26 Ocak 2015 Pazartesi

Mesela Dedim...


Uçağın merdivenlerinden inerken, şaşkın şaşkın sağıma soluma ve...
Güzelliklere bakıp:
-Oh iyi ki gelmişim ne de iyi etmişim diye düşüneceğim bir yer olsaydı.
Küçük ama güzel bir otelde kalsaydım. Yanıma aldığım küçük valizimi hemen dolaplara yerleştirip...
Bir iki lokma yemek yedikten sonra çevreyi gezmeye çıksaydım.
Nasılsa rehber serbest bırakırdı ertesi güne kadar.
Bir meydana gitseydim mesela güzel kafelerin, çarşıların, herkesin buluştuğu güzel bir meydan.
Bolca fotoğraf çekme imkanım olup akşamında da hem dinlenip hem de orayla ilgili ilk gözlem ve notları paylaşsaydım blogumda.
Ertesi akşam da sözleşseydim bütün tanıdıklarımla...


Güzel şık bir restorana şık kıyafetlerimin içinde gitseydim.
Arkadaşlarımla, dostlarımla oturduğum sofra öyle neşeli olsaydı ki ne beni arayanların telefon sesini duysaydım ne de içimin, yüreğimin fısıldadıklarını...
Kahkahalarımız ve eşlik ettiğimiz güzel şarkılarla keyifli bir akşam yemeğini tamamlasaydık hep birlikte.
Hayal mi?
Yok yok gerçek.
Ya daaaa...
Hepsi de hayalin içinde gerçek.
"Alışveriş de yapmalıyım hatıra kalacak kadar.
Rehberle tarihi yerleri gezeceğiz yarın.
Bolca fotoğraf çekerim heralde.
Makinemin şarjını mutlaka doldurmalıyım..."
Diye düşünseydim.
Edebiyattan, kitaplardan, müzikten ve gezdiğimiz güzel yerlerden söz edip sohbet edebileceğim bir kaç kişi olsaydı mesela grubun içinde...


Sonra bu güzel yolculuk sona ererken...
-Amaaaan düşünme biteceğini be Betül...deseydim kendi kendime.
Güzel şeyler bitecek ki yerine başka güzellikler gelsin.
Cümlelerini ekleyebilseydim.

***


Evet... Fotoğraflar temsili...
Gezilecek yer de öyle.
Bir yere gittiğim falan yok.
Sadece...
Pegasus' un "Uçmuş bunlar" reklamını izleyince hayal kurdum...
Mesela Dedim...
O kadar...

2 yorum:

Evde Yazar dedi ki...

Gerçek olsun :)

eratasarim2012@gmail.com dedi ki...

İnşallah... :)))))