21 Ocak 2022 Cuma

İyi Akşamlar... Ya da Akşamüstüler...

 

Merhabalar efenim...
Şunun şurasında ne kalmış ki, yaklaşık bir ay sonra İstanbul'a taşınalı 1 yıl olacak.
Vay canına koskoca bir yıl nasıl da geçivermiş gitmiş...
Ömür işte an be an, dakika dakika, yıl ve yıllar derken geçiyor işte biz dünya gailesiyle koşturmaca halindeyken.
Geçen yıl bu zamanlarda neler yapıyordum?
Elimde koli bandı, kah koli bulup gelip, kah büyük poşetlere poşetleyip evin içinde bir başıma oradan oraya koşturup kocaman 5+1, 2 mutfak, 1 kiler, 2 banyo  evde eşya topluyordum...
 
Ankara bu ya, hem de kara kışın ortası ya bir yandan lapa lapa kar yağarken, diğer yandan ben koşuşturma ve telaş halindeydim.
Bir bardak çayımı alıp camın önüne oturup lapa lapa yağan karı izleyememiştim.
Diyordum ki Allah'ım bir yıl sonra bu zamanlar naapacağım acaba?
Daha bir yılın dolmasına bir ay var ama ben bugünden yazayım istedim.
Şimdi İstanbul'dayız kar yağışı bekleniyor öyle, böyle değil 5 gün ard arda yağacak diye uyarılarda bulunuyor meteoroloji bekliyoruz bakalım neler olacak?
Ekonominin, pahalılığın alıp başını gittiği, eskiden olsa alternatifi, ucuzunun bulunduğunu bildiğimiz en azından gider onu alırız dediğimiz market eşyalarının gerçekten el yaktığı şu günlerde bir de doğalgaz ve elektrik faturalarının çıldırdığını da katarsak işin içine; halimiz, huzurumuz, gücümüz, kuvvetimiz ne halde siz düşünün artık 
Yani çayımı alıp pencerenin önüne geçip, yine de halime binlerce kere şükredip kar seyredeceğim ama evinde bir kaşık çorba kaynayamayan, ısınamayan insanların varlığını düşünüp bir yanım hep yıkık olacak. Ve soğuktan tiril tiril titreyen sokak canları onlara da yardım et Yarabbim.

***

Ben son bir kaç aydır sürekli kendimi hasta, yorgun, halsiz ve depresyon içinde hissediyorum bunda elbette Gürgenimin kaybı da etkili. Mırıl mırıl, tüylü tüylü sıcacık, yıllar önce İstanbul'dan bulup beraber yaşamaya başladığımız Ankara'da 14 yıl yaşadığımız İstanbul beyefendisi kedi kuzum taşındıktan 2 ay sonra hastalanıp, 5 ay sonra da İstanbul'unun topraklarına kavuştu ve de karıştı.
Onun dışındaaaa...
Seviyorum bu şehri; evet kalabalık, evet hareketli, evet kozmopolit bir yapıda ama gerçekten seviyorum bu şehri.
Dizilerde izlediğim yerleri eğer yakınsa gidip görmek istiyorum.
Minik, kızımla bana göre kullanışlı, yeni ve bir ay sonra biraz daha pahalanacak evimizde kendimizi buraya ait hissediyoruz yani en azından ben öyle hissediyorum. 
Kızımın gönlünden daha farklı bir hayat, kendi evinde yaşamak, benimle birlikte aynı evde olmamak gibi şeyler geçiyordur kesin.
Ama neticede asgari şartlarda olabileceğin en iyisi bu benim için şu an...
Neyse İstanbul, kar yağacak kedi kuzum derken nerelere geldi konu.

Konunun sonuna gelirken güzel bir İstanbul şarkısı geçti gönlümden dinleyelim mi?


"Ah Güzel İstanbul..."

Hiç yorum yok: