15 Mart 2020 Pazar

Yine Yeniden İyi Akşamlar...


Yalnız bir çiçek hüznüyle uyumuşum gün boyu.
Sanki çok şiddetli bir sarsıntı geçiriyor insan içinde deprem gibi...

***

Bazen insan kendini eli kolu bağlı hisseder ya işte öyle.
Bir şeylere hazırlanıyoruz sanki, 
evimizden hiç çıkmayacakmış gibi, 
karantinaya bizler de alınacakmışız gibi.
Evin ihtiyaçlarını üçer beşer alırken tv lerde herkesin nooluyoruz demesi,
 niye bu kadar ihtiyaç malzemesi yığıyorsunuz demesi ağır geliyor.
Sayılan risk grubunda bir bünyem var.
 Salı günü bir operasyon geçirecektim ama 
doktorum ne diyecek bırakalım şimdi değil mi, 
yoksa yatıralım hemen de bir an önce bitsin git mi?
Bilmiyorum.

***

Oysa ben daha dünya turuna çıkacaktım.
Çocuklarım imkanları doğrultusunda gezeceklerdi köşe bucak her yeri.
En çok merak ettiğim Japonya'yı, Singapur'u, Dubai'yi gezecektim.
Sonra aldığım yan şeritlerinde New York yazan eşofmanımı giyince 
New York bana
"Come Betül come here."
Diyecekti.
😞





Kuzey ışıklarının o coşkulu parlayışını canlı canlı görecektim.
Çok mu karamsarım acaba?
Çok mu üzgünüm ya da...

Bu lanet hastalığa çözümü nasıl, ne zaman bulurlar belirsizlik içinde olmak çok kötü.
Çok mu abartıyor, çok mu küçümsüyoruz bilmiyorum ki.
İki ucu pis değnek üzerinde yürüyoruz dengede durmaya çalışarak.

:/

Sağlıklı, mutlu, sorunsuz günlere bir an önce ulaşabilmek ümidiyle.

***


Mazlum Çimen' den
"Feryad-ı İsyanım..."
Dinleyelim.
Ben de ilk dinliyorum bakalım nasılmış?...

Hiç yorum yok: