16 Aralık 2020 Çarşamba

EN' EL AŞK... Kenan Kolday' dan...

Yazının aslı bu adreste... Çok güzel ve anlamlı...

http://www.felsefetasi.org/enel-ask-dedik-bir-kere/


20’nci yüzyıl mutasavvıflarından

Kenan Rıfai’ye “Tasavvuf nedir?” diye sormuşlar. “İncinmemek ve incitmemektir” diye yalın bir cevap vermiş.

Tasavvuf kişinin kendisine AYNA tutup, kendi içsel yolculuğunu yaparak kâmil insan olma çabasında, inisiyatik süreçle başlayan, mertebeler halinde ilerlenen bir denge yoludur.
Tasavvufa ben GÖNLÜMÜN KAAN’ı diyorum. Çünkü bana göre insanın beden-akıl-ruh olarak abir edebileceğimiz üç temel yönüne denk gelen bilim-felsefe-inanç kavramları, ilahi Aşk ve tevhid olmadan tamamlanmıyor. Her üç birbirine zıt görünen alan bana göre birlikte döngüsel olarak kullanılmadan insanın tekamülü holistik olarak başarıya ulaşamaz ve zıtlıkların birliği yani tevhide götüren Aşk, bu üçgenin ortadaki denge ve birleşim noktasıdır.
“Aşk” derken AntikYunan’daki beşerî aşk, yani Eros’tan bahsetmiyorum. Plotinus’un esrimeler ile anlatmaya çalıştığı İlahi Aşk yani Agape’den, YunusEmre’nin “ışk”ından bahsediyorum. Leyla’dan Mevla’ya geçişten bahsediyorum. Bu da Tasavvuf’ta akıldan kalbe geçiş olarak tanımlanan bir süreç.
Sonu VUSLAT ile bitmesini yaz edilen bir AŞK HİKAYESİ’dir Tasavvuf.

Allah beterinden saklasın, 2012-2017 dönemi boyunca beni sarsan ve ardı ardına gelen zorhayat sınavlarından, şükürler olsun ki dik ve daha güçlü çıkabilme sebebim, ruhsal ve felsefi çalışmalarıma ek olarak Tasavvuf felsefesine gönül vermem ve daha önceden içimde hissetmediğim, az birazcık tatmama izin verilen Aşk’tır.
İzin kavramından bahsetmek önemli. Zira, Rönesans sonrası barut, pusula, tüfek ile başlayan zenginlik döneminden beslenerek gelişen bilim bizlerinin sana, dünyaya, hayata ve evrene dair bilgilerimizi artırırken, attığımız Evraka nağraları entelektüel kibrimizi de tetikliyor. Hal böyle olunca yükselen bireyselcilik (individüalizm) akımı ile birlikte kendi cüz-i iradesiyle her şeye hükmedebileceği zannına kapılıyor beşer insan. Hem de kâinat-ı muazzamanın sonsuzluğu içinde bir kumtanesinden bile küçük bir gezegende yaşarken. İşte bu yüzden evrende her şeyin üstünde bir plan yapanın olduğunu hatırlayarak külli iradenin izin vermediği hiçbir şeyin olmadığını ve olamayacağının açizane hatırlamamız gerektiği kanaatindeyim. Her şey izne tabi.
Haddimize değil henüz Aşk sultanı olmak. Benimkisi sadece hiç okyanusu görmemiş bir çocuğun şaşkınlıkla “Evraka” deme hali. Ancak buna da şükür.
Bir kere Aşk’ın kokusu değdi mi gönlümüze hadsizce En”el Aşk diye haykırmadan edemedik. Haykırdım, çünkü benim gibi önceden bu mana kokusunu, ilahi cereyanı bilmeyenler de bilsinler istedim.
Siz de eğer bu sese kulak vermek ve vermekle de kalmayıp bana katılmak isterseniz, EN’EL AŞK adlı yeni kitabımı okuyabilirsiniz. 

KENAN KOLDAY

Hiç yorum yok: