Bu durum kralın içine dert olur.  Prensesin neden esnediğini bulmayı ve buna bir çare bulmayı amaç edinir kral. Önce prensesin karnının aç olduğunu düşünüp ona başka ülkelerden yiyecekler getirtir: İtalya’dan dondurma, Çin’den pilav, Brezilya’dan kakao, Japonya’dan çiğ balık, Tayland’dan çekirge kızartması… Yiyecekler işe yaramayınca kral prensesin uykusu olduğunu düşünür. Ona en iyi, en yumuşak yatakları yaptırır; ninniler çaldırır. Prenses biraz uyur; ama uyandığında yine esnemeye başlar. Saray halkı da (hatta bahçıvanın kedisi ve köpeği bile) yine başlar esnemeye. Kral düşünürken volta atmaktan ayakkabılarını eskitir ve sonunda prensesin can sıkıntısından esniyor olabileceğini düşünerek fıkralar anlatan sarı bir fil getirtir. O da işe yaramaz. Prenses esnedikçe ülkenin her yanından insanlar gelip onun derdine çare bulmaya çalışır. Nafile…
Günün birinde prenses bahçede gezinirken uşaklardan birinin oğlu prensesin yanına gitmek ister. Ama çocukcağızın ayağı takılıp havuza düşer. Islandığı yetmezmiş gibi, bir de orasından burasından süs balıklarıyla yengeçler sarkar. Onun halini gören prenses dayanamayıp gülmeye başlar. O kadar güler, o kadar güler ki, esnemeyi bile unutur. Prenses esnemeyince saray halkı da (hatta bahçıvanın kedisi ve köpeği bile) keser esnemeyi. Uşağın oğlu özür dilemek ister; ama dili düğümlenir, doğru dürüst konuşamaz. O lafları geveledikçe prenses daha da çok güler. Sonra ikisi arkadaş olurlar ve prensesin oynaması yasaklanan bütün oyunları oynarlar: Çekirge yakalarlar, teperlerden yuvarlanırlar, terk edilmiş bir şatoda hayalet ararlar, göle dalarlar, elim sende oynarlar, yüzlerini çamurla boyarlar… Prensesin de esnemesi böylece son bulur.
Prensesleri ne İtalya’nın dondurması,
ne kuştüyü döşekler,
ne de sarı filler mutlu edebilir.
Bir insanın kalbini,
ancak iyi bir arkadaş aydınlatabilir.
“Bütün Gün Esneyen Prenses” bir masal… Ancak bu masalsı anlatımın altında çok büyük bir gerçek yatıyor: Bu kitapta yalnız büyütülen, her şeyden sakınılan, esirgenen, biblo gibi yetiştirilen ama bu arada çocukluğunu yitiren bir çocuğun öyküsü anlatılıyor. Günümüzde ne sık görüyoruz böyle çocukları. Yasaklarla, kısıtlamalarla yaşıyor bu çocuklar. Sonra da bizim prenses gibi sürekli bir can sıkıntısı çekiyorlar.
Prenses, ancak prenseslere yasak olan oyunları oynadığında bir çocuğa dönüşüyor. Yanında onun dilinden anlayan bir yaşıtı olduğunda kendi gerçek varlığını keşfediyor. “Bütün Gün Esneyen Prenses” çocukluğa ilişkin değerleri anlatıyor aslında.
Kitabın metni çok akıcı. Bunda çevirisinin de payı büyük. Öykü kralın düşünmesi-çare bulması-çareyi uygulaması-çarenin işe yaramaması düzeninde, ritmik bir biçimde ilerliyor. Kalıplar arasına konulan tekrarlamalar, bir şarkının nakaratı gibi, öyküde belli bir süreklilik yaratıyor. Ama oğlanın havuza düşmesi, prensesin kahkahalarla gülmesi ve esnemeyi kesmesiyle bir kırılma noktası yaşanıyor. Bu andan itibaren öykünün ilk bölümlerine yapılan göndermelerle bir bütünlük sağlanıyor. Bence okuması gayet keyifli bir metin…
Kitaptaki ayrıntılar, çocuklara farklı düşünme alanları sağlıyor. Ülkelere göre yemekler, farklı kültürleri tanıtmak açısından önemli. Uykuyu desteklemek için yapılan hazırlıklar belli bir süreci anlatıyor. İki çocuğun oynadığı oyunlar da oyun kavramına ilişkin hoş (!) öneriler sunuyor.
Şimdi gelelim, benim bu kitabın en sevdiğim yanına. Tamam, öykü güzel, verdiği mesajlar da güzel; ama kitabın resimleri bir başka güzel. ÇOK GÜZEL! Resimler İspanyol illüstratör Elena Odriozola’ya ait. Deforme edilmiş figürler, stilize edilmiş doğa, detaylar ve tam sayfa (hatta sayfadan taşıp çıkan) anıtsal sahneler gerçekten ustalık işi. Seçilen renkler, çayırı kaplayan çiçekler, kumaş dokuları, saçlar ve giysilere her baktığımda bir kere daha hayran oluyorum. Neyse ki bu incelikli çalışma ödüllendirilmiş. “Bütün Gün Esneyen Prenses”, 2006 yılında İspanya Kültür Bakanlığı tarafından “Resimli Çocuk Kitabı” dalında ikincilik ödülü almış. (Birinci kim acaba?) Elena Odriozola, çekirdekten yetişmiş bir ressam… Dedesi de, babası da ressammış ve o da kendini bildi bileli elinde bir kalemle gezermiş. Bir süre reklam ajanında sanat yönetmenliği yapmış ama sonra kendini tamamen illüstratörlüğe adamış. Odriozola’nın resimlediği 50’den fazla kitap var. Çizerle ilgili daha fazla bilgiye (ve resimlerinden örneklere)buradan ulaşabilirsiniz.
Kitabın İspanyol yazarı Carmen Gil de çok sayıda kitaba imza atmış biri.  Ama anladığım kadarıyla Türkçe’de sadece bir kitabı var. Umarım diğer kitaplara da sıra gelir.
“Bütün Gün Esneyen Prenses”in özellikle resimleriyle küçük yaştaki çocukların ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Çocuğunuzla birlikte okurken çok eğleneceğinizi de düşünüyorum. Çünkü kitabın içinde kulağa hoş gelen bölümler oldukça fazla. Kitabı okurken ya da daha sonra, yemekler, uyku ritüelleri ve oyunlar üzerine konuşmak keyifli olabilir. Can sıkıntısı üzerine de konuşabilirsiniz. Çocuğunuz da canı sıkılınca esniyor mu? Ne yapsa can sıkıntısı geçerdi? Onu en çok güldüren şey ne? Hangi oyunu seviyor? Laf lafı açar. “Bütün Gün Esneyen Prenses” işte tüm bunları sağlayan dolu dolu bir kitap. Herkese iyi okumalar.
Hamiş: “Bütün Gün Esneyen Prenses”ten söz ettiğimiz radyo programının kaydınıdinlemek için buraya tıklayın.
Bütün Gün Esneyen Prenses
Özgün Adı: La princesa que bostezaba a todas horas
Yazan: Carmen Gil
Resimleyen: Elena Odriozola
Çeviren: Esin Güngör
Yaş grubu: 4+
Redhouse Kidz, 2007,  32 sayfa
ISBN: 978-975-8176-78-6

http://www.birdolapkitap.com/2010/05/13/prensesler-de-esner/ ' dan alıntıdır.

Cannes Lions Winners 2012 (Case Studies) (oynatma listesi)



Çok güzel bir reklam çalışması hem görsellik hem de  verilmek istenen mesaj çok net...
Bir o kadar da izlemesi zevkli bir video...

28 Nisan 2013 Pazar

Home Ofis' imi buldum sonunda. :)))))))))))))


Güzeeeeeeelll... :)))))))))))))))
Masadaki bilgisayarı teke düşürüp diğer masayı hobby işleri için kullanabilme imkanı var...

Kemal SAYAR' dan Bir Kitap "Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez" ...




"İyilik de ruhu kanatlandırır..."


Kesin Çok Pis Nazar Vardır... :)))))))))))))))))))))

Bir Soğuk, Bir Sıcak... :/


Küçük bir şeyle gülerken, küçük bir şeyle ağlamaklı olmak da neyin nesi?
Soğuk cam bardağa konan sıcak su etkisi gibi bir gün çatlamak işten bile değil.
Alfred sana da oluyor mu böyle?
...............................
Bilemiyorum ağlamak da, gülmek de sana ait...
Tıpkı soğukla sıcak gibi...

Alfred' in Hikayesi' nden Alıntıdır.

Araba Yok!!! ... :)))))))))))))))))))))))))

Bir gün alışveriş merkezinin kapalı otoparkına arabayı bırakmıştım.
Yerine hiç dikkat etmemişim, aklımda kalır diye düşündüm belki de. 
Dönüşte nereye bıraktığımı tam olarak hatırlamayınca halim çok komikti. Elimde koca koca torbalarla o kattan o kata koşturuşum panik halinde Katları renklere ayırmışlar turuncuydu yok pembe gibiydi yok karanlıktı offf ne biliyim yoksa mavi miydi? Hayır hayır kırmızıydı. 
Ayyy arabayı çalmışlar!!! :))))))))))
Renk sonunda pembe çıktı. Ne telaştı ama. 
Bin bir endişe, bin bir telaş geliyor aklına insanın o kocaman otoparkı ve katlarını koşa koşa dolaşmak da cabası. 

:))))))))))))

Suzan Kardeş&Makyaj Odası Şarkıları (oynatma listesi)

better loreena mcKennitt playlist (oynatma listesi)

Emel Sayın (oynatma listesi)

İst' ler... :)))))))))))))))))))))))

Birhan KESKİN' den...

Sanma ki inadımda sarı bir safra
Dilimde uçuşan rüzgârlı bir sayfa
Sözlerimde silinmiş şifre vardır.
Sökmedin beni çölden, yolum araftır.

Ayran içerek kutlayacaklar! foto galerisi 1 - 28 Nisan 2013 Pazar

Köşe Yazısı: Ahmet Hakan / Tek adam milli içkiyi belirliyor - Gazete Oku

YouTube Mix'i (oynatma listesi)

Buna Bayıldımmmm. :))))))))))))))))))))))))))))))))

sayfamizi begenirmisiniz
www.facebook.com/canakkalefan

Ahahahahaaaaaaaaaaaaa. :)))))))
Yatın kamarasına bakın :))))))))

Kahvaltı Gecikince... :)))))))))))))))


E geç kahvaltı mı diyeyim. Brunch mı? Bu saatte bu olur ancak...

27 Nisan 2013 Cumartesi

Dün Zorla Gelmiştin ...


Baya baya geldin be uyku...

YouTube Mix'i (oynatma listesi)

Candan Erçetin (oynatma listesi)

Bu Güzelmiş...


Güzel bir çalışma alanı...
Sevdim bunu...

Candan Erçetin (oynatma listesi)

Kitap Gibi Adamm... :)))))))))))))))))))))

Ahahahaaa... :)))))))))))))))))))))))))))))))))


Tedaviye cevap versene :)))))))))))))))))))))

Kokulu Çiçeklerimize Ne Oldu?...


Güller o kadar gösterişli, o kadar renkli ve albenili ki 
ama bir damla koku yok. 
Kokan çiçeklerimize ne oldu?
Hepsi de yoz diye, aşılanmamış diye, bunlar güzel görünmüyor diye bir yerlere mi atıldı?
Kokmayan, görüntüsünden başka hiç bir özelliği olmayan çiçeklere itibar ettiğimiz sürece daha çook ararız güzel kokunun efsununu...

Yok Artık Daha Neler...


Haberin tamamı:
http://www.gazeteoku.com/frame.php?url=http://www.internethaber.com/makarna-suzgecli-guzellik-faciasi-526883h.htm

Olabilir mi böyle bir şey?
TCK. ya kısas maddesi eklenmeli. 
Bu suçu işleyene de aynı muamelede bulunulmalı bence. 

Günaydınlar...


Kahvaltı bugün çorba... :)))))))))))))))))))))))))


Uykusuz ...

Uyku gel ama artık bak bişi yapmıycam gel diyorum...

feridun flu (oynatma listesi)



- Ansızın ve Nedensiz -

Böyle olur bazen ansızın ve nedensiz

Yorgun sokakların dökülüverir denizine
Yalnızlıktan kuruycam sanıyorken
Korkumdan, herkesten saklanıyorken
Sen bi güldün, güneş doğdu içime
Yaşamak kaçtı seni görünce içime
Martıları üşüştü aman denizinin hasretinden çürümüş çöplüğüme
Al beni yeniden aşka
Öyle büyük ki aşk
Aşk hayattan
Saatler mi yeter sana
Hasretin akrep, yüzün yelkovan
Yüzün yelkovan
Sen bi güldün, güneş doğdu içime
Yaşamak kaçtı seni görünce içime
Martıları üşüştü aman denizinin hasretinden çürümüş çöplüğüme
Al beni yeniden aşka
Öyle büyük ki aşk
Aşk hayattan
Saatler mi yeter sana
Hasretin akrep, yüzün yelkovan
Yüzün yelkovan

Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok (oynatma listesi)

Sait MADEN' den...

Her yıl 27 Nisanda kutlanan, eski adıyla “Dünya Grafik Tasarım Günü”, yeni adıyla “Dünya İletişim Tasarımı Günü”müz kutlu olsun...



Ben de kendimi kutlayayım...


Yine Saçma Reklamlar...

Şu Altın Oran bi satılsa bitse de saçma reklamlarından kurtulsak... 
Reklamlarda tıkanmışlığın geldiği son nokta ...

Nesil Farkı... :))))))))))))))

-Annem bu Sinan'ın (Akçıl) sesini nasıl seviyosun sen böyle?
-Aaaaaaaaa anne yaaaaaaaaaaaa!!!

Bence nesil farkı işte tam da bu!!!

26 Nisan 2013 Cuma

Kalp...

Tasarımcısı Eva Milinkovic sizce bu vazoları tasarlarken hangi formdan esinlenmiş?

Bildim bildim 
:))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))

Tam "camdan kalp" olmuş işte.

Sezen Aksu (oynatma listesi)

Bazen İşte...


Türkçe Müzik (Turkish Music) (oynatma listesi)

Türkçe Müzik (Turkish Music) (oynatma listesi)

Paul Tebbott’ tan Simgesel İllüstrasyon Örnekleri…

Paul Tebbott’tan simgesel illüstrasyon örnekleri…

paul

3250330263_680db4ae15



3399892674_26e0a8fc4b

3848557287_96668529e6

4008653231_b287a87e4a

4047996396_c3dc0400ba

4401534008_3fa2b9b3d8

4478418221_28bc131726

5375171259_abc90a40ce

5596614880_a89501318d

8392312519_ccae5a0c9d

Yumruklarınızı Sıkın... Sonra En Sinir Olduğunuzun Suratına Bi Tane İndirin Demiycem Tabii. :)))))))))))))))))))


Amerikalı psikologlar, sağ yumruğun 90 saniye süreyle sıkılmasının hafıza oluşumuna yardımcı olduğunu, aynı işlemin sol yumrukta yapılmasının ise hatırlamayı kolaylaştırdığını açıkladı.
50 yetişkin ile yapılan deneyde, kişilerin bu yolla uzun bir kelime listesini hatırlamaya çalışırken daha iyi performans sergilediği görüldü.

BEYİNDE HAFIZA GELİŞİMİNİ SAĞLIYOR 
Araştırmacılar, yumruk sıkmanın beyinde hafıza ile ilgili bazı özel bölgeleri harekete geçirdiğine inanıyor.
New Jersey'deki Montclair Üniversitesi'nden Ruth Propper'a göre bu araştırma, bazı basit vücut hareketlerinin beynin işleyişini geçici olarak değiştirip hafızayı geliştirebileceğini gösterdi. 
Dr Propper BBC'ye yaptığı açıklamada, "Bir şey öğrenmeden hemen önce sağ yumruğun, hatırlamaya çalışırken de sol yumruğun sıkılması hafızayı geliştiriyor." dedi.
http://www.gazeteoku.com

Benden İnciler:
E ben öğrenirken elimde mouse oluyor sağ elimi nasıl sıkıcam? 
:))))))))))))))))))))

Ne Olacak O Topladıkların?


-Kızım ne topluyosun sen orda?
-Yaprak topluyorum Teyze...
Sorunun  devamı gelecek de nasıl bekliyorum. Bu arada da bana doğru yürümeye başladı.
- Niye topluyosun? Kaynatıp da mı içiyosun? Hangi hastalığa iyi geliyor?
Haydaaa soru -hatta sorular- bilmediğim yerden çıktı. Ben 'naapıcaksın da topluyosun' diye bir soru bekliyordum ne diyeceğim şimdi Allah muhafaza ya kaynatıp içmeye kalkarsa? Zehirlenirse falan? O saniyeler içinde neler geçti kafamdan.
-Yok aman Teyze naapıyosun sakın kaynatıp içeyim falan deme haaa!!!
Ben bunları kurutup kitap ayracı yapıcam okula lazım.
Kadın sanki benim dediklerimi hiç anlamamış gibi devam ediyor konuşmaya...
-Kurutup da mı kaynatıcaz? Aç karnına mı içicez? Diz ağrısına iyi gelir mi?
Ben baktım derdimi anlatamıyorum.
-Gel anlatayım gel dizlerine iyi gelecek ama benim dediğimi yap tamam mı? dedim.
Kulağı da az duyuyor oturttum kadını ağacın altına
Bir yandan bağırıyorum konuşurken 
-Bak teyze, bunları topla, bir kitabın arasında kurut. Anladın di mi?
-E bağırma anladım. Kuruttuktan sonra naapıcaz?
-Kuruttuktan sonra çok az suyla kaynat, lapa gibi olsun.
-Tamam sonra?
-İnce bir tülbentin içine yay dizlerine sar tamam mı?
-E yakmaz mı?
Doğru yaa! Kadının dizlerini yaktıracaksın durup dururken Betül
Sen soğut Teyze biraz soğut öyle sar tamam mı?
-Olur.
Şimdi kadına içme desem yine başa dönücez. Yine içilecek fikri üşüşecek kadının kafasına o yüzden hiç bir şey diyemedim başka.
Şu ot, şifa işlerinden ne zaman kurtulacak bu yurdum insanı bilmem ki?
Bu arada kadın vakti zamanında emlakçılık yapmış hala da devam ettiğini söyledi.
-Sana bi ev satayım dedi.
Ahahahaaaaaaaa...
:))))))))))))))))))))))))))))))))
Dizleri geçti mi acaba? :)))))))))))))))))))))))))))))))