Çiçek açmış, kupkuru bir toprak...
Bunu görünce aklıma gelen ilk söz 'elinden geleni yapmış' oldu.
Gerçekten bazen toprak elinden geleni yapar, çabalar, çırpınır,
daha fazla ne yapabilirim düşüncesine kapılır.
Ama elinden gelen budur.
Evet kupkuru bir toprağın tüm gayretiyle güzel bir çiçek için uğraşması kadar zordur hayata söz geçirebilmek.
Ele avuca sığmaz taşkın sular gibidir bazen hayat...
Hiç bir yaptırım, hiç bir söz onu doğru bildiği fikirlerinden caydıramaz, uzaklaştıramaz
Söz geçmez dinlemez...
Bu bildiği de her zaman doğru mudur?
Bilinmez...
O zaman hayat naapar yapar kendini kurumuş toprak yerine yemyeşil çimenlerin olduğu,
başkasının emek verip yeşerttiği topraklara atar.
Hayat böyledir vefa denen olgu yoktur.
Oysa bu kuru toprak son çiçeğini vermiş ve artık tüketmiş kendini.
Elinden geleni yapmış, çiçeğin albenisiyle süslemiş kendini.
Beklediği bir yağmur, bir damla daha su.
Ama o bulutlar gitmiştir çoktan üstünden.
Son nefesini verenler kadar geri dönüşsüz bir yaşam döngüsü içinde bulur kendini.
Çöle dönüşür gider...
***
Gelgelelim...
Bizim bildiğimiz toprak anadır, candır,
Her zaman hareketli bir hayat sunar çevresine...
Baharda çiçeklerini verir.
Ekinleri yeşertir
Ölmüş gibi dursa da canlanıverir vakti geldiğinde.
Mühim olan çöle dönüşmeden fark edebilmek ve ona göre gardını alabilmek hayata karşı...
:)))
***
Yine bir tek fotoğraftan neler çıkardık böyle?...
***
Günaydınlar, canlı hayat dolu, mutluluk dolu güzel günler dilerim.
Sevgi ve esenlikle...
***
Hayırlı Cumalar...
***
Deniz Seki
"İyisin Tabi..."
Diyor dinleyelim...
:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder