31 Mayıs 2014 Cumartesi
Günaydınlar...
Orkideli bir sabaha, güzel huzurlu bir güne merhabalar...
Biraz yorgun, dinlenememiş bir halde uyandım.
İyi miyim iyiyim...
Yeter bundan iyisi Şam' da kayısı...
:))
Kahvaltımızı da yapalıııımmmm...
İyi gelir günümüze zinde başlarız.
:)))))))))))
:)))))))))))
Bu sabaha iyi gelecek bir şarkı dinleyelim mi?...
..............
Melihat Gülses' in su gibi sesinden...
"Ben seni unutmak için sevmedim."
Diyor...
Ve Melihat Gülses' ten en sevdiğim şarkısını da dinlemeden olmaz...
"Uzun Yıllar Ötesinden Hatırını Sorayım mı?..."
:)
30 Mayıs 2014 Cuma
29 Mayıs 2014 Perşembe
Offf Aynısı Yenidennnn...
Bu Geceden İtibaren...
Korku, heyecan, dua...
:.......
Dua...
Dua...
Hepsi de anacııma...
:..................
:.......
Dua...
Dua...
Hepsi de anacııma...
:..................
İyi Akşamlar...
Bugün için düşünülen her şey yarına ertelenince bi garip oluyor insan ama işte naapalım bütün dualarımızla yarını da geçirelim inşallah...
28 Mayıs 2014 Çarşamba
Bugün...
AKREP: Yardımsever tavrınızın, düşünceli ve güçlü empati kurabilme yeteneğinizin daha çok baskın olacağı bugünde bir çok ilişkinizde niyetinizi daha açık bir şekilde ortaya koyabilecek, daha sağlam diyaloglar kurabileceksiniz
Burcumu sevdim.
Seni çok sevdim Akrepçim...
Burcumu sevdim.
Seni çok sevdim Akrepçim...
Bir Anma...
Sevgili Komşum
http://evdeyazar.blogspot.com.tr/2014/05/28-mays-edip-canseveri-anyorum.html
Bugün Edip Cansever'in ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatmış ve güzel bir anma paylaşımında bulunmuş.
Teşekkürler.
Ben de zaman zaman blogumda paylaştığım Edip Cansever şiirlerinden alıntı yaptım bu sabah.
Gelmiş Bulundum
Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş
Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan---
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.
Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.
Yıldızlar, büyülü ülke, adımı unutturan
Bir kaya, bir ot, bir akarsu
Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu
Ki bütün ölüleri sığa çıkaran
Ve kenti bir ölüm derinliğine salan
Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu.
Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söylesin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.
http://evdeyazar.blogspot.com.tr/2014/05/28-mays-edip-canseveri-anyorum.html
Bugün Edip Cansever'in ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatmış ve güzel bir anma paylaşımında bulunmuş.
Teşekkürler.
Ben de zaman zaman blogumda paylaştığım Edip Cansever şiirlerinden alıntı yaptım bu sabah.
Gelmiş Bulundum
Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş
Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan---
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.
Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.
Yıldızlar, büyülü ülke, adımı unutturan
Bir kaya, bir ot, bir akarsu
Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu
Ki bütün ölüleri sığa çıkaran
Ve kenti bir ölüm derinliğine salan
Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu.
Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söylesin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.
Gidemeyiş
Güz ve kış ve ilkbahar geçti
Yaz çarçabuk geçti
Hepsi tekrar tekrar geçtiler
Bu bana uzun geldi
Gecem avurtlarım gibi çöktü
Ve çöktüm
Sabahım, sabahlarım
Kabından taşan sütler gibi büyüdü
Ve taştım
Gün güne taşındı, yıl yıla
Gitmedim, gidemedim
Ki dedim
Bana söz vermeliydi biri
Sesi uzaklardan gelen
Görünmez yıllarla ilgili.
Günaydınlar...
Sevgi, sağlık ve mutluluk dolu günler dilerim...
Afiyetle yemek için pizza olsa mıydı ki?...
: )
Efkarlıyım başım duman
Sitemim var ey koca çınar
Zor günümde nicesini andım
Muhabbet yetmezmiş bilmedim
Dün bugün dedim gönlüm avuttum
Yarın yetmezmiş bilmedim sitem ne çare
Şu dünyanın haline kandım
Ben yalnızmışım bilmedim
Gönül için için yanar da
Sabır yetmezmiş bilmedim sitem ne çare
Efkarlıyım başım duman
Sitemim var ey koca çınar
Nev Efkarlıyım şarkı sözü şarkısının sözleri
Efkarlıyım
"Nev" söylemiş, "Efkarlıyım" demiş...
Ne de güzel söylemiş...
Dinleyelim...
27 Mayıs 2014 Salı
İmkansız...
................
........................
..........................
...........
............
.......................................
.....................................
............
...........
Bende nokta çok,
çok fazla, gereksiz fazla,
İmkansız...
........................
..........................
...........
............
.......................................
.....................................
............
...........
Bende nokta çok,
çok fazla, gereksiz fazla,
İmkansız...
Sezen Aksu - Gitmem Daha (Şahane Misafir)
gitmem daha, kanım kaynıyor hala
gitmem doymadım ben aşka
bırakmam gölgemi ardımda
alırım yanıma onu da
her şeyden korkardım küçük bir çocukken
şarkı söylemeyi karanlık öğretti bana
yalnızlıktan öğrendim binlerce masalı
ve hüzünden öğrendim sevmeyi
bir gün daha perdeler kapanmakta
kaçmam ben pişman olsam da
hayat iştahla dişlediğim elma
kaçmam yaşarım inadına
gitmem doymadım ben aşka
bırakmam gölgemi ardımda
alırım yanıma onu da
her şeyden korkardım küçük bir çocukken
şarkı söylemeyi karanlık öğretti bana
yalnızlıktan öğrendim binlerce masalı
ve hüzünden öğrendim sevmeyi
bir gün daha perdeler kapanmakta
kaçmam ben pişman olsam da
hayat iştahla dişlediğim elma
kaçmam yaşarım inadına
.....................
26 Mayıs 2014 Pazartesi
Günaydınlar...
Hadi Bakalııımmm Bugün Büyük Gün...
Hayırlısıyla en iyisi olsun inşallah...
:)
Hayırlı haftalar dilerim hepimize...
25 Mayıs 2014 Pazar
Miraç Kandilimiz Mübarek Olsun...
Recep ayının 27'nci gecesine rastlayan geceye "Mirac gecesi" denir. Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk yıl önce, 621 M. yılı başlarında vuku bulmuştur. Bu gecede Hz. Muhammed (s.a.s), Mekke'den Kudüs'e oradan semalara yükseltilerek, melekût âlemini seyretmiş ve Cenab-ı Hak ile aracısız mükâlemede bulunmuştur.
Kur'an-ı Kerim'de mirac olayına şu şekilde kısaca yer verilir: "Kulu (Muhammed'i) gecenin az bir bölümünde kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. İşiten ve gören O'dur" (el-İsrâ, 17/1).
Hz. Muhammed'in, gecenin az bir bölümünde Mescid-i Haram'dan, Mescid-i Aksa'ya kadar olan yolculuğuna "İsrâ", Mescid-i Aksâ'dan göklere yükselip, madde âlemini aşmasına da "mirac" denir. İsrâ; gece yolculuğu yapmak, demektir.
Mirac gecesinin önemi, o gecede Cenab-ı Hak'tan getirilen emir, yasak ve haberlerin öneminden gelmektedir. Mirac gecesi getirilen esasları birkaç maddede toplayabiliriz:
1) İslâm'ı saran tehlike çemberinin, etkisini kaybettiği haber veriliyor.
2) Daha önceki dinlerin yürürlükten kaldırıldığı ilân ediliyor.
3) Hz. Muhammed'in ilâhi gücün tecelli ettiği Sidretü'l-Müntehâ'ya yükselmesi, beşer ilminin sürekli ilerleyeceğine delâlet ediyor.
4) İnsanla Rabbı arasında en önemli iletişim aracı olan beş vakit namaz bu gecede farz kılınmıştır.
5) el-Bakara Suresinin son iki âyeti İslâm ümmetine hediye olarak gelmiştir. "Amenerrasûlü" diye başlayan bu âyetlerde önemli akide konuları yanında, son âyette özlü duâ örnekleri verilmektedir.
6) Allah'a ortak koşmayan mü'minlerin bağışlanacağı müjdesi veriliyor.
İşte bu kadar önemli hükümlerin bir arada bildirildiği Mirac gecesi, önemini bunlardan almaktadır. Mirac gecesinde on iki rek'at nâfile namaz kılınması müstahsen görülmüştür. Bu namazın her rekatında Fâtiha ile başka bir sûre okuyarak, iki rekatta bir selâm vermeli, sonra yüz defa "Sübhânellahi ve'l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illâllahü vallahû ekber" demeli, daha sonra yüz defa istiğfar ederek, yüz defa da salâtü selâm okumalıdır. Gündüzün de oruçlu bulunulmalıdır. Böyle bir gecede yapılacak duanın Cenab-ı Hak tarafından geri çevrilmeyeceği umulur.
24 Mayıs 2014 Cumartesi
Tebrikler Nuri Bilge Ceylan...
Cannes Film Festivali | Altın Palmiye, Nuri Bilge Ceylan' ın!
"Bu ödülü son bir yılda hayatını kaybeden Türk Gençlerine ve
Soma'da hayatını kaybeden madencilere adıyorum..."
Nuri Bilge Ceylan
Günaydınlar...
"Herşey seninle güzel..."
Zerrin Özer orijinal plak kaydı.
Her ne kadar bulutla, yağmurla uyanmışsak da güzel ve umut dolu bir gün olsun.
Günaydın.
:)
Birhan Keskin' den...
Diyorlar ki: hayat yalandır,
aşk da...
Nasıl inanırım!
o; olmak istemiş de olmamış
bir yarım nefes gibi şuramda.
Birhan Keskin...
aşk da...
Nasıl inanırım!
o; olmak istemiş de olmamış
bir yarım nefes gibi şuramda.
Birhan Keskin...
Nazan Bekiroğlu' dan...
Bu kadar tanıdık buluyorsam kalbimi kalbine, bu kadar tanıdık ses veriyorsa kalbim kalbine, o ezeli uğultuyu hâlâ kulaklarımda taşıdığımdandır.Seni bu kez hatırladıysam Yûsuf, o kez unuttuğumdandır..
Nazan Bekiroğlu
23 Mayıs 2014 Cuma
Sen Kalk...
Dünyanın en lezzetli kahvesini içtim de...
................
:P
Ben bakıp kalayım böyle...
Aman elimi top mu götürdü ben yaparım kendi kahvemi.
Hıh...
:/
Dışarıda Bulutlu, Gök Gürültülü ve Şimşekli...
Yağışlı bir hava...
Trafikte adım adım ilerleyen araçlar.
Hafta sonu olması sebebiyle de yoğun araç trafiği var.
Ama dışarıdan gelen yeşillik ve toprak kokusu muhteşemmm...
Ve Radio Tarifa' dan bu müziği dinlemek...
Parkımızın Ev Sahibi...
Başlık biraz tuhaf oldu. Hem park, hem ev.
Hem de ev sahibi...
Merak ettiyseniz eğer devamını okuyun o zaman...
Merak ettiyseniz eğer devamını okuyun o zaman...
.....................
Daha yaza çıkarken tamamlandı parkımızın inşaatı.
Çocuk oyun alanı, basket sahası, yeşillikleri, ağaç ve küçük havuzlarıyla pek süslü, pek şirin oldu parkımız. Parkın olduğu yer anacıımla ve ablamla hastaneye gitmek için buluşma alanımız oldu bu günlerde...
Çankaya Belediyesi' ne teşekkürler bu arada.
"Garip geldim dünyaya, Şan şöhrete aldanma
Bedel ettin aşkımı, Yürek kaldı dağlarda
Bedel ettin aşkımı, Yürek kaldı dağlarda
Ne acılar yaşandı, Ne yareler kapandı
Uykular haram iken, Gülüşlerim yalandı
Uykular haram iken, Gülüşlerim yalandı
Garibim hadi gül biraz, Bu bahar dallar kiraz
Yaşamak Hep böyledir, Su biter seller durmaz..."
Şimdiii güzel güzel parktan söz ederken ne oldu demeyin...
Yaşamak Hep böyledir, Su biter seller durmaz..."
Şimdiii güzel güzel parktan söz ederken ne oldu demeyin...
Yazacaklarımın devamı var...
...............................
Bu sabah da ikinci kere gördüm onu kafasına kadar çekmiş battaniyesini uyuyordu.
Fotoğrafını çektim ama paylaşmak istemedim nedense.
Zaten kendine özel hiç bir şeyi yok bir de fotoğrafını izinsiz paylaşmak çok etik gelmedi bana.
Çocuk oyun alanında bulunan bir bankta uzanmış yine kafasına kadar örtmüş battaniyesini uyuyordu.
İlk gördüğümde biraz irkildim nedense.
Hasta mıdır, baygın mıdır, yoksa Allah vermesin öldü kaldı mı diye düşündüm bir an.
Ben böyle düşünürken yattığı tahta bankın üzerinden yavaşça doğruldu.
Yaklaşık bi beş dakika kadar sessizce sadece oturdu. Güneş ışıkları üzerine vurmuş ağaçlardan gelen esintiyle uyanmıştı.
Biraz esnedi, kafasını kaşıdı, biraz sağına soluna baktı kimse umurunda değildi sanki.
Sonra çoraplarını ve ayakkabılarını giyip, ceketini, pantolonunu düzeltti.
Tertipli bir şekilde katladığı battaniyesini muntazamca poşetine koydu. Poşetler başının altında yastık görevini görüyordu.
Hemen herşeyini bu poşete koyup çocukların kaydıraklarının altındaki dolap gibi olan bölüme kaldırdı.
Başucunda bulunan küçük pet şişeden suyunu içtikten sonra hiç bir şey olmamış gibi banka oturup sağa, sola bakmaya başladı.
Uyurken onu ne çocuk sesleri, ne genç liselilerin bağıra çağıra koşturmaları, ne de yoldan geçen araba kornaları rahatsız etti. Kendi kendine yaşayan bir garip insan işte...
Hikayesi varmış elbette ailesi, evi falan yan bankta oturan birisi anlatıyordu ben o konuyu pek dinlemedim.
O böylesini tercih etmiş diyecek bir şey yok.
Asıl ilgimi çeken şey hali, tavrıydı...
Öyle gamsızdı ki.
Sanki dünya yansa "-Yanarsa yansın bir yorganım yok ki" diyecek gibiydi...
22 Mayıs 2014 Perşembe
Ahmet Haşim' den...
Akşam Yine Toplandı Derinde
Canan gülüyor eski yerinde
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtab, kemer taze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde...
Ahmet Haşim...
Canan gülüyor eski yerinde
Canan ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtab, kemer taze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde...
Ahmet Haşim...
21 Mayıs 2014 Çarşamba
Nilgül-Yazımı Kışa Çevirdin Leyla
Bir çok sesten dinledim ama Nilgül kadar içli söyleyeni yok...
Yazımı kışa çevirdin bak gözümde yaşa Leylam...
Viran oldu evim yurdum ne söylesem boşa Leylam...
Viran oldu evim yurdum ne söylesem boşa Leylam...
Mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa Leylam...
Ve Evet...
Sıcak havanın bir anlamı olmalıydı.
Yağmur yağıyor ohh güzel güzel.
Ama şiddetli, ama gök gürültülü.
Çok fena halde üşüdüm...
Bu Ne Yorgunluktur Allahım...
Bir an eve gelemeyeceğim sandım...
Havada da bir yağmur sıcağı var.
Offf...
Şu hastaneyi neden yakına yapmadılar ki?...
Havada da bir yağmur sıcağı var.
Offf...
Şu hastaneyi neden yakına yapmadılar ki?...
20 Mayıs 2014 Salı
Teknolojiyi Seviyorummmm...
Sipariş olarak vereceğim şeyin fotoğrafını gönderip bundan istiyorum kuzucuum demek çok kolay oldu.
:)
Her ne kadar gittiği yerde o marka olmasa da :)
Neyse...
:)
Her ne kadar gittiği yerde o marka olmasa da :)
Neyse...
Doğru Söz...
"Sorun değil; Kırık bir kalbinin olması bir şeyleri denediğini gösterir."
Değerli Cümleler' den alıntı...
Değerli Cümleler' den alıntı...
Bir de Böylesi Var...
Köylüleri Uyutan Maden...
Rusya'nın Krasnogorsk ve Kazakistan'ın Kalachi köylerinde uranyum madeninin yakınlarında yaşayan köylüler zaman zaman 6 gün süren bir uykuya dalıyor.
Köylerde adeta salgın şeklinde görülen uzun uyku vakasını araştıran bilim adamları, durumun Sovyetler Birliği döneminden kalma uranyum madeninden kaynaklanabileceğini ancak henüz varsayımın ispatlanamadığını söyledi
Bir süre önce de bir türlü uyanamayan yaşlı bir adamın öldüğü düşünülmüş ve diri diri gömülmüştü.
Ney Olup Ağlamaktır En Güzel Duamız...
Ney olup ağlamaktır en güzel duamız...
Dinle neyden ki hikâye etmede, Hep ayrılıktan şikâyet etmede Mevlâna'nın mesel dünyasında, ney insanı temsil eder. İnsan da, tıpkı ney gibi, içinde nefes saklamaktadır.
İnsanın her sözü, bir özleyişin ve bir ayrılığın ifadesidir. İnsanın iç çekişleri, aslından ayrı olmanın hüznünü, yuvadan uzak olmanın sancısını yansıtır. Kamışlıktan kopardıklarından beri beni, Feryadım ağlatır her kadını ve erkeği. Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır. Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu...
Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır. Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu cennetten dünya gurbetine sürülmüştür. İnsan kalbi, tıpkı ney gibi, fena ve zevalin, ayrılık ve yokluğun yaşandığı bu dünyada, inceden inceye feryad etmektedir.
İnsan ruhu olması gereken yerde değildir; geçmişe ait hüzünler ve geleceğe ait kaygılar, aslında hep bu uzaklığın sözsüz ve sessiz ağlayışından ibarettir.
Senai Demirci
Dinle neyden ki hikâye etmede, Hep ayrılıktan şikâyet etmede Mevlâna'nın mesel dünyasında, ney insanı temsil eder. İnsan da, tıpkı ney gibi, içinde nefes saklamaktadır.
İnsanın her sözü, bir özleyişin ve bir ayrılığın ifadesidir. İnsanın iç çekişleri, aslından ayrı olmanın hüznünü, yuvadan uzak olmanın sancısını yansıtır. Kamışlıktan kopardıklarından beri beni, Feryadım ağlatır her kadını ve erkeği. Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır. Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu...
Kamışlık neyin anayurdu ve evidir. İnsan da tıpkı ney gibi cennetten, yani yuvasından ayrılmıştır. Kalbinin ebedî muhabbetle doyduğu cennetten dünya gurbetine sürülmüştür. İnsan kalbi, tıpkı ney gibi, fena ve zevalin, ayrılık ve yokluğun yaşandığı bu dünyada, inceden inceye feryad etmektedir.
İnsan ruhu olması gereken yerde değildir; geçmişe ait hüzünler ve geleceğe ait kaygılar, aslında hep bu uzaklığın sözsüz ve sessiz ağlayışından ibarettir.
Senai Demirci
19 Mayıs 2014 Pazartesi
Biliyorum...
Hiç biri benim için değil ama moral buluyorum işte en azından...
:)
...........
.........................
...............................
:...................
:)
...........
.........................
...............................
:...................
Hiç Dikkat Ettiniz mi? Ne Çok, Ne Çok, Ne Çok...
GYO Yani Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve İnşaat Şirketi reklamı var...
Özelikle haber kanallarındaki reklamlarda site ve residence, karlı yatırımlar, loca görüntüleri, lüks inşaatlar, daha inşaata başlanmadan proje üstünden milyon dolarlarla satılan bina görüntüleri var...
İnsanın içi gidiyor bu reklamları izledikçe ama bunlara yeterli geliri olmayan-olamayan insanların ruh halini düşünsenize siz acaba bir ev alabilir miyim diye düşünüyorsunuz, başkaları neyin reklamını yapıyor?
Neticede tv izleyen çoğu kimsenin o kadar çok parası yok...
Bence mangaldaki sucuk kadar albenili ve can isteten bu reklamlara bir düzenleme getirilmeli...
:(
Bu bizim gelişmişliğimizi gösteriyor demeyin.
Zira gelir dağılımı eşitsizliğinin olduğu bir ülkede yaşadığımızın bilincindeyiz...
Günaydın...
Hak edenlerin cezasını bulduğu, insanların kendini güven içinde hissettiği sevgi dolu, insanlık dolu günler dilerim...
Biraz Toparlanalım Bakalım...
AKREP: Yenilenmenin zamanı geldi. Değişiklikler size iyi gelecek. Her ne kadar yorulsanız da emeklerinizin karşılığını alacaksınız.
Öyle mi diyosun?
Ay hadi inşallah...
Bir de ne tür bi değişiklik onu da deseydin iyiydi...
Ama neyse...
Öyle mi diyosun?
Ay hadi inşallah...
Bir de ne tür bi değişiklik onu da deseydin iyiydi...
Ama neyse...
18 Mayıs 2014 Pazar
Bekliyorumm...
Ömrüm beklemekle geçiyor...
:/
Hayırlısı...
Tıpkı Gece Yolcuları' nın söylediği gibi...
Uyuyorum uyuyorum
Günler çabuk geçsin diye
Kadehlere koyuyorum
Acımı dindirsin diye
Bekliyorum bekliyorum
Bu sensizlik bitsin diye
Seni özlediğim kadar
Beni özlüyor musun,
Sende rüyalarında
Beni görüyor musun
Öyle zor ki ayrı kalmak
Öyle dayanılmaz ki
Unut beni sevgilim
Ben unutmuyorum
:/
Hayırlısı...
Tıpkı Gece Yolcuları' nın söylediği gibi...
Uyuyorum uyuyorum
Günler çabuk geçsin diye
Kadehlere koyuyorum
Acımı dindirsin diye
Bekliyorum bekliyorum
Bu sensizlik bitsin diye
Seni özlediğim kadar
Beni özlüyor musun,
Sende rüyalarında
Beni görüyor musun
Öyle zor ki ayrı kalmak
Öyle dayanılmaz ki
Unut beni sevgilim
Ben unutmuyorum
17 Mayıs 2014 Cumartesi
Güneşli Bir Gün...
Ama yürekler üşüyor, iki eli bağrında çökmüş insanlar,
Babalarının mezarı başında çocuklar, evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin mezar taşına dokunan kadınlar,
Bu acıyı nasıl atlatacak bu ülke?
Bu acıya nasıl dayanacak?
Sorgular gibi, araştırır gibi -mış gibi yapan birileri zaman geçecek, küllendirecek konuyu...
Bir de bakmışız vebali olan herkes yine aynı hamam aynı tas devam edecek...
Bu tarz üzüntülü günlerde ah bi bir yıl geçmiş olsa üzerinden şimdi şu an diyesi geliyor insanın.
Ah bi bir yıl geçse seneye bu zamanlar olsa...
Güneşli bir gün bugün,
Günümüz dünümüzden güzel geçer umarım...
Babalarının mezarı başında çocuklar, evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin mezar taşına dokunan kadınlar,
Bu acıyı nasıl atlatacak bu ülke?
Bu acıya nasıl dayanacak?
Sorgular gibi, araştırır gibi -mış gibi yapan birileri zaman geçecek, küllendirecek konuyu...
Bir de bakmışız vebali olan herkes yine aynı hamam aynı tas devam edecek...
Bu tarz üzüntülü günlerde ah bi bir yıl geçmiş olsa üzerinden şimdi şu an diyesi geliyor insanın.
Ah bi bir yıl geçse seneye bu zamanlar olsa...
Güneşli bir gün bugün,
Günümüz dünümüzden güzel geçer umarım...
16 Mayıs 2014 Cuma
Bazen...
Her şey boş, her şey anlamsız hale bürünüyor.
"Hayat neden şekil yapıyor?
Hadi ordan çekil yapıyor"...
Diyesim geliyor...
"Hayat neden şekil yapıyor?
Hadi ordan çekil yapıyor"...
Diyesim geliyor...
Sevgili Mühendisler, Ustalar...
1 Mayıs duvarını yapacağınıza Yaşam odasını yapsaydınız ya?...
?????????????
!!!!!!!!!!!!!!
................
Yıldıray Oğur' un Yazısı...
...........................................
İKTİDAR DİKLENMEK YERİNE EĞİLİP HESAP VERENİNDİR
1866 yılını dünya tarihi için unutulmaz yapanlardan biri de Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanının bu yıl yayınlanmasıydı. Romanın bir yerinde geçen o ifadeyi hatırlayalım:
“İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.”
150 yıl sonra bugün de iktidar, diklenmek değil eğilmeye, hesap vermeye ve gönül almaya cesaret edenindir.
.......................
İKTİDAR DİKLENMEK YERİNE EĞİLİP HESAP VERENİNDİR
1866 yılını dünya tarihi için unutulmaz yapanlardan biri de Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanının bu yıl yayınlanmasıydı. Romanın bir yerinde geçen o ifadeyi hatırlayalım:
“İktidar, ancak eğilip onu almak cesaretini gösterenlere verilir.”
150 yıl sonra bugün de iktidar, diklenmek değil eğilmeye, hesap vermeye ve gönül almaya cesaret edenindir.
.......................
Yılmaz ERDOĞAN... RADİKAL GAZETESİ İçin Yazmış...
“Korkmuyor musunuz” diye sormuştum Zonguldak’ta bir madenci ağbime.
“Korkup da napacan” demişti, “korkuyla yaşanmaz ki.”
Kocaman harflerle ‘önce güvenlik ’ yazıyordu önünde konuştuğumuz duvarın üstünde.
Önce düşük maliyet.
Önce yüksek kâr.
Önce maksimum kapasite.
Önce karanlık .
Önce sessizlik.
Önce duman.
Önce ölüm.
Şimdi kriz masalarında kifayetsiz bir telaş.
Hiçbir yaraya derman olmayan başsağlığı mesajlarımız, gözyaşlarımız.
“Çizmelerimi çıkarayım mı” diyor mahşerin ortasında çok yüksek kapasiteli bir kalp sahibi,
“Ambulans kirlenmesin.” Bir de temizlik maliyeti eklenmesin masraflarınıza benden ötürü.
***
Hadi şimdi gider pusulasına yazın kardeşlerimizin vasiyetlerini.
Vergiden düşün babasız kalan çocukların acısını.
Soğuk rakamlar üzerinden bir hayat kurun karanlık ve ıslak maden dehlizlerinde.
Bu işin sorumlularını affetmeye hiçbir kulun gücü yetmez. Bunu ancak Yaradan yapabilir.
Allah sizi affetsin.
Çıkarın o pahalı çizmelerinizi.
Dünya daha fazla kirlenmesin...
....................
Yılmaz ERDOĞAN... RADİKAL GAZETESİ İçin Yazmış...
http://www.radikal.com.tr/?gclid=CPyBgc_fr74CFYoSwwod428A8Q
“Korkup da napacan” demişti, “korkuyla yaşanmaz ki.”
Kocaman harflerle ‘önce güvenlik ’ yazıyordu önünde konuştuğumuz duvarın üstünde.
Önce düşük maliyet.
Önce yüksek kâr.
Önce maksimum kapasite.
Önce karanlık .
Önce sessizlik.
Önce duman.
Önce ölüm.
Şimdi kriz masalarında kifayetsiz bir telaş.
Hiçbir yaraya derman olmayan başsağlığı mesajlarımız, gözyaşlarımız.
“Çizmelerimi çıkarayım mı” diyor mahşerin ortasında çok yüksek kapasiteli bir kalp sahibi,
“Ambulans kirlenmesin.” Bir de temizlik maliyeti eklenmesin masraflarınıza benden ötürü.
***
Hadi şimdi gider pusulasına yazın kardeşlerimizin vasiyetlerini.
Vergiden düşün babasız kalan çocukların acısını.
Soğuk rakamlar üzerinden bir hayat kurun karanlık ve ıslak maden dehlizlerinde.
Bu işin sorumlularını affetmeye hiçbir kulun gücü yetmez. Bunu ancak Yaradan yapabilir.
Allah sizi affetsin.
Çıkarın o pahalı çizmelerinizi.
Dünya daha fazla kirlenmesin...
....................
Yılmaz ERDOĞAN... RADİKAL GAZETESİ İçin Yazmış...
http://www.radikal.com.tr/?gclid=CPyBgc_fr74CFYoSwwod428A8Q
Ne Kadar İncesiniz...
Bırakın insanlara psikolojik destek verelim demeyi bizim insanımız kendini tedavi eder siz yeter ki insan yerine koyun, sorularını cevaplayın, kusuru olanlar hakkında cezai işlemi başlatın
Günaydın...
Çok zor. O insanların acısını görüp de teselli
edecek kelimeleri dahi bulamamak.
Üstelik hem hükümet hem holding sahibi
insanların birbirinin kusurunu örtmeye çalıştıkları gerçeği daha da
zorlaştırıyor olayı.
Daha sayı belirsiz, ölen, kurtulan ya da içeride olan kaç kişi belirsiz, kimlikler belirsiz, gözaltına alınacak
birileri olacak mı o bile belirsiz.
700-800 kişiden bahsediliyor hiç bir resmi denen açıklamaya inanmıyorum.
Baksanıza 15 değil de 19 yaşındaymış diye
neredeyse sevinecekler.
Her türlü acıya, üzüntüye, isyana, yalancılığa, göz yummaya, ört bas etmeye rağmen...
Günümüz aydın olsun...
15 Mayıs 2014 Perşembe
Ohh Derin Bir Nefes Alın...
"Adı:Cemal iyi ki Kemal değil ohhh.Yaşı:19 tamam tamam yaşı da 15 değil"
Ne yapalım sevinelim mi? 15 inde değil de 19 unda öldü diye???...
:/
:/
Utanç Verici Görüntü...
Bu fotoğrafa bakıp da kahrolmayan var mıdır acaba?
Vardır mesela o tekmeyi savuran takım elbiseli Başbakanlık müsteşarı
Yusuf Yerkel
ya da
Yusuf Erkel...
Gün Aydın Olsun Umarım...
İnsanların feryatlarını izleye izleye geçecek bir gün daha...
Allah' ım yardım et.
Allah' ım yardım et.
14 Mayıs 2014 Çarşamba
Camilerden...
Yükselen sela ve dua sesleri bugün sadece yapabildiğimiz bu oldu.
Sadece oturduğumuz yerden üzüldük.
Üzüntümüzü dile getirdik.
Kahırla, isyanla, göz yaşıyla...
Buna yetti gücümüz bir kere daha üzüntüyle yoğuruldu yüreğimiz...
Sadece oturduğumuz yerden üzüldük.
Üzüntümüzü dile getirdik.
Kahırla, isyanla, göz yaşıyla...
Buna yetti gücümüz bir kere daha üzüntüyle yoğuruldu yüreğimiz...
Güne Soma Haberiyle Başladık...
Soma yanıyor, Türkiye' nin içi yanıyor...
Ölenlere Allah' tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Kurtarılmayı bekleyenlere de sabır ve kolaylık diliyorum.
Umarım bir an önce kurtulurlar.
13 Mayıs 2014 Salı
Yalnızlık...
Buğulu penceremde bir ben bir de yalnızlık
Hava soğuk,yağmurlu ve karanlık
Sakin sessiz ve bomboş ortalık
Buğulu penceremde bir ben bir de yalnızlık
Sokak lambaları birer birer yanarken
İnsanlar yavaşça sokakları terk ederken
Bu akşam hüzün yine benimleyken
Buğulu penceremde bir yalnızlık bir de ben
Dolunay çıkınca ortaya kalmadı karanlık
Deniz olabildiğince durgun ve bulanık
Hikayeme henüz bulamazken bir başlık
Buğulu penceremde bir ben bir de yalnızlık
Herkesin hikayesi gibi zannederken
Farklı yaşadığımı henüz bilmezken
Yalnızlığımın farkında değilken
Buğulu penceremde bir yalnızlık bir de ben
Kafam düğümlü ipler gibi karmakarışık
Neden acaba bu anlaşılmazlık
Buğulu penceremde ben yokum artık
Hikayemin adı yalnızlık…
Abdurrahim Karakoç...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)