29 Mart 2015 Pazar

Ayşe Arman...


Ayşe Arman Kabe' de...
O eşsiz deneyimini iç duygularını anlatmış...
adresinde.

Nefes almadan okudum. 
Eleştirenlerin dediği gibi bir düşünce hiç geçmedi içimden yemin ederim.
"Şov yapıyor, turistik gezi gibi gitmiştir" falan demedim.
İçi içine sığmayışını paylaştığı fotoğraflardan gördüm.
Orada o duyguları yaşamayanlar bilemez bu içi içine sığmayışları...
Her nefeste sanki oranın atmosferindeymiş gibi anlatmaları...
Ve sitesine yorumumu şu şekilde yazdım...

***

Ne kadar içten, ne kadar zarif bir anlatım...
Anadan, babadan, evlattan yiyecekten, içecekten dünyanın türlü nimetlerinden arınıp duru bir teslimiyetin hikayesi. İlk gördüğümdeki duygulara ne kadar yaklaştırdı beni bu yazınız anlatamam. Kıskandım biraz keşke yeniden görebilme umudum olsaydı. Umudum var da imkanım şu aralar yok.
Ağladım biraz keşke oralarda biraz daha fazla bulunabilseydim diye.
Bekle diyenlerden biri de benim. Rüyalarımda gidip gidip yakınlarındaki otelleri, kapıları görüp görüp geri geldiğim uyanınca Kabe' yi göremedim diye ağladığım yer. Oysa gerçekten gidince göreceğim o eşsiz yeri.
Hevesin, hırsın, nefsin boğulup atıldığı, kuru bir kulluğun bereketiyle gözden akan yaşın cevheriyle insanın kendini bulduğu yer.
Özledim hem de çok özledim ben Kabe' yi.
Çok sevindim bu güzel yazınızı okuyunca daha da çok sevindim.
Herkes kimin içinin ne olduğunu bilemez.
Allah ziyaretiniz makbul ve kabul etsin.
Sevgiler...

Hiç yorum yok: