Bir küçücük gül ile minicik bülbülün aşkıdır bu.

Biri ottur biri kuştur diye küçümseme gafletine düşmeyesiniz.

O minicik bülbül ki boyuna posuna bir lokmacık etine bakmadan

semada uçuşup dururken öyle bir koku almış ki,

bir anda başı dönmüş kolu kanadı kırılmış.


Gülün rayihasının meftunu olup acep nerden gelir bu koku diye

uzun bir müddet bu güzel kokunun sahibesini aramış.

Bulamayınca da yüksek bir yere konup yanık yanık ötmeye başlamış...


Kaşları yayım çehresi ayım

benlerim çoktur akranım yoktur

bir yüzüm ahım zülfü siyahım

bakıp durmalı cana sarmalı hemen almalı...


Gül uzaklardan gelen bu hoş serencamı işitmiş ve

oda bu güzeller güzeli sesin sahibine bir anda meftun olmuş.

Rayihasından olabildiğince kokuları rüzgarın peşi sıra savurmuş.

Bülbül rüzgarın peşi sıra gelen bu kokuyu takip etmiş.


Bülbül gülü görmeden kokusuna meftun olmuş

gül bülbülü görmeden sesine aşık olmuş.

Aşıkla maşuk vuslat hasretiyle yanıp tutuşurken

kavuşmaları çok uzun sürmemiş.


Derken vuslat hasrete mani olamamış.

Bülbül güle öyle sevdalanmış ki

onun her halini görmek istemiş.

Yaprağında benim,

dikeninde benim,

ezanda benim,

cefanda benim olsun demiş.

Gülde Sevdalısına en güzel kokularını sunabilmek için

bir açmış bir solmuş bir solmuş bir açmış.


Ona en güzel halini göstermek istemiş.

Gül kokusuyla dile gelmiş...


Ah benim efendim servi bülendim

izzette yekta saadette bihemta

muhabbette la nazir güzellikte bi kusur

candan azizim şekerden lezizim

efendim canım sultanım makbulünüz olmaktır niyazım...


Her aşkın bir cilvesi vardır.

Bülbülle gülün aşkının cilvesidir

kavuşup hasretlerinin son bulmamasıdır.


Yani vuslatın hep bir başka bahara kalması.

Bülbül öttükçe gül açmış,

açtıkça kokusu bütün aleme yayılmış,

gül utancından gonca haline dönmüş,

bülbül gülün bu halini görebilmek için

ötmüş ötmüş ötmüş.


Gelgelim Gülün tomurcuktan gonca haline geçtiği

sıra bülbül hep bitap düşüp yorgunluktan gaflete,

uykuya dalmış.


Her uyandığında gül açmış

bülbül feryat edip göremediğine yanmış..



O günden beri her sabah vakti bu ızdıraplı aşk

tekerrür edip durmuş.


Bülbül sevdiğinin gonca halini görebilmek ümidiyle

bir ömür ötmüş.


Gül ise sevdiğinin en güzel halini görebilmesi ümidiyle

bir ömür boyu açmış açmış solmuş...

Ne gül sevmek kolay ne de gül olmak...


Bülbül olmayı seçtiysen

bir ömür yanacaksın.

Gül olmayı seçtiysen

bir ömür solacaksın...