3 Kasım 2013 Pazar

Sahte Polis Sizi Yanıltmasın...

Düşündürücü ve iki ucu netameli bir olay...
Sahte polisler, evlere ve iş yerlerine baskınlar düzenliyor, telefonda kandırdıkları insanların hesaplarını boşaltıyor...
Sabah gazetesi muhabiri kendisine polis süsü verdi, elinde telsizle sokaklara çıktı, çevirdiği 50 kişiye kimlik sordu, 43 kişi sorgusuz sualsiz kimliğini uzattı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bilgisi dahilinde sahte polis olan gazeteciler sokakta yaşadıklarını böyle anlattı:
...Hedefimiz, insanlara uyarıda bulunmak ve mağduriyetlerini önleyecek bir çalışma yapmaktı. "Elimize polis telsizi alarak sokağa çıkacağız. Sivil polis rolünde sokaklarda çevirdiğimiz insanlara kimlik kontrolü soracağız" dediğimizde, şakayla karışık emniyet yetkilisinden gelen bir soru ile karşılaştık:
"Gözaltı da yapacak mısınız Emir, nezarethaneleri hazırlayalım mı?" Polis şeflerinden çok olumlu tepkiler aldık. Gasp Büro Amirliği ile Dolandırıcılık Masası'nın sivil ekipleri son yıllarda mesailerinin önemli bir bölümünü sahte polislere karşı mücadeleye harcamaya başlamıştı. Kendilerine polis süsü verdikten sonra şehrin sokaklarında tehlike saçan suçlular, kalabalık suç örgütleri oluşturarak işleri büyütmüştü. Kimi kendisini komiser, kimi başkomiser olarak tanıtıyor, hızını alamayıp kendisini emniyet amiri olarak tanıtanlar bile var. Hal böyle olunca, biz de sahte polis olup yollara düştük. Bu haberi yaptığımız sırada Prof. Dr. Canan Karatay'ın da sahte polis mağduru olduğu ortaya çıkınca, durumun vehameti iyice anlaşıldı. Bu insanlar yıllarca okumuş hatta kanaat önderi olmuş bir doktoru bile kandırma becerisine sahipler. Sahte polis olarak ilk durağımız Nişantaşı'ydı. Kalabalık olan ve bizler için tehlike arz edebilecek bazı riskli noktaları sahte polis olarak deneyim kazanıp, ustalaşacağımız saatlere bırakarak Nişantaşı'ndan sonraki güzergahımızı; Fulya, Şişli, Mecidiyeköy, Beşiktaş ve Beyoğlu olarak belirledik.............
***
Beşiktaş Ihlamurdere Caddesi' nden Fulya istikametine doğru yaya olarak ilerlerken, önceki deneyimlerimden gelen güçle karşı kaldırımda yürüyen, 30- 35 yaşlarındaki birine seslendim:
"Uygulama yapıyoruz beyefendi, kimliğinizi alalım!" İnsan nereden bilebilir ki,"Seslenmez olaydım!" diyeceğini... Durdurduğum kişinin kaşları çatık, tavırları ise netti. Gözleri adeta, 'Seni beğenmedim' diyordu. "Tamam. Kimliğinizi göreyim" dedi."Versene kardeşim kimliğini. Herkese kimlik mi göstereceğiz?" çıkışım gerginliği tırmandırırken, o hızla cep telefonunu çıkardı. "Resmi ekip aracı gelsin!" dedi ve adımlarını yavaş yavaş geriye doğru atarken 155'i çevirdi.
Telefonu kulağına götürdü. Emniyette adımıza dosya açılmasına ramak kalmıştı ki gerçeği anlattık. Telefonunu indirip kapattı, hâlâ şüpheli bakışları üzerimizdeydi, inandıramadık. Son çare basın kartımızı gösterdik, kartvizitimizi verdik yine de olmadı. "Nereden bileyim?"diyerek tekrar 155'i aramaya yeltendi. "Yahu dur kardeşim! Gir Google'a, yaz adımızı görürsün" dedik de ikna ettik, sağ olsun Google! Girdi baktı ve inandı. Önce derdimizi anlattık, sonra da sorduk:
"Nereden geliyor bu tecrübe?" Anlattı: "Benim ağabeyimi Beyoğlu'nda bir mekandan çıkarken gözaltına aldılar. Araca bindirerek paralarına el koydular. Sonradan öğrendik ki, o adamlar polis değilmiş."
***
Sahte polis vakalarının sık yaşandığı Şişli'de belli ki insanlar bu konuda bilgi sahibiydi. Bu bölgede üç kişi ile benzer diyaloglar yaşadık, ben kimlik sorunca onlar da benim polis kimliğimi sordu. Bir kişi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda çalıştığını söyledi. Kartını cebinden çıkarttı ve son derece kibar bir üslup ile "Polis kimliğinizi görebilir miyim?"dedi. "Yanımda yok, araçta kaldı" cevabını aldığında, aklında oluşan soru işaretleri irileşmeye başlamıştı. "Tek başına kontrol olmuyor bildiğim kadarıyla" diyerek o da polisi aramaya kalktı. Durumu açıkladık. "Bu işler ne kadar çok vatandaşlara duyurulursa o kadar azalır" diyerek yanımızdan ayrıldı. Telsizi, tam 50 kişiyi çevirdikten sonra kapattım. Sadece yedi kişi polis kimliği göstermemi istedi. Diğer 43 kişi, sanki kelepçeleri takıp "Haydi! Emniyete gidiyoruz" desem itiraz etmeden benimle araca binmeye hazır gibi duruyordu. Peki bu kadar kolay mı? Evet, bir telsiz ve biraz oyunla maalesef öyle. Bize düşen, gerekli mesajı sizlere aktarmak: Siz siz olun, sokakta yolunuzu kesen, kapınızı çalan her telsizliyi polis zannetmeyin!
Haber Kaynağı:

Benden İnciler:
Her iki açıdan da sahte polis tarafından da, gerçek polis tarafından da düşündürücü bir olay bu. Bazı egosu yüksek insanlar tarafından son derece istismara açık. 
Egosu yüksek insan polis de olabilir, kimlik sorulan vatandaş da... 
Mesela 
"-Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" la başlayıp 
-Bana bu polisin amirini bağla kızım..." diyenler olabildiği gibi, 
-Ben polisim göstereceksin kimliğini diyenler de olabilir...
Ego işi yani...


Hiç yorum yok: