7 Ağustos 2014 Perşembe

Sokak Lambaları...


Sokak lambalarının olmadığı bir şehri düşünün...
Issız ve sonsuz bir karanlık duygusu size de ürkütücü gelmedi mi?
Ay dolunay değilse eğer gecenin karanlığında yolumuzu nasıl bulacağımızı düşünürüz...
Çoğunlukla yol gösterici özelliğiyle hayatımızın parçasıdır sokak lambaları...
Görkemli, upuzun ve mağrur...



Kışın kar tanelerini, yağmur damlalarını gördüğümüz sokak lambasının ışığında
yazın da pervaneleri, minik böcekleri görürüz.



Yol gösterirler aydınlatırlar gideceğimiz güzergahı...



Kimi zaman dümdüz, kimi zaman da dekoratif olur şekilleri...


Kimi zaman da kuşlara yuva oluverirler... 


Eskiden sokaklarda bulunan yağlı kandillerden bu yana görünümlerinden 
ve görevlerinden hiç bir şey kaybetmemiş olmaları çok güzel bir şey...


Ferdi Özbeğen de diyor ya...
"Gün ışığında yola koyuldum elimde kandil, gözümde mendil
Vefa arıyorum, dost arıyorum, şefkat arıyorum..."

 

Kısaca sokak lambalarının işlevi sadece geceyi, gidilecek yolu aydınlatmak değildir...
Onların aynı zamanda manevi görevleri de vardır.
Bir babanın ailesini topladığı sıcak bir yuva gibi olur kol kanat gerer sevdiklerine...
Bizler gibi yaşarlar sanki ama farkları gündüz uyuyup, gece uyanık olurlar...
Karanlığın gizeminden ve ürkütücü halinden bizleri uzak tutarlar...

Hiç yorum yok: