Sabahın ilk ışıklarıyla biraz üşümüş, biraz dalgın, biraz da dinlenmiş olarak uyandım.
Çatıya çarpan yağmur damlalarının sesi, kendine has bağırtılarıyla panikle oradan oraya uçan sonra bir anda hiç yokmuşçasına susup kaybolan martıların sesine karışıyordu.
Böyle havalarda bir anda blogumda olmalıyım, yazı yazmalıyım derim ve kendimi hemen burada blogumda bulurum.
Umarım kelimelerim tekrara düşmeden, düzgün cümlelerle anlatabileceğim şekilde sıralanır yerlerine.
Malum uzun zamandır kitap okuyamadığım gibi kelime dağarcığım da zayıfladı.
(Çikolata, tatlı, hamur işleri karbonhidratları yemeyip kendim zayıflayacağıma kelime dağarcığım zayıflıyor iyi mi?)
Neyse bozmayalım insicamı.
Hoş bir sabah oldu tabii ki dün akşamın hoşluğunun sayesinde.
Bir sergimiz var ben de katıldım o sergiye umarım beğenilir ve bana gereken motivasyonu sağlayan bir sonuca ulaşabilirim.
Beni bilenler bilir çok uzun zamandır emek veriyorum, kendimi yetiştirmeye, yeniden yeniden bir şeyler öğrenmeye kanalize ediyorum. Bakalım ne olacak yaşayıp göreceğiz.
Zevkle, hevesle, neşeyle yaptığım tabii ki icat ettim diyemem çünkü internette araştırırken gördüğüm ve kendimce yorumlayıp, bu konuda çalışılanlara başkalarının yaptıklarına benzemeyen crochet takılarımı sergileme imkanım bu sefer oldu. Beğenilip, tercih edilecek mi yaşayıp göreceğiz.
İstanbul bu sabah yağmurla uyandı.
Sakin bir Pazar sabahından hepimize huzur ve mutluluk dolu günler dilerim.
Sevgiyle kalın...
***
Zerrin Özer...
Orhan Gencebay'ın çok güzel bir şarkısını seslendirmiş...
"Sev dedi gözlerim...."
Dinleyelim hatta elimize bir kahve de alıp keyifle dinleyelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder