Yıl bilmem kaç ilkokulda birinciyi saymazsak üçüncü öğretmendeyim. :)))))))))) Birincisi daha öğretmenim olamadan ben istememiştim. :))))))))))))
...
İlkokula başlayacağım zaman babamın bir arkadaşı, arkadaşımın babası öğretmenim olacaktı. Daha kayıtlar yapılmadan önce dedi ki Rahmetli Babacığım:
-Bak Kızım -bu arada babamın sesini özlemişim onu fark ettim- Elif' in babası Memduh öğretmen senin ilkokul öğretmenin olacak.
Aman Allahım daha yedi yaşındayım ve nasıl bir duyguyla söylediysem artık bilemiyorum sürekli oturup kalktığımız, birlikte pikniklere, gezmelere gittiğimiz benim öğretmen olarak hiç kabul edemeyeceğim birisi bana öğretmen olacaktı...
-Haaaayıııırrr... İstemeeemmm... Elif' in babasından öğretmen olmaz... O benim Memduh Amcam... :))))))))))
Çocuk aklımla öğretmenin otoriter birisi olduğunu düşündüm belki de...
Babacığım benim yaaa. Baktı ben kararlıyım o çaresizlikle arkadaşına ne söyledi bilmiyorum ama ilkokul öğretmenim Memduh Amca olamadı. Daha en başta ben tavrımı koymuştum...
Ahahahaaaaa...
İlkokula başladığımda ilk öğretmenim Alper Öğretmen' di.
Çok güzel öğretti birinci sınıfta her şeyi hemen okumaya geçip, fişlerimi yazıp başarılı olmuştum...
Daha sonra taşınmak zorunda kaldığımızda benim okulum da değişti haliyle...
Haydaaa bu da nereden çıktı? Okulum öğretmenim her şey değişecekti. Canım babam yeniden bir araştırma ile Bahattin öğretmenimin adını bulmuş ve bana demişti ki:
-Kızım yeni okulunda ikinci sınıfa Bahattin öğretmeninle devam edeceksin.
Vasat bir öğretmendi. Sorduğu hemen her soruya parmak kaldırıp cevap vermek istememe rağmen hiç bana söz vermezdi.
-Betül sen biliyorsun nasılsa bırak arkadaşların cevaplasın...
-!!!!!...
E benim öğretmenimden memnun olmama sürecim başlamıştı o zaman.
-Baba benim öğretmenim bana hiç cevaplatmıyor sorduğu soruları ben bu öğretmenle okumak istemiyorummmm.
Babamın o anki yüz ifadesini hiç unutamam yine karşısında tavırlı bir kız çocuğu üstelik baya da kararlı...
-Peki kızım, bakalım başka hangi öğretmen var sana uygun... Hay Allah bu kız kime çekti böyle hep kafasına göre öğretmen mi seçecek Hanım?
:)))))))))))
Ve en sonunda Onur Öğretmenim. Beşinci sınıfa kadar beni okutan.
Gerçekten tatlı-sert her yönüyle donanımlı bir öğretmen.
:)))))))))))))
O zamanlar mandolin öğrenmek modaydı. Benim öğretmenim de sazdan uda, mandolinden kemana hepsini çalabilen kabiliyetli bir öğretmendi. Bana ve iki arkadaşıma daha ilkokul dördüncü sınıfta mandolin çalmayı öğretmişti. Okulun her programında biz üçlü olarak pek bi popüler olmuştuk. :)))))))
Ahhhh... Mezun olduktan sonra bile her bayram, yılbaşı kart atmaya devam etmiştim. Şimdi koptuk nerede bilmiyorum.
Öğretmenim...
Öğretmenlerim...
Hepinizin bu güzel günü kutlu olsun.
Ellerinizden sevgi ve saygıyla öpüyorum...
...
Ve Canım Babamı da anmadan edemeyeceğim...
Nur içinde yat Canım Babam...
...
:.)
2 yorum:
Ne güzel anlatmışsınız. Aslında bu yazınızda öğretmenlerden çok babanızın tavrı ilgimi çekti. Ne de güzel bir ilişkiniz varmış, babanız "Küçücük çocuksun, sen karışma. Benim dediğim öğretmene gideceksin!" diyeceğine nasıl da saygı duymuş kararlarınıza daha o yaşlarınızda..
Ne şanslı bir çocukmuşsunuz:)
Çook...
Herkesin öyledir de...
Benim babam çok başkaydı. Çok önem verirdi hiç kızmazdı. Önce dinler, anlar sonra onaylardı... :.)
Otoriter görünümlüydü ama _bize son dakika yanlışı yapan_ kalbi şefkat ve sevgi doluydu.
Onu çok özledim.
Ben en küçük olunca galiba şımarık ve uysal bir kedi gibiydim.
:)))
:.))))
Yorum Gönder