23 Şubat 2014 Pazar

Çantamdaki Dünya...

Uzun amandır gidememiştim Bekir Abimizin yanına...
Bi ziyaret edeyim dedim bir de ne göreyim.
"Kadın Çantası Deyip Geçmeyin" 
başlıklı yazısında çantamdan bahsetmişim ve çantamın içinde nasıl  koca bir dünyayı taşıdığımı yazmışım...
http://ucuzcubekir.blogspot.com.tr/2013/07/kadn-cantas-deyip-gecmeyin.html
Bekir Abimiz de benden bir ricada bulunmuş ve kendi blogumda çantamdan bahsetmemi istemişti...
Biraz geç kalmışım ama neyse...
:)))


Önce bu şarkıyı da paylaşayım ki çantamdakilere 
"Asla Vazgeçemem" diyeyim...
:))))
Eveeeetttt başlayalım o zaman...
............



Benim çantalarım özellikle büyük boylardan seçilmiştir. 
Her kadın gibi aramızda bir elektriklenme olur çanta almaya niyetlendiğimde... :))))) 
-Hah tam aradığım bu işte... Diyebilmeliyim. Yoksa almam.
Biri içte biri dışta olmak üzere en az iki fermuarlı gözü olmalıdır ki acil bir durumda elim ayağım bir şeyleri aramak için, bulmak için dolaşmasın birbirine.
Düzenli olmalıdır. 
Her alış-verişten gelişte, yapılan liste, paketinden çıkmış mendil, fiş ve gereksiz kağıt parçası ayıklanır, toparlanır.
O iki fermuarlı gözün haricinde cüzdan dahil küçük küçük fermuarlı çantacıklar vardır sayısı seyahat durumuna göre ve günlük olarak değişir. Ama genelde 4 adettir. :))))))

İlki kağıttan, kimlikten, ehliyetten, kredi kartından ve marketlerin verdiği indirim kartlarından acaba paramı neresine sıkıştırsam dediğim (-ki az miktarda olur genelde) cüzdanım. Sevdiklerimin fotoğraflarını da minik bir albüm şeklinde taşırım ben cüzdanımda. Bir keresinde çaldırmıştım da ne kadar kötü hissetmiştim kendimi. Allah' tan çarçabuk bulundu içindeki görünen yerden paraları almış atıvermişler. O günden beri hemen elimi attığımda dokunmalıyım cüzdanıma.

İkincisi ağrı kesici, vitamin, nane şekeri, açılmamışıyla hep değiştirilen mendil paketi, hastalık durumuna göre günlük kullanılan ilaçların bulunduğu fermuarlı bir çantacıktır hiç yanımdan ayıramam.

Üçüncüsü ise küçük bir not defteri, kalem, ruj, göz kalemi, far, minik bir kolonya şişesi (-içindeki kolonya genelde kalitesiz oluyor ben kaliteli bir limon kolonyası dolduruyorum), minik bir el kremi, küçük boy çanta tipi deodorant, gazoz açacağı (-ki özellikle yolculuklarda çok gerekli oluyor), çakmak dumanlı ortam sağlayan şey... :))))))) ' lerin bulunduğu fermuarlı bir çanta bu biraz büyük oluyor haliyle... :))))))))) Eskiden küçük kağıt tutkalı ve tırnak cilası da olurdu kaçan çorabı fark edip değiştirinceye kadar daha fazla görünür hale gelmesin diye. Artık hiiiiç taşımıyorum... :))))) Ondan vazgeçmişim. Bu büyük başarı benim için. :))))))))))))))))

Dördüncüsü de bozuk paralarımın bulunduğu bir fermuarlı çantacık daha...

Fermuarlı gözlerden içtekinde evin küçük bir demirci dükkanından ses gelir gibi ses çıkaran anahtarları vesaire, çanta askısı (-çanta askısı deyip geçmeyin çok işe yarıyor). Garaj girişi kumandası falan.

Dış fermuarlı gözde ise telefonum durur. :))))))))))

Eğer uzun süreli yolculuk yapacaksam telefonumun şarj aleti, kulaklığım ve fotoğraf makinamın gerekli aletleri de yanımda olur ve fotoğraf makinam.

Şimdilerde annemin ilaçları, takma diş kutusu, tatlandırıcısı ve mendillerinin bulunduğu bir çantacık daha eklendi...
:)))))))))))))))))))
İşte çantamdaki dünyam bu şekilde...

:)))))))))))))))))))))
Ahahahaaaaaa... Yan omuzdan takılanlarını tercih etmeye başladım artık daha kolay taşınıyor çünkü. Aslında sırt çantası da tercih edebilirim ama o da her zaman kullanışlı değil.
:)))))))))))))))))))))
Vayyy canına neler de taşıyormuşum gözden geçirince niye boynumun ağrıdığını farkettim şimdi...
:)))))))))))))))))))))
Bekir Abi' nin sayesinde çantadaki dünyamı bir kere daha görmüş oldum...
:)))))

Güneş gözlüğümü nasıl unuturum hep yanımdadır. Yaz- kış hep taşırım... Yazmayı unutmuşum ama... :))))))))

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Bu çanta değil bence çantavan, yani karavanın çanta hali, içinde yok yok:))

eratasarim2012@gmail.com dedi ki...

İsim güzel beğendim... :))))