21 Ağustos 2014 Perşembe

Sosyal Oyunlar ve Sevgi Eksikliği... Üzerine Güzel Bir Yazı...

Sosyal Oyunlar ve Sevgi Eksikliği

..................................................................................................
.............................................................................................................

Ne tür bir olay olursa olsun, derinlemesine düşünmeden tepki veriyor olmamızın nedenini hiç düşündünüz mü? 
Zamanımız mı yok, kapasitemiz mi yetersiz? 
Yoksa başkasını düşünecek halimiz mi kalmadı? 
Aslında cevap bir açıdan hepsi bir açıdan hiçbiri. 
Zahirde baktığımızda bu kategorideki tüm cevaplar geçerlidir. 
Ancak bu biraz da “dünyadaki tüm paralar benim olmadan kendimi zengin addetmem” demek gibi bir şey. 
Derinlemesine irdelendiğinde ise bu tür unsurların hiçbiri bahane olamaz. 
Yeter ki birey olarak empati kurma becerisini özdeğer olarak alabilmiş olalım. 
(Yukarıdaki metafor açısından baktığımızda, birey aslında cebindeki paranın miktarından bağımsız olarak zengindir; yeter ki cebindeki para ile yaşayabileceği krallığı zihninde canlandırabilecek ve onu uygulayabilecek bakış açısına sahip olsun).
Empati kuramıyoruz! 
Çünkü empati kurmak, kültürel anlamda bir özdeğer olarak aşılanmıyor, tatbik edilmiyor, her fırsatta dile getirilmiyor. 
Aslında kök problem bu da değil. 
Bunun da derinine gittiğimizde empati kuramamamızın nedeni yetişen kuşaklara “sevgi” olgusunu aşılayamıyor olduğumuz görülecektir. 
Ne evde, ne okulda, ne sokakta. 
Doğal olarak internette de. 
Sevgi gösteremeyen nesiller yetişiyor çünkü o nesilleri yetiştirmekte olan nesiller (bugünün genç anne babaları) sevgi görmeden yetişmişler.
Son bir savunma da şu olsa gerek. 
Yüzlerce kuru içinde (yukarıda bahsettiğim arkadaşım gibi) yaş olanları nasıl ayırt edip de ona empati göstereceğiz? 
Cevap basit : Biraz empati gösterdiğimizde aslında her birinin de yaş olduğunu göreceğiz. Adetlerinin onlarca ya da yüzlerce olması bu realiteyi saptırmamalı.
Yazı çok güzel tabii ki en başından itibaren alıntılamadım kaynağı burada...
TANOL TÜRKOĞLU... Yazmış ne kadar güzel anlatmış...

Hiç yorum yok: