2 Haziran 2021 Çarşamba

Aşııııı...

 



Fotoğraflardan anlaşılıyor heralde yazmak istediğim konu.
Ben bir çok yazımda geçmişle karşılaştırma yapmışımdır bu zamana kadar.
Evet şimdi yine şimdi ve öncesi karşılaştırması yazacağım.

Yaşı bana akran olanlar sanırım üsttekini hatırlar.
Siyah çantalı bir amca (iğneci amca) bisikletiyle bir yere giderken bile görsek kaçacak delik arardık.
O siyah çantanın içinden çıkan kutular, kutulardan çıkan iğne ucu, kullanıldıktan sonra yine farklı bir kutuya konan iğne ucu.
Yine iyi hasta olmamışız birbirimize hastalık bulaştırmamışız.
Allah korumuş vallahi.
Kızıma anlattığım zaman gözlerini dehşetle açıp aynı iğne mi?
Demişti. Evet aynı iğne temizlenir, kaynatılır yeniden kullanılmak üzere kutusuna konur.
Sonra hepsi birden o yandan açılmalı siyah iğneci çantasına konur.
Hastalara gidilir.
Naapalım o zamanlar tek kullanımlık enjektörler vardı da onlar mı almadı?
:))))))))))))))))))))))))))))

***

Gelelim hatırladığım en renkli aşı macerama...
:)))))))))))))))))))))

Ablam daha ilkokuldayken onların okula sağlık görevlileri geliyor ve kardeşlerinizi de getirin aşılayalım diyor.
Ben nereye gidiyoruz sorularıma cevap alamadıkça huysuzlaşıp ağlamaya başlamıştım.
Sanırım başıma gelecekleri hissetmiştim bilmiyorum. 
İstemiyorum ben gelmiycem çığlıkları arasında okula varmıştık bile.
Sürekli kaçıp geri yakalanmaktan yorulmuştum. 
Çığlık çığlığa ağlayarak sınıfa doğru yürürken bir anda elimi kurtarıp can havliyle koşmaya başladım.
Miniciktim (şimdiki şişman halimle uzaktan yakından ilgim yok)
Can havliyle koştum koştum tam okulun kapısına vardığımda ablamın eli ensemden kavradı.
O benden hızlı koşmuş demek ki. 
Yakalanmanın verdiği hınç, öfke, sinir bozukluğuyla ağlaya ağlaya çaresiz girdik sınıfa.
Doktor ve hemşireler vardı sınıfta sağda solda ağlayan, mızırdanan çocuklar, onları susturmaya çalışan anneler, babalar, abiler, ablalar :)))))))))))))))))
Görüntünün çok komik olduğunu belirtmeliyim.

Sıra bana geldiğinde sağ kolumu sıkıca kavrayıp ucu ilaçlı incecik bir iğneyle iki çizgi attılar.
Ağzıma da üzerine iki damla aşı damlatılmış kesme şekeri ağzıma tıktılar...
:)))))))))))))))

Meğer çiçek aşısı olmuşum.
Tabii o iki çizikle kalmadı ben akran ve büyüklerimin bildiği gibi para gibi açıldı, yara oldu, izi kaldı.
Eveeetttt...
Aşı olmamak için okulun kapısına kadar kaçan Betül böyleydi.
Bugün ben aşı olmak için seve seve, koşa koşa, hevesle gideceğim.
Sanırım yaşlandıkça can kıymetleniyor.
Ya da şu görünmeyen düşmanla savaşmanın tek yolu olduğu için koşa koşa gidiyoruz...

Haydi bakalım aşıcılar açın yolları ben geliyorum...

:)

Hiç yorum yok: