24 Ağustos 2014 Pazar

İclal Aydın/Yağmur...


Yağmur yağıyor... Mutfak camındayım... Nasıl
üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek
vermiyor artık anne söylediğin gibi hep dibinden

su verdim ama... Şimdi telefon açsam sana ,
sesini duymakta yetmiyor ki. Hep aynı cümleler.
Babamlar nasıl? İlacını aldın mı? Nedenini
bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere
sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen dalıp giderdin
mutfakta yemek yaparken tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece. Ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne, anlamak seni daha
da...Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok
var.Gittikçe sanamı benziyorum ben? Ya da
"annenin kaderi kıza" dedikleri doğru mu? "Baban
eskitir herşeyi kızım." demiştin bir kez.
Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin
içinde.şimdi duysan bunları, ne üzülürsün mutsuz
mu kızım diye, çoktan vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz
değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere
çare bulamıyorum. Evimi topluyor, toz
alıyor,patlıcan kızartıyor, televizyon seyrediyor,
akşam çalan kapıyı açıyorum. Açtığımı gören
olmuyor. Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş
denmiyor. Çay demleniyor demleniyor,
demleniyor.Kederim mutfağın her yerine
yerleşiyor. Nasıl eskiyor herşey anne, nasıl
eskiyor. Eskilerimi atmaya kıyamıyorum. Seni çok
özlüyorum.
İclal Aydın/Yağmur

........... Yağmur hayatlara gelsin... ............

Hiç yorum yok: