24 Ağustos 2014 Pazar

Hayır Diyememe Sendromu...


"HAYIR"...

Günümüz koşulları, zamana karşı yarışan bireyi aşırı bir yük ve baskı altında bırakıyor. 
Suçluluk duygusu,içsel çatışma veya “yapabilirim” yanılgısıyla hayır yerine evet demek ve daha fazla talep karşısında hayır demeyi öğrenmek günümüzde kişinin kendi için yapabileceği en büyük iyiliklerden biri olarak ortaya çıkıyor.  Peki bulunduğu ortamda farklı duygularla “hayır” yerine evet diyen kişiyi maruz kaldığı durumlar sonrasında neler bekliyor ve nasıl etkileniyor?
Hayır demeyi öğrenmenin ve uygulamanın maruz kalınan stres düzeyini düşürmeye ve kişinin hayatındaki önemli şeylere vakit ayırmasına yardımcı olacağını vurgulayan Neolife Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, “Birisine hayır demek kişiyi umursamaz, bencil ve diğer kişilere sırtını dönmüş olarak görünmesine neden olabiliyor.   Bazen bu durumların altında beğenilmemek, hoşlanılmamak, eleştirilmek, reddedilmek, dışlanmak ve bir arkadaşlığı kaybetmek korkusu yatabiliyor.
İlginç bir şekilde hayır diyebilme becerisi öz-güven ile yakın bir ilişki içinde bulunuyor. Öz-güven ve öz-saygısı düşük olan kişiler sıklıkla başkalarına karşı çıkma konusunda sıkıntı duyuyor ve başkalarının gereksinimlerini kendilerininkinin önüne koyma eğilimi içinde oluyor. Kişi başkaları için yaşayan birisine dönüştüğünü hissettiğinde, kendi öz-değeri diğer insanlar için yaptıklarına bağımlı hale gelebiliyor. Böylece zaman içinde çevrede kişinin her daim hazır olmasını ve taleplerinin karşılamasını bekleyen bir çember oluşuyor. Hayır diyememenin kişi üzerinde yorgunluk, baskı altında hissetme ve fevri hissetmesine neden olabiliyor.” diyor.
Hayır demek,  evet demeye göre daha sağlıklı bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Kişinin evet demeye devam etmesi taleplerin sayısının artmasına, stres düzeyini düşürememesine ve kişinin önem verdiği şeylere zaman ayıramamasına neden olabiliyor.  Hayır demek belki en kolay yol olmasa da, kişinin stresini azaltmayı, sorumlukları daha iyi yerine getirmeyi, yeni ilgi alanları edinmeyi sağlıyor. Telaferli, aşırı yük ve fazla stres altında kalmanın ve bunlardan evet diyerek kurtulacağını düşünmenin, kişinin kendisini hasta ve tükenmiş hissetmesine neden olduğunu vurguluyor.
Ne zaman hayır demeli?
Hangi faaliyet için vakit ve enerji harcamanın değer olduğunu kestirmek bazen güç olabiliyor.  Kişinin karşısına çıkan yükümlülükleri ve fırsatları değerlendirmek için belli stratejilerden yararlanmasını tavsiye eden Telafeli, şu önerilerde bulunuyor:
En önemli olanı bulup, üzerine odaklanın. Yeni bir söz vermeden önce yükümlülük ve önceliklerinizi gözden geçirin. Sizin için çok önemli olduğunu hissediyorsanız, gerçekleştirin; yoksa pas geçin.
Evet-stres oranını tartın. Vereceğiniz yeni söz, size kısa vadeli, anlık bir yük mü getiriyor, yoksa sizi aylar sürecek ek bir stres altına mı sokuyor? İkincisi söz konusu ise, evet demek yerine başka ne seçenekler olduğunu tekrar gözden geçirin.
Değerlendirmeleriniz sırasında suçluluk duygusundan arının.
Değerlendirdiğiniz konunun üzerine yatın. Yanıt vermeden önce kendinize zaman tanıyın.
Nasıl hayır demeli?
Hayır derken kısa ve öz olmaya özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Telaferli; ““Hayır” uygun olmayan görevleri üstlenmemenizi sağlayacak olan basit, tek ve güçlü bir sözcüktür. Her zaman durum bu kadar basit olmayabilir. Ama unutulmamalı ki “hayır” sözcüğü kesindir, kullanmaktan korkulmaması gerekir. Onun yerine “emin değilim”, “yapabileceğimi sanmıyorum”  gibi muğlak ifadeler ileride evet diyebileceğiniz şeklinde yorumlanabilir. Hayır derken, reddetme nedeni ile ilgili uzun açıklamalar yapmaktan ve kendinizi haklı göstermeye çabalamaktan uzak durun. Dürüst, saygılı ve kararlı duruş karşıdaki kişinin yanıtı kabullenmesi açısından oldukça önem taşıyor.” diyor.
Daha önce sosyal hayatta evet demeye alışan bireyler için hayır demek o kadar kolay da olmayabiliyor.  Ancak hayır demeyi öğrenmek yaşamı kolaylaştırıyor ve stresi azaltıyor.

Haber Kaynağı:

Hiç yorum yok: