24 Şubat 2013 Pazar

Dünya Malı Dünyada Kalıyor... Bir Kere Daha Anladım...




3 Bavul 1 sandık...

Arabaya ulaşmak için garaja indiğimde gördüğüm manzara içimi acıttı.

Çok değil daha bir kaç ay önce kaybettim çok sevdiğim komşumu. Epeydir hastaydı. Yaklaşık 1 yıldır  hiç konuşamıyordu, son zamanlarını da hastanede geçirmişti.
Bir insan öldükten sonra geride kalan yakınları eşyalarını ihtiyacı olan başka insanlara dağıtır. Ya da dağıtmalı. Ölen insanın emeği, göz bebeği olan bir şeylerini başkalarına vermek elbette çok zordur ama yapılacak çok şey de yoktur bu durumda.
Komşumun evini satışa çıkardıklarında ilk üzüntümü yaşamıştım. Ama şimdi garaj kapısının yanında ona ait bir adet kapağı kırılmış içi muhtemelen giysi dolu çeyiz sandığını ve üç adet bavulu görünce burkuldu içim. Bavullardan birisinin de kapağı kırıktı ve köşesinden içindekiler  görünüyordu. Büyük bir olasılıkla rahmetli eşinin bavuluydu ve o görünenler de onun ihramıydı. Çünkü bavulun sapına bağlı etiket yuvasında amcanın siyah beyaz bir fotoğrafı vardı. 
Diğer iki bavulun ağızları kapalı idi. İçinde ne olduğunu çok merak etmeme rağmen dokunamadım bile.
Yaşanmışlıkları barındıran tıpkı bu hayat kadar sahici bir hikayenin bu dünyayı terkediş hikayesinin kahramanıydı bu bavullar. Ve öldükten sonraki bilinmezlik kadar ketumdu. 
Bir insan canla başla çalışarak elde ettiği eşyalarını gözünü yumduğu anda geride bırakarak gidiyor. 

Ve bir insan ömrünün bu bavullar kadar, içindeki havlular kadar o sandık kadar bile uzun olmadığı düşüncesi ile irkiliyorum.

Bir kere daha hayatın boşluğu, bu dünyanın gelip geçici olduğu kanaatimi pekiştiriyorum zihnimde.

Her ikisine de Allah rahmet eylesin diyorum... Kabirleri nur dolsun inşallah...




Hiç yorum yok: