15 Ekim 2015 Perşembe

Sevemedim Gitti...

Şu hastaneyi Allah eksikliğini göstermesin de bu kadar sevimsiz ve sıkıcı olunur. Ne bir düzen, ne bir intizam ne insanların önceliğine saygı...
Bilemiyorum da her gidişimde ayrı bir sorun, ayrı bir sinir harbi.
Neyi bekliyoruz?
O kadar çok kişi niye bekliyoruz?
Verdiğimiz bir tüp kanın peşinde bir tam gün geçer mi?
Sonuç değerlendirmesi öğleden sonraymış.
Ne olur sanki saat onbir gibi sonuçlar çıkıyor ayırın bir doktoru o da o sonuçlara baksın.
Yok hayır öğleden sonra işi olan da bekliyor, olmayan da sonra da insanlar barut fıçısı gibi birbirine iki sıra önce girdi girmedinin hesabını yapıyor.
Gittikçe iyileşeceğiniz yerde gittikçe hastalanıyorsunuz.
E üniversite hastaneleri böyle demesin kimse. Her hastaneye yapılan düzenleme buraya da yapılamaz mı?
Yine çoook dolmuşum, yorulmuşum eve dönme umudumu kestiğim bir gün yaşamışım.
Şükürler olsun saat 17 gibi evde olabildim bu da iyi bir sonuç...

***

Bugünkü gittiğim hastane meşhur terör olayının olduğu yere çok yakın bir üniversite hastanesi.
Acilin yanındaki merdivenlerin bittiği yere bir sendika çay makinası ve kağıt bardak koymuş.
İyi dedim kapıda bekleyenler hiç değilse içlerini ısıtır.
Tam karşıda da on oniki nüfuslu kedi ailesi yaşıyor ben gittiğim zaman onlara iyi kötü elimden geldiğince yiyecek falan bırakıyorum. Bugün ayaklarıma dolananı mı ararsınız, patişlerini bana doğru uzatıp esneyenlerini mi?
Galiba hastaneye gitmenin tek sevimli yanı onlarla haşır neşir olmak.

***

Baya boğucu bir gün geçirmişim ki böyle bir anda kelimeler döküldü beynimden...

Hiç yorum yok: