9 Temmuz 2014 Çarşamba

Tünaydınlar...

Merhabalar, selamlar, sevgiler...
Yine geç kalmış bir sabah selamı oldu bu aralar maalesef böyle...
Günümüz dünümüzden güzel geçsin...
Herşey gönlümüzce olsun...
...

 

Bugün hepimizin içinde olan, olması gereken, bazen unuttuğumuz, bazen boşverdiğimiz soyut bir kavramdan bahsetmek istedim...
Merhamet...
Daha telaffuz ederken bile yüreğimizde bir yere dokunmuyor mu bu kelime?
Sözlükteki anlamı çok başka...

"Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma"

Olarak anlamlandırılsa da bana göre merhamet daha geniş, 
daha büyük görevleri olan bir kelime...
...

Merhamet gözdür, bakıştır, dildir, gönüldür...
Sevginin sözler olmadan dile gelişidir merhamet.
Vicdanla alakalı, bencillikten uzak, kaprissiz ve güler yüzlüdür...
...
Anne babanın merhameti kadar evladın merhameti, 
eşlerin birbirine olan sevgi ve muhabbeti de özünde aynı kaynaktan beslenir...
Merhametini kaybetmiş, duygularını dondurmuş bir insan düşünün...
Ne zordur öyle birinin yanında olmak ve hayata onunla devam etmek...
Sevgi ve şefkatle karıştırmıyorum merhamet tek başına hepsini içinde barındırıyor zaten...
Bir bebeğin masumiyeti kadar sade, bir kuşun kanadı kadar yumuşaktır merhamet...
Cam kenarına koyduğunuz ekmek kırıntılarını tek tek toplayan bir serçeye bakıştır merhamet,
Kanadının altına aldığı yavrularını koruyan bir kuşun sevgisine şahit olmaktır.
Elinizi yalayan bir pisinin görüntüsüdür bazen...
Bazen çok korksanız bile bir böceği, bir sineği bir örümceği öldürememektir...
Suda çırpınan bir kelebeği kuru yere itelemektir.
Bazen de elini uzatmaktır sevgiliye, gözünün içine bakmaktır...
Kendini onun yerine koymaktır...
Güzelliktir, mutluluktur...


Gönlümüzden, gözümüzden, ruhumuzdan hiç eksik olmasın merhamet...
Ve Yüce Yaratan'ımızın Merhameti hepimizin üzerine olsun...
...


Göksel Baktagir' den dinleyelim...
"Kar Tanem"
:)

Hiç yorum yok: