28 Nisan 2016 Perşembe

Yaklaşık Dokuz Gün...

Ara vermişim bloguma...
Günaydın hepimizeeeeeee...
Sevgiler, selamlar. mutlu günler...


Boncuklarım ve hastaneler derken nasıl da çarçabuk geçmiş zaman yaaaa...
:)))))))))))


İlk defa dinlediğim bir şarkı.
Umarım iyidir beğenilir.
:)))))))))))))

Melis Kar ve Halil Sezai...
"Yalnız Masal..."
Diyorlar.

19 Nisan 2016 Salı

Ayşegül Aldinç - Durum Leyla (feat. Gökhan Türkmen)

Günaydıııınnnn...


Merhabalar hepimizeeee...
Bugün sabah sabah ne bu enerji demeyin.
Çünkü kurs günüüümmmm...
Selamlar, sevgiler mutlu günler hepimize.
İçimizdeki müziğin hiç susmaması dileğiyle...


Tarkan...
"Yemin ettim..."
Diyor dinleyelim.
:))))))))))))))))))

13 Nisan 2016 Çarşamba

Merabaaaa...


Yorgun argın tam dinlenememiş olmama rağmen hala daha ayakta durmaya direnen, gözlerinden uyku akarken günü yarısından sonra yaşamaya başlayan bir Betül olarak selamlar, sevgiler benden...



12 Nisan 2016 Salı

Bu Sabah...

O malum kişinin kaldığı otelin önünden geçtim.
Bişey geldi aklıma "Heeeey geldin lüks oteli kapattın, en lüks arabaları kat be kat garaja kaldırdın hadi kalk uyan..."
Diyesim geldi. Sırf gıcıklığına.

İyi Akşamlar. İşte Güzel Bir Hikaye...

BUNU OKUMAK SİZE İYİ GELECEK..

Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse,
Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa,
O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız…

İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi

Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır. Sonrada kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar…

Bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söylerler.

Bunun üzerine; profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl taşlarını, kavanoza döker. Çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurmaya başlar. Profesör yeniden kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler yine hep birlikte; ‘evet doldu’ derler.

Profesör bu defa da, masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Profesör yine aynı soruyu sorar. Öğrenciler de yine koro halinde ‘evet doldu’ derler.

Profesör bu kez ise masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır. Başlar kahveyi kavanozun içine dökmeye. Bu kez de kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Bunun üzerine öğrenciler gülmeye başlar… Ardından profesör öğrencilerine nasihat etmeye başlar;

‘Bu kavanoz sizin hayatınızdır.

Tenis topları; Hayatınızdaki önemli şeylerdir. Yani aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız gibi. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bunlar hayatınızı doldurmaya yeter.

Çakıl taşları ise; Sizin için daha az önemli olan diğer şeylerdir. Yani işiniz, eviniz, arabanız gibi.

Kum ise; diğer ufak tefek şeylerdir. şayet kavanoza önce kum doldurursanız; Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz.

Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi; ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz; Bu defa da önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önemli olan şeylere çevirin.

Çocuklarınızla oynayın.

Sağlığınıza dikkat edin.

Sevdiklerinizle yemeğe çıkın.

Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.

Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.

Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin.

Gerisi hep kumdur…’

Bu arada bir öğrenci merakla şu soruyu sorar; ‘Hocam peki, o iki fincan kahve nedir?’ Profesör gülerek cevaplar; ‘Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun; Her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır…’
OKUDUYSAN ve BEĞENDİYSEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIRMISIN?

11 Nisan 2016 Pazartesi

Ahaahahaaa...


Offff... Bir gün bu telefonlar hepimizin eli ayağı olmasın?...
:)))))))))))))))))))))))))


Rüyalarımdan Oluşan...

Küçük, küçük hikayeleri yazıp, bir kitap haline getirme fikri oluşmaya başladı bende.
:))))
Neredeyse senaryo gibi o derece.
Beynim artık nasıl çalışıyorsa demek...

Ezginin Günlüğü - İnsan Sever Bir Kere ( Official Video )

Keyifle...


İçilen bir bardak çay gibisi var mı?...

Günümüz Aydın Olsun Efenimmm...


Misss gibi yağmur ve toprak kokusu hepimize huzur getirsin.
İyi haftalar efenim.
Sağlıklı, mutlu günler inşallah.

***


Gülay' dan...
"Mucize..." 
Dinleyelim...
Severim Gülay' ın sesini ve şarkılarını...

9 Nisan 2016 Cumartesi

Tatlı Hayat...


En güzel dizilerden biri.
Ben bu Haluk Bilginer dizilerine, filmlerine bayılıyorum...

Demet Sağıroğlu - Arnavut Kaldırımı

Hadi bu da benden.
Nostaljik takılalım biraz.

Günaydınnn...


Sabahın bu saatinde daha kargalar mamasını bulmadan bilgisayar başında ne işim mi var benim?
:)
Yoook yetiştirmem gereken işlerim var.
Söz verdim son hızla çalışıyorum ama zamanı bu kadar önceye almasalardı iyiydi.
Neyse ben elimden geleni yapiiiim.
Gerisini boşvereyim.
Haydi Bismillah diyip işlerimin başına döniiiim....
Hoşçakalın by...

***

Oldum olası bu şarkıyı severim...
Emel Müftüoğlu söylüyor.
"Hovarda..."
Hadi dinleyelim.


Bu eskisi...


Bu da yenisi...

***

:)))))))))))))))))

7 Nisan 2016 Perşembe

Selamlar Sevgiler Efeniiim...

Malumunuz bugün Regaip Kandili 3 Ayların başlangıcı.
Ben de karınca kararınca bir kutlama mesajı hazırladım.


İnşallah güzel günlerimiz olur.

6 Nisan 2016 Çarşamba

Birhan Keskin...

taşta saklandım ben yıllarca taşta
bu yüzden anlamıyorsun öfkem nasıl sert
nasıl taze, nasıl bozulmadı taşıdığım aşk
ağır bir taşta yaşadım nasıl,
bana esirgeyen taştı da öyle söküldü sabrım
nasıl benzedim taşa, ya da taş bana nasıl,
bilemezsin

Ayşe Akdoğan...

Bir gün bir yağmurla,
Serçe kuşlarını toplayıp yüreğime,
Ardıma bile bakmadan çekip gideceğim,
Küseceğim zamana,
Küseceğim, 
Olur olmadık bir zamanda,
Giden bahara, gelen hazana,
Küseceğim,
Zamansız gelip giden sevdalara.
Ayşe Akdoğan

Günaydınlar...


Sevgi dolu ve mutlu günlerimiz olsun.
Herşeye, her kötülüğe, tüm umutsuzluğa rağmen iyi günler dilerim.
:)))))

***


Vedat Sakman...
"Ayrılıklar da sevdaya dahil..."
Diyor dinleyelim...