Başbakan Erdoğan geri adım atar mı?
Başbakan Erdoğan çıksa…
Ve dese ki:
- Gezi Parkı için yapacağımız AVM’den vazgeçtik.
- İstanbul’un son kalan yeşil alanını heba etmeyeceğiz…
- Oradaki ağaçlara dokunmayacağız…
- Orayı daha da şahane bir park haline getireceğiz…
Başbakan Erdoğan çıksa…
Ve böyle dese…
Ne olur?
NE OLUR?
- Küçülür mü, yoksa büyür mü?
- Karizması gider mi, yoksa artar mı?
- Sözünden dönmüş olarak mı görülür,
yoksa hatadan dönmüş olarak mı görülür?
- Taraftarları isyan mı eder, yoksa alkışlar mı?
- Sevmeyenleri aşağılar mı, yoksa takdir mi eder?
- Ezbere mi teslim olur, yoksa ezberi bozmuş mu olur?
- Türkiye daha mutsuz mu olur, yoksa daha mutlu mu olur?
Söyleyin lütfen…
Ne olur?
*
Tayyip Erdoğan denilince…
Artık hepimizin ezberleri var.
Şu türden bir ezber:
- O geri adım atmaz.
- O pişman olmaz.
- O böyle olacak dedi mi, öyle olur.
- O sözünün üstüne söz söyletmez.
- O başkalarının ne dediğine bakmaz,
kendinin ne dediğine bakar.
KENDİ EZBERİNE TESLİM OLMAK
Tayyip Erdoğan’ı Tayyip Erdoğan yapan şeylerin başında gelen şey şu idi:
Ezber bozmak…
Resmi ideolojinin, vesayetçi anlayışın,
hizmet etme biçiminin ezberlerini bozarak yükseldi Erdoğan…
Ama sonuçta gelip dayandığı yer şurası oldu:
Kendine ait ezberler oluşturmak ve kendi ezberlerine teslim olmak…
ALLAH’INI SEVEN
Başbakan Tayyip Erdoğan demiş ki:
“Beni seven sigarayı bıraksın.”
*Sevmek, bazı kötü alışkanlıkların sona erdirilmesi için işe yarıyorsa…
Ben de şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Allah’ını seven şu biber gazı sıkma işini bir tarafa bıraksın.
Bakın, Allah adını verdim.*
Bir de şunu söyleyeceğim:
Biber gazının canlılara verdiği zarar,
sigara dumanının canlılara verdiği zararın yanında devede kulak gibi…
Yani dumansız hava sahasından daha öncelikli konumuz
biber gazsız hava sahasıdır.
Kafa ütüleme
Bazıları çıkıp bıdı bıdı ediyorlar:
Şurası talan edilirken neredeydin?
Buraya gökdelen dikilirken neredeydin?
Oraya şu yapılmak istenirken neredeydin?
Ta orada ağaçlar kesilirken neredeydin?
Falanca yerde doğa katledilirken neredeydin?
Kardeşim…
Orada, şurada, burada bu işler yapılırken…
Uyuyordum, şuursuzdum, sesimi bile çıkarmıyordum,
öylece seyrediyordum.
Ama şimdi aklım başıma geldi.
Ve sesimi çıkarıyorum
*
Peki sen söyle bakalım:
Sen şimdi neredesin?
Tükenmişlik sendromuna iyi gelecek sekiz şey
BİR: Ciğerlere mis gibi biber gazı çekmek…
İKİ: Sosyal medyada günde üç adet tepki mesajı atmak…
ÜÇ: Arada sırada “gideceğim buralardan” demek…
DÖRT: “İştebunlar hep
CHP’den” demek…
BEŞ: “Zahit bizi tan eyleme” deyişini söylemek…
ALTI: “Bütün bunlar olup biterken Kadir Abi nerede” diye merak etmek…
YEDİ: “Gitmeyeceğim o AVM’ye” diye kendi kendine söz vermek…
SEKİZ: “İdris Naim Şahin’in suçu neydi” diye düşünmek…
Biri ona ne bakanı olduğunu söylesin
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik,
kültür ve turizmden çok dış politikaya ilgi duyuyor
ve bu ilgisini saklamıyor.
İşte bakın:
Bir İngiliz gazetesine demeç vermiş Ömer Çelik.
Söylediği şu:
“Cenevre toplantısından sonuç çıkmazsa
Suriye muhalefeti silahlandırılmalı”.
Biri Ömer Çelik’e ne bakanı olduğunu söylese diyorum.
Mümkün mü acaba?
........................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder